8 Mayıs 2024 Çarşamba / 1 Zilkade 1445

9 ülke neden Türkiye'de konsolosluk kapattı? Star Gazetesi GYY Nuh Albayrak: Mesele, turizmden çok daha derin

'DEAŞ saldıracak' iddiasıyla konsolosluklarını kapatan ABD ve Avrupa'ya Türkiye'den tepkiler peş peşe geldi. Konsoloslukların kapatılmasını ve bu eylemin turizm ya da terör ile iktisabını değerlendiren Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak, 'Tabi mutlaka terörün turizmi baltalama amacı vardır ama ben bunun çok daha derin olduğunu düşünüyorum.' ifadelerini kullandı. Albayrak, 'Konsolosluklar ve büyükelçilikler üzerinden gerginlik oluşturmak ve kendilerine alan oluşturmak Amerika'nın öncülüğündeki batı ülkelerinin sık sık başvurduğu bir yöntemdir.' diye konuştu.

Star Gazetesi4 Şubat 2023 Cumartesi 15:03 - Güncelleme:
9 ülke neden Türkiye'de konsolosluk kapattı? Star Gazetesi GYY Nuh Albayrak: Mesele, turizmden çok daha derin

Geçtiğimiz günlerde Batı'dan Türkiye'ye ilişkin yapılan terör saldırısı uyarılarıyla birlikte dokuz ülkenin konsolosluklarını kapatmaları gündem oldu. Konsolosluklarını kapatan 9 ülkenin büyükelçisi, Dışişleri Bakanlığına çağrılırken, diplomatik kaynaklardan alınan bilgilere göre büyükelçilere 'Güvenliğin uluslararası sözleşmeyle sağlandığı' hatırlatılarak "Konsolosluk kapatmak terör gündemine hizmet eder" denildiği öğrenildi.

Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak, konsoloslukların kapatılmasını ve bu eylemin turizm ya da terör ile iktisabını Star Gazetesi'ne değerlendirdi.

Türkiye'nin 2023 yılı için 60 milyon turist ve akabinde 46 milyar dolar gelir hedefi koyduğu bir dönemde 'ABD'nin bir misilleme saldırısı olabilir' uyarısı üzerine bazı ülkeler geçici olarak konsolosluklarını geçici olarak kapattı. Buradaki uyarıyı Türkiye'nin turizm hedefine bir darbe olarak nitelendirebilir miyiz?

"HEDEF, TURİZMDEN ÇOK DAHA DERİN"

Öncelikle biliyorsunuz ki bu süreç güya kendi vatandaşlarını uyarmasıyla başladı. Bu da tam İsveç'teki Kur'an-ı Kerim'in yakılmasından sonraya rastlıyor. Bunun üzerine DEAŞ'ı kast ederek, Türkiye'de eylemler olabilir şeklinde bir şey başladı, bu ikinci adımdı. Tabi mutlaka terörün turizmi baltalama amacı vardır ama ben bunun çok daha derin olduğunu düşünüyorum. Bu ülkelerle ilişkilerimize bakıldığında terör neredeyse ikinci planda kalıyor.

"KENDİ ÜLKELERİNE OLAN TEVECCÜHÜ KOZ OLARAK KULLANIYORLAR"

Konsolosluklar ve büyükelçilikler üzerinden gerginlik oluşturmak ve kendilerine alan oluşturmak Amerika'nın öncülüğündeki batı ülkelerinin sık sık başvurduğu bir yöntemdir. Çok ilginçtir ki 2017'nin ekim ayının başında büyükelçi John Bass Türkiye'den ayrılırken yaptığı bir açıklamada 'Türkiye'de 9,5 aydır DEAŞ saldırısı olmuyor' demişti. Bunun öncesinde 2016 yılında ülkemizde bir darbe yaşanmıştı ve bu John Bass'ın büyükelçilik yaptığı binada FETÖ'nün en önemli isimlerinden biri olan Metin Kopuz'u saklıyorlardı. Türkiye işin peşini bırakmadı ve onu tutukladı. Bunun üzerine John Bass Twitter'dan yaptığı açıklama ile Türk vatandaşlarına Amerikan vizesi vermeyi durdurduklarını duyurmuştu. Dikkat ederseniz böyle kritik zamanlarda batılıların ilk başvurdukları şey konsoloslukları kapatmak veya vize vermemek oluyor. Kendi ülkelerine olan teveccühü deyim yerindeyse koz olarak kullanıyorlar. Ama o zaman da şimdi de baktığınız zaman krizin ve anlaşmazlıkların biraz tabanına indiğinizde karşınıza terör örgütlerine ve darbecilere destek vermek veya şimdi de olduğu Türkiye'yi geri çekme girişimleri çıkıyor. Bunun daha sonraki adımı Türkiye'yi iyice sıkıştırarak ve baskı yaparak İsveç ve Finlandiya ile ilgili olarak Türkiye'nin bu ülkelere NATO'ya giriş vetosunu kaldırtmaya zorlamaktır. John Bass örneği çok önemli çünkü o zaman millet o ifadelere çok şaşırmıştı. Türkiye'ye veda edip Kabil'e giderken yaptığı açıklamada verdiği mesaj şuydu: 'DEAŞ'ın Türkiye de eylem yapmadığından kaynaklanmıyor bu durum ,bizim desteğimizle' demek istedi. Bunun Türkçesi ve hepimizin anladığı şu, biz şu an DEAŞ'a talimat versek hemen eylem yapar. Şimdi bu çok garip değil bizim için. Neden değil? Bütün algı operasyonlarına rağmen milletimizin iyi bilmesi gereken ve maalesef muhalefetimizin anlamak istemediği bir şey var IŞİD örgütü Amerika'nın tamamen bu bölgedeki operasyonlarında kullanmak üzere kendisinin kurduğu bir laboratuvar örgütüdür. Ne zaman ihtiyaç duyarsa kullanıyor. Mesela Suriye'de bu örgütü nereyi ele geçirmek istemişlerse önce IŞİD bölgeye gitti ardından Amerika o bölgeyi militanlardan kurtarıyormuş gibi yaparak o bölgeye çöreklendi. Kobani olayı da böyle oldu. Kobani'ye 300 kadar DEAŞ'lı hücum etti. YPG, PKK, bütün koalisyonu oluşturan batılı ülkeler bir kısmı havadan bir kısmı karadan o 300-500 kişiyi güya engelleyemediler. Onları Kobani'den çıkarmak için bölgeye PYD-PKK geldi ve o günden beri de orada.

"BUGÜN BİR EYLEM SÖZ KONUSUYSA MUTLAKA ABD'NİN TAHRİKİ VARDIR"

Daha gerisine gidildiği zaman DEAŞ ne zaman Türkiye' de eylem yapmışsa bu bizim batı ile problemli olduğumuz dönemlerde olmuştur. Dolayısıyla bugün eğer bir eylem söz konusuysa (Allah göstermesin) mutlaka ve mutlaka Amerika'nın, batının tutumu ve tahriki vardır. Ayrıca bir mesaj ile terör örgütlerine gidin şurada eylem yapın demelerine gerek kalmıyor onlar mesajı veriyor zaten. İsveç'te Kur'an-ı Kerim'in yakılması üzerine 'DEAŞ eylem yapabilir' açıklaması bile gidin eylem yapın demektir. Sayın İçişleri Bakanı Süleyman Soylu konuşmasında iki tane önemli veri paylaştı. "Son 5 yılda toplam 1126 Avrupa menşeli DEAŞ'lı Avrupa'ya gönderildi. Acaba bunlara karşı ne yaptınız?" şeklinde önemli bir de soru yöneltti. DEAŞ'ın en aktif olduğu dönemlerde Suriye üzerinden Türkiye'ye DEAŞ'lı gönderiliyordu. Türkiye bunları engelliyor ve geldikleri Avrupa ülkelerine geri gönderiyordu. Fakat bir süre sonra bu kişiler tekrar Türkiye'ye giriyordu. Yani Avrupa'da bir yaptırım bir ceza, engelleme vs yapılmıyordu bunlara karşın. Dolayısıyla bütün bunlar aslında DEAŞ'ın neden oluşturulduğunu ve kime karşı kullanıldığını çok net bir şekilde gösteriyor. Bu sebeple yapılan tüm bu konsolosluk kapatma gibi durumları Türkiye'yi zorlamak ve turizmi baltalamak için yapıyorlar diyebiliriz.

"BİDEN TÜRKİYE'Yİ İYİ BİLİR..."

Bizler Türkiye'de yaşayanlar olarak bu uyarıların ne kadar komik olduğunu görüyoruz. Ama dışarıda yaşayanlar için bu durum aynı değil. Bu tür açıklamalar Türkiye'yi tanımayan biri açısından çok korkutucu ve zihninde bir Ortadoğu ülkesi konumuna getiriyor. Bunlar çok yönlü operasyonlardır. Esas olarak bunların Türkiye'nin bazı engelleri kaldırmasına yönelik yapıldığını düşünüyorum. İsveç ve Finlandiya'nın NATO vetosunu kaldırın diyebilirler. Neyse ki Türkiye Batı'nın hoşuna gitmeyen şeyler yaptığında artık sadece böyle zorlama şeylere başvuruyorlar. Daha önce daha farklı yöntemlere başvuruyorlardı. Yunanistan'ın NATO'ya girme sürecinde yaşadık benzerini. 1974 Kıbrıs harekatında yaptığımızda ABD bize ambargo koymuştu bize buna karşılık bizlerde Amerika'nın üslerini kapatmıştık. O zamanlar ABD'nin iki problemi vardı: biri üslerin açılması ikincisi Yunanistan'ın NATO'ya girmesi. O dönemde SSCB Amerika Çin büyük tehditti. Bölge ve şartlar çok daha farklıydı bugünden. Buna ek olarak 1979 da İran devrimi oldu ve SSCB'ye yakın bir yönetim kurulmuştu. Dolayısıyla Amerika için bölgede gücünü arttırmak daha da önemli hale gelmişti. 10 Ocak 1980'de ABD'nin dış işleri bakan yardımcı bir heyetle Türkiye'ye geldi fakat ilerleme kaydedemedi. Aradan bir kaç geçtikten sonra bir heyet daha geldi. ABD dış işler komisyonu. Komisyon başkanı ise JOE BİDEN. Ki Biden bu bölgeyi çok iyi bilir özellikle Türkiye'yi.

BİDEN GELDİ, KONUŞTU, GİTTİ. 12 EYLÜL'DE DE DARBE OLDU!

Biden o dönem Demirel ile görüştü, ana muhalefet partisi ile görüştü yani Ecevit ile. O dönemde Demirel ve Ecevit'in arası bozuk olmasına rağmen Ecevit'te Amerika'ya taviz vermedi. İki yerden de sonuç alamayan heyet en son dönemin Genel Kurmay Başkanı Kenan Evren ile görüştü. 12 Eylül'de ise darbe oldu. Hükümetin başına ise Deniz kuvvetleri komutanı Bülent Uluğ'u getirdiler. Bu hükümetin aldığı ilk karar neydi biliyor musunuz? Yunanistan'ın Vetosunu kaldırmak. İkinci kararsa 22 ABD üssünün yeniden açılmasıydı. Darbeden sonra Demirel ve Ecevit'in ABD üssünde tutulması ise her şeyi açıklıyor zaten. Şimdi günümüzde Türkiye'yi böyle şeylerle sıkıştırmaya çalışıyorlar ama aslında bu bile Türkiye'nin artık eski Türkiye olmadığının en büyük göstergesidir.

  • konsolosluk
  • Nuh Albayrak
  • büyükelçilik