Teröristleri besleyen ABD, Türkiye'nin terörle mücadelesinden rahatsız

Irak, Afganistan, Suriye gibi birçok ülkede insan onurunu ayaklar altına alan ABD, bu yıl yayımladığı İnsan Hakları Raporu'nda Türkiye'yi hedef aldı. ABD'nin raporda FETÖ terör örgütünün 15 Temmuz 2016'da giriştiği darbe girişimi sonrası gözaltına alınan örgüt üyelerini mağdur gösterme çabası, dikkatlerden kaçmadı.

 

Raporda MİT'in başarılı operasyonlarla yurt dışındaki örgüt üyelerini yakalayarak yargı önüne çıkarması, Azerbaycan'ın sınırdışı ettiği ve Kosova'dan getirilen FETÖ'cüler örnek verilerek, uygulamaların yanlış olduğu lanse edilmeye çalışıldı.

 

 

FETÖ mensuplarının yakalanarak Türk yargısının önüne çıkarılmasından duyulan rahatsızlık, raporda şu ifadelerle dile getirldi.

 

“Hükümet Fethullah Gülen destekçileri için kullandığı ve ‘FETÖ’ olarak adlandırdığı grubun üyelerini yakalamak için dünya çapında bir çaba başlattı. Temmuz ayında Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) 18 ülkede 100’den fazla “FETÖ” üyesinin getirilmesini sağladığını doğruladı. Bazı durumlarda işbirliği yapan hükümetler aranan kişileri normal süreci işletmeden sınırdışı etti. Örneğin Turan ve Meydan Televizyonları iki Türk vatandaşının Şubat ayında gerekli süreçten geçmeden Azerbaycan’dan Türkiye’ye götürüldüğünü bildirdi. Kyivpost.com adlı internet sitesi 16 Temmuz’da yayınladığı haberde 12 ve 15 Temmuz’da MİT’in Ukrayna’dan ‘FETO’ üyesi olduğu iddia edilen iki kişinin getirildiğini ve bir Türk hükümet yetkilisinin Ukrayna güvenlik servisine yardımlarından dolayı teşekkür ettiğini bildirdi.”

 

 

İŞKENCE YALANI

 

Rapor'da terör örgütler PKK veya FETÖ üyeliklerinden pişmanlık duyarak her iki yapı içindeki isimleri açıklayanlar ile ilgili kanıt sunmadan ''kötü muamele ve işkence'' ifadelerine yer verildi.

 

BM rapotörü Nils Melzer'in 'sert sorgu teknikleri' diyerek adlandırdığı işkence yalanının yanı sıra hükümetin ''işkenceye karşı sıfır tolerans'' politikasının izlediği yönündeki açıklamalara da yer verildi.

 

ABD ''TERÖRİST'' DEMEDEN, TERÖRİST OLMUYOR

 

Raporda savcıların terör ve ulusal güvenliğe yönelik tehditler konusunda geniş bir tanım kullandığı belirtildi. Yargı karşısında suçları tespit edelin FETÖ ve PKK mensuplarının cezaevine gönderilmesi, ilişiği bulunmayanların ise serbest bırakılması, göreve iadesi göz önünde bulundurulamdan tutuklanan terör örgütü mensupları ile ilgili ''muhalefetin sesini kısma çabası'' değerlendirmesinde bulunuldu.

 

Türkiye'de on binlerce cana kıyan eli kanlı terör örgütü PKK ve Suriye uzantısı YPG'yi besleyen ABD, raporunda bu örgütlerin mensuplarını ''muhalif'' olarak nitelemeye devam ediyor.

 

Raporda, terör örgütü propagandasından gözaltına alınanlar ''gazeteci, aktivist, muhalif'' olarak sıfatlandırıldı. 

 

SİVİLLER İÇİN GİDEN TÜRKİYE'YE ''SİVİLLERİ VURDU'' İFTİRASI

 

Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyindeki terör örgütü yuvalanmalarını temizleyerek sınırını güvene alma ve o toprakları Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tabiriyle ''gerçek sahiplerine'' yani oradaki halkın yönetimine verme gayreti de, raporda rahatsızlık duyulan bir diğer mesele olarak dillendiriliyor.

 

 

Küçük çocukları zorla silah altına alarak cepheye süren YPG'ye tırlar dolusu silah gönderen ABD, Türkiye'nin halka zulmeden örgütü Afrin'den çıkarmasını ''sivilleri vuruyor'' yalanıyla dile getirdi.

 

Raporda, Zeytin Dalı Harekatı kapsamında sivillerin zarar görmemesi için maksimum çaba sarf eden Türk Silahlı Kuvvetleri'nin can kaybına neden olduğu, hastaneleri vurduğu ve anıtları hedef aldığı yalanı dünya kamuoyuna sunuldu.