24 Nisan 2024 Çarşamba / 16 Sevval 1445

Ayasofya kılıç hakkı ne demek? Kılıç hakkı nedir?

Ayasofya'da 86 yıl sonra cuma namazı kılındı. Fatih Sultan Mehmet'in emaneti ve kılıç hakkı olan Ayasofya yeniden cami olarak faliyete geçti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yaptığı açıklamada Ayasofya'nın 'kılıç hakkı' olduğunu belirtmesi üzerine kelimenin anlamı araştırılmaya başladı. Peki, Ayasofya kılıç hakkı ne demek? Kılıç hakkı nedir? Merak edilen detaylar haberimizde...

24 Temmuz 2020 Cuma 16:17 - Güncelleme:
Ayasofya kılıç hakkı ne demek? Kılıç hakkı nedir?

Ayasofya kılıç hakkı ne demek? Kılıç hakkı nedir? Soruları gündemde en çok araştırılan konular arasında yer alıyor. Ayasofya'nın cami olarak ibadete açılması Türkiye ve dünya basınında geniş yankı uyandırdı. Ayasofya'da yıllar sonra kılınan cuma namazı öncesi Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Cuma hutbesine 'kılıç'la çıktı. Ayasofya Camii'nde kılınan ilk cuma namazında hutbeye kılıçla çıkan Erbaş dünyaya 'kılıç hakkı'nı hatırlattı. Ayasofya’nın ibadete açılmasının gündeme gelmesiyle birlikte sıkça duyduğumuz Kılıç hakkı nedir? Ayasofya kılıç hakkı ne demek? İşte konu hakkında detaylar...

KILIÇ HAKKI NEDİR?

Kılıç hakkı İslâm hukukunun bir kavramıdır, gayrımüslimlerin yaşadığı ve savaşılarak ele geçirilen topraklarda fetihten sonra hukukun izin verdiği bazı tasarruflardır ve bu tasarrufların başında, o beldenin en büyük ibadethanesinin olarak camiye çevrilmesi gelir. İbadethanelerin adedi fazla olduğu takdirde en büyüğünün yanısıra birkaçı daha cami yapılabilir ama o belde savaş ile değil de karşı tarafın “aman istemesi”, yani teslim olması ile ve kılıç çekilmeden, yani kan dökülmeden alındı ise kılıç hakkı tatbik edilmez. Kılıç hakkı kısaca savaş yoluyla kazanılan ganimetlere verilen addır. Fatih Sultan Mehmed'in 1453'te savaşarak İstanbul'u almasıyla Ayasofya kılıç hakkı olarak kazanılmıştır.

Wikipedia’ya göre “Kılıç Hakkı” kavramı; “Tımar sahipleri yıllık gelirlerinin ilk 3 bin akçesini kendi geçimleri için ayırırlardı. Buna ‘Kılıç Hakkı‘ denirdi. Geri kalan gelirin her 3 bin akçesi için de tam teçhizatlı 1 adet atlı asker yetiştirmek ve gerektiğinde bunlarla birlikte savaşa katılmak zorundaydılar. Bu askere ‘Cebelü’ adı verilirdi. Tımar sahipleri savaşa çağrıldıklarında bu yetiştirdikleri Cebelülerle beraber savaşa giderlerdi. Savaşta yapılan yoklama sırasında bulunmayan tımarlı sipahinin tımarı elinden alınırdı. Böylelikle Osmanlı İmparatorluğu asker yetiştirmekte sıkıntı çekmemiştir. Ayrıca Akıncılar ve Sipahiler Türk’tür…” şeklinde tanımlanmıştır.

CUMA GÜNLERİ VE BAYRAM NAMAZLARINDA HUTBEYE KILIÇLA ÇIKILIYOR

Osmanlı imparatorluğunda devlette hükümranlığın alameti olarak görülen kılıç kuşanma merasimlerinin yapıldığı mekanlar zaman zaman camiler olmuştur. O camilerden biri de, Osmanlı'ya başkentlik yapmış olan Edirne'deki Eski Camii'dir. Kılıç hakkı geleneği, kuşanma anlamında olmasa da asırlardır sembolik olarak yaşatılıyor. Cuma günleri ve bayram namazlarında hutbeye kılıçla çıkılıyor.

Diyanet Başkanı Ali Erbaş Ayasofya'da hutbeye neden kılıçla çıktı?

Eski Camide hutbede kılıç taşımanın tabi ki taşıdığı bir mesaj var. Hatta o mesajda kılıcı hangi elle tutacağının dahi özel anlamı söz konusu. Sağ ele alınan Kılıç, "kullanma" niyetini ortaya koyuyor ve düşmanı korkutmayı amaçlıyor. Hutbelerde kılıç sol ele alınıyor. Bu da, dosta güven verme amacını taşıyor.

Emir Sultan Çelebi tarafından 1403 yılında yapımına başlanan eski cami, Çelebi Sultan Mehmet zamanında, 1414 yılında tamamlandı. 1749 yılında yangından, 1752 yılında da Edirne depreminden zarar gören ve 1. Mahmut döneminde tamirat gören cami, Mimar Sinan tarafından yapılan Türk-İslam sanatının en önemli eserlerinden Selimiye Camisi'nin karşısında yer alıyor.