28 Nisan 2024 Pazar / 20 Sevval 1445

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Rakka'da DEAŞ'a karşı gereğini yapacağız

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hacı Sevim Yıldız Mesleki Eğitim Kampüsü'nün açılışında konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Şimdi El Bab, ama 'oraya inmeyin' diyorlar. Mecburuz, ineceğiz. Niye? Çünkü burada terörden arındırılmış bir bölgeyi hazırlamamız lazım. Koalisyon güçleri, eğer beraber hareket etmeye hazır olurlarsa Rakka'da da DEAŞ'a karşı gereğini yapacağız' dedi.

22 Ekim 2016 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İnegöl'de hayırsever iş adamı Mehmet Yıldız tarafından yaptırılan Hacı Sevim Yıldız Mesleki Eğitim Kampüsü'nün açılışında konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından bazı satırbaşları:

Tarihi, kültürü, yeşili, sanayisiyle bölgenin lokomotifi olan bu şehre değer katacak projeleri hizmete aldık. Hamdolsun bugün Bursamız, İnegöl başta olmak üzere tüm ilçeleriyle 14 yıl öncesine göre çok farklı bir konumda. İnegöl'ün özellikle mobilya alanında ünü Türkiye'nin sınırlarının dışına taşan üretim, tasarlama ve pazarlama merkezi haline gelmesi başlı başına bir gurur kaynağıdır. Biz dik durduk, dikleşmedik. Biz Allah'ın huzurunda rükua eğilmekten başka hiçbir gücün karşısında eğilmedik, eğilmeyiz. Gençler, Bursa, İnegöl'üyle mobilyanın yanında tekstilde, orman ürünlerinde ve daha çok alanda ihracat rakamlarıyla birçok ilimizi geride bırakıyor. Geçen yıl İnegölümüzün ihracatımıza katkısı 800 milyon dolar. Dünyanın farklı ülkelerinden insanlar, işadamları ve tüccarlar Bursa'ya, İnegöl'e gelip, burada alışveriş yapıyor. İnşallah bu atılım hamleleri önümüzdeki yıllarda da devam edecek. Şimdiden bazı adımları atmamız gerekiyor. Bir yerde üretim varsa, orada yetişmiş insan gücüne ihtiyaç da var demektir. Yetişmiş insan gücü içinde mesleki eğitim kurumları gerekiyor. Bugün burada böyle önemli bir projenin açılışı vesilesiyle birarada bulunuyoruz. Ben özellikle yaklaşık 61 milyon liralık bütçeyle inşa edilen Hacı Selim Yıldız Mesleki Eğitim Kampüsü denmiş, ben eğitim öğretim külliyesi diyorum, resmi açılışını gerçekleştiriyoruz. 
 

BİR İNSAN İÇİN BUNDAN BÜYÜK BAHTİYARLIK YOKTUR

Türkiye'de ne yazık ki öğretim var ama eğitim yok. Bu külliye hem öğretim verecek hem eğitim verecek. Burada 5 bin öğrenci olacak dedi Mehmet Bey. Şimdi burada 3 bin öğrenci var. Bunu engelleyenlere yuh olsun. Bunu telafi edeceğiz, onlar da bu işin hesabını veriyor. 305 bin metrekare alanda kurulan 26 binadan oluşan bu külliye gerçekten muhteşem. Mehmet Bey, inşallah eserleriyle anılacak. Buralardan yetişen gençlerimiz onları inşallah ebedi inşallah ebedi alemde de hayırla yadedecek. İnegöl örnek bir tesise kavuşuyor. Şimdi bu tesis Türkiye'de bir örnektir. Tüm ihtiyaçlarının düşünüldüğü bu külliyede öğrencilerimiz farklı mesleki branşlarda eğitim öğretim görecek. Bu külliye tüm sekterlöre inşallah kalifiye personel yetiştirecek. İlk etapta 5 bin, inşallah bunu daha da arttırmamız lazım. Bu eserin İnegölümüze, ülkemize hayırlı olmasını Allah'tan niyaz ediyorum. Bu külliyenin 61 milyon liralık maliyetinin neredeyse tamamının hayırseverimiz tarafından karşılanmış olmasıdır.Bu dünyada bir insana ölümünden sonra isminin hayırla yadedilmesini sağlayacak eser bırakmaktan daha büyük bir bahtiyarlık yoktur. İşte o hayırlı bir evlattır. Çünkü insanlığa hizmet veriyor. Bunlar yaşadığı sürece burada oluk  oluk hayır Yıldız Ailesi'nin hanesine akacak. Sayın Mehmet Yıldız tarafından inşa edilen bu eğitim öğretim külliyesinin tüm şehirlerimizdeki hayırseverlere de örnek olmasını diliyorum. Devletiyle birlikte ülkesini kazandırmak isteyen gayret gösteren işadamlarımıza şükranlarımı sunuyorum. 
 

AVRUPA ÖNCÜLÜĞÜNÜ YAPTIĞI DEĞERLERİ AYAKLAR ALTINA ALDI

Türkiye teröre, bölgesindeki istikrarsızlığa, çatışmalara rağmen 2023 hedefleri istikametinde yürüyor. Osmangazi Köprüsü kuruldu, oradan geçip hamdolsun buraya geldik. Yavuz Sultan Selim Köprüsü dev bir proje, hizmete aldık. Avrasya Tüneli'ni de Aralık ayının inşallah 20'sinde en geç 26'sında hizmete alıyoruz. İşte İnegöl'de olduğu gibi bu ülkenin sanayicisi, esnafı, ticaret erbabı, güvenlik görevlisi, emekçisi, ev kadını velhasıl 7'den 70'e tamamı adeta bir seferberlik ruhuyla çalışıyor. Maruz kaldığımız bunca ihanete, saldırıya rağmen vakarımızı, soğukkanlılığımızı, cesaretimizi, kararlılığımızı asla kaybetmeyeceğiz. İçeriden ve dışarıdan bizi hedef alan ekonomik tuzaklara rağmen hedeflerimizden sapmadık, geriye düşmedik. Bizim yaşadığımız hadiselerinin onda birini yaşamayanların ne hallere düştüklerini görüyoruz. Birkaç yüz mülteci kapılarına dayandığı diye Avrupalı devletlerin nasıl öncülüğünü yaptığı değerleri nasıl ayaklar altına aldıklarını şahit olduk. Türkiye'de şu anda 3 milyon mülteci var. Bu insanlara bizim kapımız açık, biz yaradılanı yaradandan ötürü sevdik. Batının böyle bir derdi var mı, yok. Şu ana kadar yaklaşık 25-26 milyar dolar harcadık. Yılmadık, berekettir. Veren el, alan elden hayırlıdır diyor. Burada hep beraber bir şeyi söyleyeceğiz. Bizi buraya getiren kim? Tek millet. Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Abazasıyla, Romanıyla 80 milyonuyla tek millet. Birbirimizi Allah için seveceğiz. Bayrağımızdan bayrak tanımıyoruz. Rengi şehitliğimizin kanı. Hilal bağımsızlığımızın ifadesi. Yıldız şehidimizin ta kendisi. 
 

BATILI ÜLKELER ELİNDEKİ İMKANLARI MAĞDURLARIN ÖLMESİNE HARCIYOR

Tek vatan diyoruz. Vatanımızın üzerinde kimse operasyon düşünmesin. 780 bin kilometrekareyle tek vatan. Şu anda Doğu'da, Güneydoğu'da hala çılgınlık içinde olan teröristler var. Bölücü terör örgütü nereye kaçarsanız, kaçın. İnlerine kadar sizi kovalayacağız, kovalıyoruz. Artık terör eylemi olduktan sonra değil, olmadan, o bataklığı kurutmak suretiyle bu vatanı inşallah refaha, huzura kavuşturacağız. Şehitlerimiz var. Şehit veriyoruz. Eyvallah ama ben şuna inanıyorum. Bizim şehidimiz büyüktür. Hamdolsun bu değerlere sahip olan bir millet ne ölür, ne yıkılır. Yıllardır bize insanlık dersi verenlerin, insan hakları ve demokrasi karnesi hazırlayanların kendileri en temel insani vazifelerini yerine getiremiyorlar. Türkiye'ye destek vermemiz lazım, Suriyeli mültecilerle ilgili destek vermemiz lazım dediler. Ne oldu, verdiler mi? Aldatıyorlar, dürüst değiller. Verseniz de vermesiniz de biz 6 yıldır bu işi nasıl götürdüysek, bundan sonra da götürürüz. Rabbim bereketini veriyor. Batıda birçok ülke faşist partilerin, yabancı düşmanı akımların kontrolüne girme tehlikesiyle karşı karşıya. Müslümanlara yönelik ırkçı politikalar uygulayan ülkeleri esefle takip ediyorum. Batılı ülkeler ellerindeki geniş imkanları mağdurların ihtiyaçlarını karşılamak için değil, bu insanları sınır dışında ölüme terk etmek için kullanıyorlar. 600 bin insan terör örgütleriyle, devlet terörünün kurbanı oldu. 600 bin insanın ölümüne sesiniz çıkmıyor Dabık'taki PKK'lıları, PYD'li teröristleri savunuyorsunuz?
 

MECLİS'TEN İDAM KARARI ÇIKARSA BEN ONAY VERİRİM

Benim Gaziantep'imde bir kına törenini 14 yaşındaki Messi'nin forması giydirilerek üzerine bomba bağladılar ve patlattılar. 56 kardeşim orada şehit olacak, 100 yaralı. Bunlar hala utanmadan, sıkılmadan niye üzerine gidiyorsunuz diyorlar. Gideceğiz, çünkü onların annelerinin babalarının gözünün yaşı bizi boğar. Onların kanı yerde kalmayacak. Yasin Börü'nün de kalmayacak. Üzerine üzerine gideceğiz. Parlamentoda idam konusu gündeme gelip, genel kuruldan geçtiği anda Cumhurbaşkanı olarak ben buna onayımı veririm. Bunu açıkladım. Bazı Batılılar bunu siz niçin dillendiriyorsunuz, ne olacaktı, sizden mi izin alacağız? Bugüne kadar onbinlerce şehidimin kanı yerde mi kalacak? Bugün dünyanın büyük bir kesiminde hala idam uygulaması var. Dolayısıyla biz o şehidimizin kanını yerde bırakamayız. Parlamentomuz bu kararı verirse imzalarım. 12 milyondan fazla Suriyeli evini, köyünü, şehrini terketti. 5 milyonu ülkesini terketmek zorunda kaldı. Halep gibi geçmişte bize ait olan topraklarda kütüphaneler, medreseler, hastaneler enkaza döndü. Acımasızca vuruyorlar. Irak'ın kadim şehirleri, geçmişte Kerkük, Musul bizimdi. şimdi ben misak-ı milli dedim diye rahatsız oldular. Niye rahatsız oluyorsunuz, ben tarih dersi veriyorum anlayın. Bu işin tarihinde bu var. Gazi Mustafa Kemal'in de misak-ı milliyi hedef olarak göstermesi yok mu, var. Niye rahatsız oluyorlar? Biz milliyiz, biz yerliyiz. Biz vatanseveriz. Biz milliyetperveriz, farkımız bu. Onun için 2003'den bu yana izlenen yanlış ve kasıtlı politikaların beslediği etnik ve mezhepsel taassup sebebiyle bölge ölüm tarlalarına dönüştü. 
 

SAHADA VE MASADA OLMAK İÇİN NE GEREKİYORSA YAPACAĞIZ

Batılı ülkeler Suriye için Irak için ne yaptılar? Koca bir hiç! Bizim gibi samimiyeti olan ülkeleri de engellediler. Biz ülkenin anahtarının tek bir etnik ve mezhebi yapıya verilmemesi gerektiğini ifade ettik. Başta müttefikimizlerimiz olmak üzere bölgede etkinliği olan ülkelere bunları dinletemedik. 3 milyon insana kapılarımızı açarken ortada görünmeyenler konu enerji, petrol olunca baş köşeyi kaptılar. Bu dramlar karşısında üç maymunu oynayanlar fırsatlar konusunda aslan kesildiler. Türkiye'yi bölgedeki gelişmelerin dışında bırakmak, ama çıkacak faturayı da üzerimize yıkmak için her türlü yolu deniyorlar. Artık bu ahlaksız, riyakar oyuna müsaade etmeyeceğiz. Ülkemizin güvenliğini ilgilendiren gelişmeleri tribünden seyretmeyeceğiz. Sahada ve masada olmak için uluslarararası hukuk çerçevesinde ne gerekiyorsa onu yapacağız. Ülkemizin güneyinde terör koridoruna asla müsaade etmeyeceğiz. Cerablus operasyonu bu konudaki kararlılığımızın bir işareti. Rai operasyonumuz bu konudaki kararlılığımızın ifadesidir. Dabık aynı şekilde. Gençler Dabık'la ilgili Mercidabık'ı okuyun, Dabık'ın ne olduğunu daha iyi anlarsınız. Şimdi Elbab'a inmeyin diyorlar, mecburuz, ineceğiz. Burada terörden arındırılmış bir bölgeyi hazırlamamız lazım. Münbiç aynı şekilde. Koalisyon güçleri beraber hareket etmeye hazır olursa Rakka'da gereğini yapacağız. Ama PYD ve YPG ile beraber değil! Dün ABD Dışişleri Bakanı buradaydı, kendileriyle ben de Başbakanımız ve Milli Savunma Bakanımız gerekli görüşmeleri yaptık. 
 

IRAK'TAKİ MEZHEP ÇATIŞMASINA SEYİRCİ KALMAYACAĞIZ

Irak'ın mezhep çatışmasına seyirci kalmayacağız. Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok. Güvenliğimizle yakından ilgili olduğu için sahada etkin olmaya çalışıyoruz. Bin yıllık hukukumuzun olan insanlarımızın geleceğinin karartılmasına izin veremeyiz. İdlip, Halep, Musul, Kerkük'teki kardeşlerimizin güvenliğini kendimizden farklı görmüyoruz. Biz sadece ve sadece barış, huzur ve istikrar istiyoruz. Bu güvenliği ve huzuru gerekirse kendi ellerimizle inşa etmekte kararlıyız. Bir ülkenin en büyük gücü kedi insan unsurudur. Birbirine kenetlenmiş, ortak hedefler ve idealler etrafında toplanmış fertleri evelallah hiçbir güç altedemez. Bizim milletimiz tarih boyunca sıkıntılara göğüs germiş, acıları bal eylemiş bir millettir. Bu millet tüm yokluklara, imkansızlıklara rağmen yedi düvele meydan okumuş ama hürriyetinden asla taviz vermemiştir. İstiklal Harbi'nde bağımsızlık ateşinin hala canlı olduğunu görüyoruz. Bunu en son 15 Temmuz gecesi işte buna yeniden şahit olduk. Bu millet aziz bir millet. Bu millet büyük bir millet. Bir zamanlar bizde millet hem nasıl milletmişiz, gelmişiz dünyaya millet, milliyet nedir öğretmişiz, bu millet öyle bir millet. Milletimiz o gece genciyle yaşlısıyla, kadınıyla erkeğiyle, Türkü Kürdüyle göğsünü namlulara siper ederek bir kez daha özgürlüğüne sahip çıktı. Bizim istiklal marşımız işte bu ruhtan geliyor. 
 

NE MAĞDURİYETİ? HANGİ YÜZLE GELİP BUNLARI SÖYLÜYORSUN?

Bu millet göğsünü siper etti, 241 şehidimiz oldu ama bu millet düşmedi. Sizler özyurdunuzda parya olmayacağınızın, 1 dolara vatanını satan müsvettelere bu ülkeyi bırakmayacağınızı gösterdiniz. FETÖ ihanet çetesinin çapulcularına, sokakları, meydanları, kışlaları dar ettiniz. Ülkemize, demokrasimize, sandıkta tecelli eden iradenize namerdin elini uzattırmadınız. 15 Temmuz gecesi Bursalı, İnegöllü kardeşlerimizin de sokakları miting meydanlarına çevirdiklerini biliyorum. Gerek o gece gerekse 1 ay süren demokrasi nöbetlerinde meydanlara sığmayan siz değerli kardeşlerime şahsım, milletim adına şükranlarımı sunuyorum. O gece milletimin kanını döken bu hainler çetesi ve onların yularını ellerinde tutanlara inşallah bundan sonra elaman vermeyeceğiz, verdirmeyeceğiz. Demokrasiden, hukuktan, adaletten taviz vermeden adeta bir kuyumcu hassasiyetimizle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bizim bu hassasiyetimizi sulandırmaya kalkıyorlar. Ne diyorlar, mağduriyetimin giderilmesi. Sen ne diyorsun yahu? Ne mağduriyeti. Benim şehit ve gazi ailelerimin mağduriyetini kim giderecek? Hangi yüzle gelip de bunu söylüyorsun, insan biraz edep eder. Acırsanız acınacak hale gelirsiniz. 
 

DİLEKÇELERİNE BAKIYORUZ HEPSİ SANKİ AYNI KALEMDEN ÇIKMIŞ!

Biz arkadaşlarımıza hukuk içinde adil bir şekilde kararınızı verin. Bütün bu başvurular, işlemlerin sayısı artabilir. Yeniden ülkemizi inşa ve ihya etmeye mecburuz. Dilekçelere bakıyorsunuz adeta hepsi sanki tek bir kalemden çıkmış. Bunlar çok haysiyetsiz, bunlar çok namussuz. Aynı merkezden hala devam ediyorlar. Tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet. Bunlar böyle. İftira atarak, yalan söyleyerek, ilgisiz insanların isimlerini ortaya atarak devletin kılı kırk yararak yürüttüğü mücadeleyi sekteye uğratmak istiyorlar. Bunlar katil olduğu kadar zalim ve acımasızlar. FETÖ'nün umudunun tükendiğini biliyorum. Mücadelemizin gelecek nesillerimizin huzurunu temin etmek, inançlarını sağlama almak için yapıyoruz. Biz bu konuda hasbiyiz. Bu örgüt insanların paralarını, pullarını aldı. Bursa'dan da birçok işadamlarının nasıl köşeye sıkıştırdıklarını biliyorum. Bu örgüt giderek sapkınlaşan anlayışıyla inancımıza karşı da en büyük tehdittir. Twitlerde bunların vagonları, uydusu durumda olanlar "O bize şahdamarından daha yakın" diyorlar. Bu ifade küfürdür, şirktir. Bize şah damarından daha yakın olan sadece ve sadece Rabbimizdir. Bir daha bu tarz hastalıklı yapıların, toplumumuza, gençlerimize sirayet etmemesi için gereken önlemleri alıyoruz, alacağız. Okulların hepsi devlete ve devletin uygun olduğu vakıflara teslim ediliyor. Bu milletin değerlerini korumak, gençlerine sahip çıkmak, hayır geleneğine sahip çıkan vakıf, dernek ve kuruluşların başımızın üstünde yeri var.
 

GERÇEK HAYIR HİZMETİ YAPAN MÜESSESELERİMİZ MÜSTERİH OLSUN

Eski Türkiye özlemiyle yanan bazı kesimlerle FETÖ'cülerin yaptığı gibi bu kurumlarımızın aynı sepete konulmasına fırsat vermeyeceğiz. Ülkenin ve milletimizin hizmetinde olan müesseselerimiz müsterih olsunlar. Hepsinin en büyük destekçisi şahsım ve arkadaşlarım olmaya devam edecek. Biz yeni, büyük ve güçlü Türkiye'yi inşa ediyoruz. Tek partinin bakış açısıyla bunu yapamayız. Son dönemde yapılan sistem tartışmalarını çok olumlu buluyorum. Türk siyaseti bu konuları konuşabilecek, tartışabilecek yetkinliğe ulaşmıştır. 80 milyon elele vererek, hiç kimsenin dışlanmadığı geleceğin Türkiyesini beraber kurmaya var mıyız? Bu kutlu sefere İnegöllü kardeşlerimizin dahil olmasını bekliyorum. Bu düşüncelerle açılışını yaptığımız Hacı Selim Yıldız Mesleki Eğitim ve Öğretim Külliyesi'ni ülkemize, İnegölümüze, Bursamıza hayırlı olmasını Allah'tan temenni ediyorum. Yıldız Ailesi'nin geçmişlerine Allah'tan rahmet diliyorum. Sizlere sevgi ve saygılarımı sunuyor, hepinizi Allah'a emanet ediyor, kalın sağlıcakla diyorum.