27 Nisan 2024 Cumartesi / 19 Sevval 1445

Deprem sonrası çocuk travması… Karanlığa merdiven uzatmanın yolları

Elazığ’da meydana gelen depremde 41 vatandaş hayatını kaybetti, bini aşkın kişi ise yaralandı. Her afette olduğu gibi bu kez de en büyük yarayı çocuklar aldı. Ömür boyunca sürecek bir ‘ölüm korkusuna’ dönüşebilecek bu travmalarla ilgili star.com.tr'den Sinem Karahan'a değerlendirmelerde bulunan uzmanlar, çocukların içlerinde biriken tarifsiz korkuyu fark etmenin ve karanlığa merdiven uzatmanın yollarını anlattı.

star.com.tr29 Ocak 2020 Çarşamba 12:31 - Güncelleme:
Deprem sonrası çocuk travması… Karanlığa merdiven uzatmanın yolları

Çocukların dünyası, yetişkinlerden daha yönlü ve hassas paradigmalar üzerine kurulu. Açığa kavuşmayan durumlar, cevaplanmamış sorular ve giderilmeyen endişeler; tıpkı bir gemiye ince ince sızan su gibi sessizce dibe sürükler. Son dönemde büyük acılar yaşanmasına neden olan depremin, minicik bedenlerde büyük yaralar açmaması için izleyeceğimiz yola dair ipuçları veren Uzman Klinik Psikolog Yasemin Kamalı ve Uzman Psikolog Dilan Kolçak ile ‘deprem ve çocuğu’ konuştuk.

Psikolog Kamalı, her yaş grubu için depremin anlamının çok farklı algılandığının altını çizdi. “Korku, kaygı gibi durumlar bulaşıcıdır” diyen Psikolog Kamalı, “Öncelikli olarak ebeveynin kaygı durumunu kontrol altına alması gerekiyor. Biz durumu normalleştirirsek, çocuğu da rahatlatmış oluruz. Çünkü çocuk depremi bir sürü sebebe bağlayabiliyor. Örneğin; ‘Allah bizi cezalandırıyor mu, acaba kardeşime kötü davrandım benim yüzümden mi oldu’ gibi düşünceler kurabilir. Yani çocuk kendini sorumlu tutabilir. Bu noktalarda bunlarla hiçbir alakası olmadığını çocuğa göstermek çok önemli” dedi.

GÜVEN KAYBOLDUĞUNDA KAYGI BAŞLAR

Uzman Psikolog Dilan Kolçak da deprem sonrası ebeveynlerin tavırlarının son derece önemli olduğunu belirtti. Psikolog Kolçak çocukların yaşayabileceği travmalara birçok faktörün sebep olabileceğini söyleyerek, “Ancak bunlardan en önemlisinin ise çocuğun çevresindeki yetişkinlerin olay karşısındaki tutumlarıdır. Çocuk olay anında ve sonrasında öncelikli olarak anne ve babasını ya da okuldaysa öğretmenini gözlemler. Bu noktada en önemli olan çevredeki yetişkinlerin çocuğa güven duygusunu vermesidir. Çünkü çocuk güven duymadığında kaygı ortaya çıkar” diye konuştu.

TRAVMANIN SESİNİ DUYUN

Çocuğun meydana gelen afetten ne ölçüde etkilendiğini anlamak için ise bazı ipuçlarını dikkatlice gözlemlemek gerekiyor. Örneğin; korkulu rüyalar görme, yalnız kalmaktan korkma, kekeleme, içe kapanma, tırnak yeme ya da parmak emmeye başlama, tek uyumak istememe, zor uykuya dalma, sık uyanma, sebepsiz karın ağrıları, mide bulantıları ve iştah kaybı artan kaygıyla birlikte görülebilen etkilerdir. Bununla birlikte çocukta aşırı huzursuzluk, devamlı ebeveynlerine ‘ölecek misin ya da yanımda olacak mısın’ gibi sorular sorulması da travmanın ayak sesleri olabilir.

İZLERİNİ ÖMÜR BOYU TAŞIYABİLİR

Ebeveynlerin bu konuda son derece özveri olması son derece önemli. Ömür boyunca bu olayın izlerinin taşınabileceğini anlatan Psikolog Kamalı, “Çocukluk çağında deprem travmasını atlatamayan bireylerde her an ölüm, ani bir tehlike karşısında kayıp yaşayacağı, kendini ya da yakınını kaybedebileceği görülebilir. Mesela bu bireylerde tahammül, stres, kaygı gibi durumlara baş edebilme becerisi düşük olabiliyor. İlla deprem olmak zorunda değil mesela iş yerinde yaşadığı stres karşısında da çok yoğun bir tepki gösterebiliyor. Bu noktada eşik çok düşük olabiliyor bu tarz insanlarda” ifadelerini kullandı.

KORKU VERİLERİNDEN UZAKLAŞIN

Psikolog Kolçak, depremi çocuklara anlatma noktasında net olmak gerektiğini ifade ederek, “Depremi çocuklara anlatırken de depremin tam olarak ne olduğunu, neden gerçekleştiğini ve sarsıntı olduğunda ne yapılması gerektiğini yaşına uygun bir şekilde anlatmak önemlidir. Tabi bilgi verirken yanlış ya da korkutucu donelerden de uzak tutmak gerekli” açıklamalarında bulundu.

TEKRAR TEKRAR ANLATTIRIN

Depremi yaşayan ya da iletişim araçları sayesinde yakından takip eden çocuklara depremi anlatırken bulunduğu yaş aralığı dikkat edilmesi gereken başlıca unsurlardan. Psikolog Kamalı’da 12 yaş yani ergenliğin altındaki çocuk grubuna depremi anlatırken çocuk materyallerinden yararlanmanın faydalı olacağı görüşünü savunuyor, “Oyunlarla, oyuncaklarla depremi anlatmak, deprem anına karşı neler yapılabileceği, nasıl önlemler alınabileceği çocuklara öğretilmeli. Eğer ebeveyn ağır bir depresyona girdiyse çocuk otomatikman depremden daha ağır kayıp yaşayacaktır. Buna dikkat edilmesi çok önemli. Çocuklarla resim yoluyla çalışabilirsiniz, bu anın resmini yaptırabilirsiniz, tekrar tekrar anlatması sağlayabilirsiniz. Burada bunu afeti yaşayan ebeveynlerin yapması çok zor ama belki dışarıdan sağlanan desteklerin bunun üzerine odaklanması oldukça önemli” şeklinde konuştu.

ÇATIŞMAYA GİRMEYİN

Konu ergenler olunca dikkat edilmesi gereken hususlar ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Psikolog Kamalı, “Çatışmaya en elverişli grup ise ergenlerdir. Ergenler ölüm gerçeğiyle daha fazla karşılaşmış ve soyut bir kavramı daha rahat algılayabilen bir grup. Fakat orada da şöyle bir şey olabiliyor; internetle haşır neşir oldukları için bu defa daha fazla şey bildiklerini sanıyorlar. Ebeveynlerine ‘siz bilmiyorsunuz, her yerde bunlar var, ben araştırdım, okudum, böyle yapılması gerekiyor’ gibi çıkışlarda bulunabiliyorlar. Tabii anne ve baba farklı bir kuşaktan olduğu için çatışma başlıyor. Ailelerin bu noktada biraz dinlemesi ve çocuklarını sakinleştirmesi gerekiyor. Ama aileler ‘işin içine tecrübe dayatmasını soktuklarında bu defa ergen saygı görmediğini hissedip daha farklı bir şekilde depreme tepki gösterebilir” dedi.

ZAMAN TANIYIN

Travmaların yer etmemesi için anne ve babanın desteği ile birlikte uzman yardımı almakta oldukça önemli. Psikolog Kolçak, bir anda çocuğun içine işleyen korkunun unutulmasının zaman alacak bir süreç olduğunu belirtti. Çocuğun hafızasından bu kötü izler silinirken sabırlı olmak, hayatın olağan akışının sürmesini sağlamak ve durumu normalleştirmek son derece önemli. Özellikle depremi birebir yaşamış Elazığlı çocukların meydana gelen depremden sonra o bölgede psikososyal destek ağı oluşturuldu. O bölgede ikamet eden çocukların uzman ekiple vakit geçirmesi de, çocuğa güçlü bir destek sağlayacaktır.

KLAVYE TERÖRÜ VE ÇOCUK

Afet anında-sonrasında insanlar yaşam savaşı verirken bir grup tarafından sürekli pompalanan dehşet senaryoları, ayrıştırıcı, ötekileştirici tavırdan çocukları uzak tutmak sosyal medyanın hüküm sürdüğü çağda oldukça zor. İşte tam bu noktada çocuğun ruhunu da bu terörden korumak çok önemli. Psikolog Kamalı, konu hakkındaki önerilerini şu şekilde açıkladı; “Deprem sonrası sosyal medyada yaşanan kaostan çocukları uzak tutmak imkansız. Birebir ebeveynler engellese de okulda ya da arkadaş çevrelerinde yine karşı karşıya gelecekler. Benim önerim bu noktada çocuklarla beraber oturup bunları izlemek. Tabii çok fazla maruz bırakmak değil. Örneğin 1 saatlik haber videosunun tamamını izlemek değil. Ama olayın özeti öğrenildikten sonra kapatıp, üzerine depremle ilgili çocuğunuzla siz konuşabilirsiniz. Mesela İstanbul’da deprem olacağı söyleniyor ama biz bu konuda neler yapabiliriz, internetten bakalım araştıralım, deprem çantasında nelerin olması gerekiyormuş gibi söylemlerde bulunabilirsiniz. Aslında bunu beraber yaparak çocuğa da interneti nasıl kullanacağını öğretmiş oluruz. Çünkü bilinçsiz bir kullanım var.”