28 Nisan 2024 Pazar / 20 Sevval 1445

Doğu Akdeniz'de dengeler değişiyor! Türkiye'den izin alacaklar

Dünyanın en büyük enerji şirketlerinden biri olan ABD'li Exxon Mobil'in Doğu Akdeniz'deki sondaj bölgesinde yer alan 10 numaralı parseldeki arama çalışmalarını erteleme kararının arkasında Türk donanmasının caydırıcılığının da etken olduğunu söyleyen Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu, Mavi Vatan'ın sağlam hukuki temeller üzerine oturtulması halinde uluslararası şirketlerin Akdeniz'de Türkiye'den ruhsat alarak arama sondaj çalışmalarını yürüteceğini belirti.

15 Nisan 2020 Çarşamba 13:29 - Güncelleme:
Doğu Akdeniz'de dengeler değişiyor! Türkiye'den izin alacaklar

Yakın zamana kadar sadece Akdeniz’e kıyısı olan ülkeler için değil, enerji ekonomisinde söz sahibi olan dünyanın önde gelen güçlerinin de en önemli gündem maddelerinden biri olan Doğu Akdeniz’de yeni bir dönem başlayabilir.

TRThaber'in haberine göre; Son olarak dünyanın en büyük enerji şirketlerinden biri olan ABD’li Exxon Mobil’in 10 numaralı parseldeki arama çalışmalarını ertelediğini duyurması, ‘Doğu Akdeniz denkleminde neler yaşanıyor?’ sorusunu da beraberinde getirdi.

Petrol ve doğal gaz fiyatlarında düşüş önemli bir etken

Enerji Ekonomisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu, ABD’li şirketin aldığı kararın bölgede yakın gelecekte neler yaşanabileceği konusuna da ışık tuttuğunu belirtti.

Petrol ve doğal gaz fiyatlarının tarihin en düşük seviyelerine indiğini hatırlatan Prof. Dr. Kumbaroğlu, “Petrol ve doğal gaz fiyatlarının geldiği seviyede Akdeniz’in enerji kaynaklarını çıkartmak karlı bir yatırım olmaktan çıktı” dedi.

Türk donanmasının caydırıcılığı da etken oldu

Prof. Dr. Kumbaroğlu, tüm dünyanın koronavirüs salgını nedeniyle çok zorlu bir dönemden geçtiğini ve bu salgının sağlık kadar ülkelerin ekonomilerini de oldukça kötü etkilediğinin altını çizerek, şöyle devam etti:

“Yatırım maliyetlerinin geri dönüşüm süreleri koronavirüs öncesi döneme göre neredeyse 2 hatta 3 kat arttı. Durum böyle olunca da projelerin ekonomik fizibiliteleri ortadan kalktı.

Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti donanmasının güçlü ve kararlı duruşu, Türkiye ile Libya arasında deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasına ilişkin varılan mutabakat da bu dönemde etkin oldu. Bilindiği üzere Türkiye’nin attığı bu adımlar Rum Yönetiminin sözde parsellerinde faaliyette bulunan uluslararası şirketler üzerinde zaten büyük tedirginliğe neden oluyordu. Petrol fiyatlarının çökmesi tuzu biberi oldu.”

Sözde parseller boş kalabilir

EED Başkanı Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu, “Doğu Akdeniz’de bundan sonraki süreç nasıl gelişir?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:

“Projelerin ticari yapılabilirlikleri de kalmadığı için bundan sonra sözde parsellerde kimse kalmaz. Petrol fiyatlarının bir daha 50 dolarları görmesi 2022’den önce mümkün gözükmüyor.

Bu süreyi iyi kullanmamız, petrol fiyatlarının yeniden yükseleceği döneme hazırlık yapmamız lazım. Bu kapsamda, enerji diplomasisini yürüterek Libya anlaşmasının benzerini Akdeniz’deki diğer ülkelerle yapabiliriz. Mavi Vatan’ı sağlam hukuki temeller üzerine geliştirmeye odaklanmamız gerek. Süreci doğru planlayabilirsek, petrol fiyatları yükseldiğinde uluslararası şirketlerin artık Türkiye’den ruhsat alarak arama sondaj çalışmalarını yürüteceği bir Akdeniz mümkün."