10 Mayıs 2024 Cuma / 3 Zilkade 1445

Dört soru dört cevap ile 'Sözcü davası'

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca Sözcü Gazetesi'nde suça karıştığı iddia edilen isimlere 'silahlı terör örgütüne yardım etmek' suçlaması kapsamında açılan dava gündemdeki sıcaklığını koruyor. Açılan davayı ve süreci Uluslararası Medya Enformasyon Derneği (UMED) Başkanı Aslan Değirmenci'ye sorduk.

Kemal Gümüş / Star17 Aralık 2018 Pazartesi 07:00 - Güncelleme:
Dört soru dört cevap ile 'Sözcü davası'
-Sözcü Gazetesine açılan dava konusunda farklı görüşler var. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’da açılan davayı,
 
“FETÖ'cüleri güçlendiren bir hareket” olarak değerlendirdi. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?
 
Bakın öncelikle Sözcü Gazetesi davasında yargılanan ve yargılanacak kişilere “FETÖ’cü” denilmiyor.  İddianamede açıkça, “Silahlı Terör Örgütü İçindeki Hiyerarşik Yapıya Dahil Olmamakla Birlikte Örgüte Yardım” deniliyor. Bu yardımı algıyı tersten yönetmeye çalışanlar Sözcü Yazarları için FETÖ’cü tabiri kullanıyorlar. Yani mahkeme değil olayı sulandırmaya çalışanlar, Fetullahçı Terör Örgütü üyeliğini gündeme getiriyorlar. Üyelik yok, iddianamede de altı çiziliyor. Kemal Kılıçdaroğlu’da kendi ideolojisine hizmet eden anlayışı savunmak için, süreci sulandırmayı göze alıyor. Doğru bir duruş değil. Basın özgürlüğünü elbette savunacağız, ancak FETÖ ile birlikte algı yönetimi yürütüp, ülkemizin itibarını zedeleme, zor duruma düşürme, terörü meşru gösterme, kaosa zemin hazırlama özgürlük değildir. Bunu özgürlük olarak göremeyiz.
 
-DÜN “F-TİPİ” DİYORLARDI, 17/25 ARALIK VE SONRASINDA “CEMAAT” DEMEYE BAŞLADILAR-
 
-FETÖ ile birlikte algı yönetimi yapıldığını mı söylüyorsunuz?
 
Peki, yapılmadı mı? FETÖ bu zihniyetle karşı karşıya olduğunda “F-Tipi” diyenler, 17/25 Küresel operasyonundan sonra “cemaat” demeye başladı. Sosyal medya paylaşımları da, manşetler de ortada. İnkar edemezler.  Yani konu hükümeti devirme, ülkeyi yıpratma ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef alma olunca, omuz omuza birlikte milli iradeye karşı mücadele verdiler. Kayıt dışı siyaset arayışında birlikte yol yürüdüler.
 
-BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ DEĞİL, BASIN ELİYLE ÜLKEYE OPERASYON-
 
-Ortak verilen mücadeleden örnekler verebilir misiniz? Yani bunun delili sizce var mı?
 
Elbette var. FETÖ medyasında yer alan tapeler Sözcü’de de yayımlandı. Sosyal medya hesaplarından da anında paylaşıldı. Hukuka aykırı yollarla edinilmiş ses kayıtlarını yayımlamak suç değil mi? Birlikte hareket ettiklerinin göstergesi değil mi? Yine FETÖ’nün iddialarını ilk gündeme getirip, tartışmaya açan da Sözcü gazetesiydi. Unutmuş olamayız. Fuat Avni hesabından yapılan ihanet paylaşımlarını bile Sözcü anında haberleştirip, yaygınlaştırıyordu. 17 / 25Aralık’ta örgüt medyasıyla aynı materyaller, MİT Tırlarının durdurulması operasyonunda aynı dil, her iki vahim operasyonda görüntüleri birlikte yaygınlaştırmaları tesadüf olamaz. Olsa olsa, düşman kardeşlerin işbirliği olur. Öyle de oldu. Bu kadar da değil. Açıp arşivleri inceleyelim. FETÖ’nün iki kumpası Tahşiye ve Selam Tevhid davasına yönelik kamuoyu oluşturmada Sözcü aktif rol aldı mı, almadı mı? Hedef alınan isimler ise hep aynı kişiler oldu. Hedef alınan kurumlar da, siyasiler, bürokratlar hatta işadamları da aynı isimlerdi. Usulsüz dinleme soruşturmalarını bile Sözcü Gazetesi kendisine malzeme yaptı. FETÖ’nün istihbaratçı ajanları tarafından masa başında hazırlanan materyaller bizzat haberleştirildi, köşelere taşındı. Hatta FETÖ tarafından yapılan illegal teknik takipler bile haber oldu. Söz konusu teknik takiplerde elde edilen fotoğraflar gazetenin 1. Sayfalarını süsledi. Tüm bunlar örgütün hedefine hizmet ve yardım değilse nedir? Neden söz konusu dava da isimler ve sözde ulusalcı kimliklerine bakılarak yorumlar yapılıyor? İddianame irdelenmeden, süreç incelenmeden, yazıları ve haberleri hatırlanmadan analiz yapmak kimin işine yarıyor?
 
Her kritik dönemde orduyu göreve çağıran isimleri aklama çabasını anlamakta zorlanıyorum. Kendileri bile vesayetçi kimliklerini inkâr etmezken, bazı ilginç isimler Sözcü yazarlarının kimlikliklerini inkâr ederek savunma yapmaya kalkıyor. Söz konusu gazetede fiziki takipler bile haberleştirildi. Hatta DAEŞ ile Türkiye yan yana getirilmeye çalışıldı. Bunu görmezden mi geleceğiz?  Tekrar hatırlatacak olursam; devletin gizli bilgilerini, gizli toplantılarını gizli telefon görüşmelerini ele geçiren FETÖ, birlikte yayınlayan ya da yaygınlaştıran Sözcü gazetesi. Bunu inkâr etmek mümkün mü? Tüm bunlar basın özgürlüğü mü, basın eliyle ülkeye operasyon mu? Bütün gelişmiş ülkelerde saydığımız olaylar suç olarak kabul ediliyor.
 
-ORTAK ÖZELLİKLERİ VESAYETE OLAN SEVDALARI-
 
-Peki sizin anlattıklarınız, detaylandırdığınız konular neden kamuoyuna tam olarak anlatılmıyor. Ya da neden anlatılamıyor?
 
Aslında anlatılıyor. Ancak bir dezenformasyon, yanlış bilgi rüzgarı estiriliyor, doğru, yalan ile etkisizleştiriliyor. Buna ister psikolojik harekât diyelim ister tersten propaganda… Her ikisini de bu düşman kardeşler profesyonelce yapıyor. Birlikteliklerini buradan bile anlamak mümkün. Kaldı ki FETÖ’cüler gün boyu sosyal medya hesaplarından söz konusu davada yargılananlara açık desteklerini sundular. Daha önce Sözcü’nün yaptığı gibi! Konu toplum mühendisliği ise birlikteler. Konu hükümeti ve devleti hedef alma ise yine birlikteler. Konu birbirlerini aklama ve kollama ise yine birlikteler. Bu birlikteliği bazen örtülü bazen de açık şekilde sergiliyorlar. Ortak özellikleri vesayete olan sevdaları... Bu zehirli sevda uğruna her yolu meşru görüyorlar. Ama bunu hukuk ve millet meşru görmüyor, ‘dur’ diyor. Zihniyet ele alındığında 12 Eylül ve 28 Şubat darbe sürecinde de birlikte olduklarını görürsünüz. Ancak bugün karşılarında brifingli yargı yok. Onun için bağırıyorlar. Yargıya ve millete parmak sallayarak etki altına almak istiyorlar. Ülke normalleştikçe anormalleşiyorlar. Çünkü normalleşen ülke, bu iki zihniyetin statükolarını sona erdiriyor.
 
Unutmadan şunu da söyleyelim.. FETÖ’nün yayın organlarına kayyum atandığı süreçte, örgüt tarafından kurulan Yarına Bakış ve Meydan gazeteleri de Sözcü gazetesi tarafından basılmıştı. İş ve ticari ilişkileri de iyi okumak lazım. FETÖ gazetelerini neden Sözcü gazetesinde bastırdı?