Çin, Afrika'da modernizasyonu ilerletmek için 3 yılda 10 ortak planı uygulamaya hazır.
Çin Devlet Başkanı Xi Jinping

Dünyanın pek çok yerinde süregelen çatışmaların meydana geldiği coğrafyalara bakıldığında bir husus 'ben buradayım' diyor.
Kaynak bakımından zengin olmaları, ticaret yolları üzerinde bulunmaları...
Ve kaderleri de birbirine benziyor: Hegemon bir ülkenin koruması altına girerseniz karşılığında parasını kaynaklarınızla ödersiniz ya da sizi kontrol etmek için savaşan herkes tarafından yağmalanırsınız.
Ukrayna'nın yakın dönemde başına gelenler bunun kanlı canlı örneği.
Ama ondan daha büyük bir 'mesele' daha var ve iştahları kabartacak kadar zengin mi zengin.
Hatta öyle ki 'durumu daha da çarpıcı ve felaketle sonuçlanacak kadar önemli' ifadesi oldukça yerinde.

Afrika.
Haritalarda göründüğünden çok daha devasa boyuttaki bu kıta, sahip olduğu zenginlikler açısından da devasa.
Dünya Bankası verilerine göre Demokratik Kongo Cumhuriyeti dünyadaki kobalt rezervinin %70'ini tedarik ediyor.
Ne yazık ki değerinin sadece %2,3'ünü alabiliyor.
Gerçek değerinin ne kadar altında olduğunu tarif etmek için kullanılan tabir ise '1.000 dolar olan bir akıllı telefonu 10 dolara satmak gibi bir şey' ifadesi çok çarpıcı.
Ne demiştik en başta, 'yağmalanırsınız'.
Tabii öyle bir 'yapma' düzeni ki müsebbibi dışarıda değil.
Afrika Birliği verilerine göre her yıl yolsuzluk ve sömürüyle 'kıtanın sağlık harcamalarının beş katı' olan 1 trilyon doları kaybediyor.
Bununla birlikte sahip olduğu genç nüfus, giderek yaşlanan dünya nüfusunu düşününce 'stratejik bir avantaj' oluşturması gerekiyor.
Ancak Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal İşler Bakanlığı verilerine göre 2035 yılına kadar 500 milyon gencin iş piyasasına girmesi beklenirken madencilik ton başına sadece 0,001 iş yaratıyor.
Diğer taraftan Afrika'nın 500 milyonluk gençleri 'dünyanın en büyük tüketici pazarı ve yeşil teknoloji iş gücü' olma potansiyeli de taşıyor.
'Yağma' devam ederse zaten yeterince 'ciddi bir mesele' olan göç konusuna 40 milyondan fazla ilave olabilir diyor Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği.
Daha da 'kötü senaryoda' ise 100 milyon gencin 'radikal gruplar' tarafından alınması ihtimali.
Zenginlik bu kadar fazla olunca bir başka olumsuz senaryoda ise dünyadaki 'mineral tedarik zincirlerinin' çökerek hiperenflasyonu artırması öngörülüyor Uluslararası Para Fonu tarafından.
İşte bu noktada Türkiye'nin izlediği bu 'devasa' kıtada süregelen krizleri sonlandırarak 'barış, refah ve kalkınma' odaklı Afrika diplomasisinin ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya çıkıyor.
