Bayram sonrası mevzuat çalışmalarına hızlı bir giriş olacağını daha önce söylemiştim. Bayramdan önce Sayın Cumhurbaşkanının anayasa komisyonuna ve yeni anayasaya dair beyanatı; bayramda Sayın Bahçeli'nin yaptığı açıklama siyasi partiler kanununda, seçim sisteminde ve nihayet TBMM çalışmalarını düzenleyen temel metinde yani İçtüzük'te bir değişim olmasına işaret ediyor. Bugün bu konudaki düşüncelerimi paylaşmak istiyorum...
TARTIŞMANIN GEÇMİŞİ
Bu konular aslında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine (CHS) geçerken tartışılan konuların benzeri. O dönemde de CHS ile uyumlu bir seçim ve parti mevzuatı tartışması gündeme gelmişti. Yeni sisteme uygun bir içtüzüğü konuşmak gerektiği dillendirilmişti. Bugünkü gündemin anahtarlarını geçmişte aramalıyız.
50+1 DEĞİŞİR Mİ?
Bu konuda 2019, 2021 ve 2023 yıllarında benzer çıkışların olduğunu hatırlayalım. Sayın Cumhurbaşkanı, o dönemin koşullarında bu meselenin tartışılmasına işaret etmişti. Zira oy oranı yüksek olmayan partilerin -özellikle "altılı masa" deneyiminde- Cumhurbaşkanlığı adaylığı gündemde olduğu için "ederinden fazla" karşılık aldığı görülmüştü... Bundan kurtulmanın yolu olarak "ilk turda en fazla oyu alanın seçildiği" bir modelin konuşulabileceği belirtilmişti. Ancak bu Cumhur ittifakınca benimsenmedi ve bu tartışma kapandı.
AMA SORUN VAR...
Sorunun neşet ettiği nokta başkanlık seçiminin parlamentoya girmek için kullanılması. Bunu yapanlar ise görece (tabiri kolaylaştırmak adına diyorum) küçük partiler. O zaman meseleyi bu tartışmanın uzağına taşıyacak bir angajmana ihtiyaç var. Bu hem temsilde adaleti sağlamalı hem de pazarlığı daha gerçekçi zemine oturtmalı... Peki bu nasıl olacak?
SEÇİM BÖLGELERİ
Hali hazırda 81 ilimiz mevcut. Her bir ilde en az bir seçim çevresi var. Ancak seçim çevresi bazı illerde birden fazla. Bursa ve İzmir 2; İstanbul ve Ankara 3 seçim çevresinden oluşuyor. Böylece 87 seçim çevresi var ve her seçim çevresinde farklı faklı milletvekili sayısı var. Şanlıurfa 15 milletvekili ile tek seçim çevresi iken Ankara 37 milletvekilini 3 seçim çevresinden çıkarıyor. Antalya 17 milletvekili çıkarırken, iki seçim çevresi olan Bursa 21 milletvekili veriyor TBMM'ye...
Bence seçim sistemindeki dönüşümle işaret edilen seçim çevresi modelinde bir değişime gidilmesi.
DAR BÖLGE
Dar bölge seçim sisteminde toplam milletvekili sayısına göre ülke seçim çevresine ayrılıyor. 600 seçim bölgesi demek bu. Buna göre Kütahya'nın 4 seçim çevresine; Bayburt'un ise mevcut haliyle yani tek seçim çevresine sahip olması demek. İstanbul'un ise 96 seçim bölgesinin olması gerekiyor. Bu modelde aday önemli. Kendi seçim çevresinde tanınmış olması gerekiyor. Bu halde bağımsız milletvekili olmanın daha kolay olması mümkün. Parti merkezinin belirleyiciliğinin azaldığı bir yöntem aynı zamanda...
DARALTILMIŞ BÖLGE
Bu halde ise milletvekili sayısına göre seçim bölgesi teşekkül ediyor. Buna 5'li veya 6'lı bölümleme mümkün. 600 milletvekili için 100 veya 120 seçim çevresinin olması demek bu. Türkiye'de 6'nın üstünde vekil çıkaran il sayısı 25. Yani hali hazırdaki 87 bölgeye 13 bölge eklenerek 6'lı milletvekili seçim bölgesi teşekkülü mümkün. Bu partilerce daha sıcak bakılan bir husus.
Gerek dar gerekse daraltılmış bölge olsun her ikisinde de ülke barajını geçmiş olması şart partilerin. Bu da ister istemez hem partiye hem de bölgesinde tanınan adaya ihtiyacı doğurmakta.
DİĞER DURUMLAR
Siyasi Partiler Kanununun da baştan sona değişmesi gerekiyor. Belirleyiciliğin baskın olduğu bir düzenleme bu. Aday belirleme yöntemleri ve parti içi demokrasi konusunda daha "kararlı" düzenlemelere de ihtiyaç olduğu açık. Meselenin bir başka durağı da İçtüzük. Değişen sisteme uyum konusunda eksik yönleri çok. Bunlara bir sonraki yazıda değineceğim...