1- Sumud Filosu ile İsrail ablukası kırıldı.
Gazze'de katliama iki yıldır aralıksız devam eden İsrail'in soykırımı, tüm dünyanın gündemine yeniden girdi bu surette. Sadece sivil toplum grupları değil, dünyada sanat camiası, sinemacısıyla, ressamıyla, karikatüristi, yazarı, müzisyeniyle ayağa kalktı. Sumud Filosu bir insanlık korosu kurdu...
Bir kere bu başarıyı görmemiz ve saygıyla selamlamamız gerekiyor Filoyu. Bu arada İsrail'i tanımadığını söyleyerek belgeleri imzalamadığı için İsrail'de tutuklu kalan aktivistlerimiz de yurda gelmekteydiler ben bu yazıyı yazarken.
2- Aktivisitlerimizin yurda dönüşünün sağlanmasında devlet yetkililerimizin çabası başta Sayın Cumhurbaşkanımız, Dışişleri Bakanımız, MİT Başkanımız olmak üzere çok önemlidir, gurur vericidir. Zira aktivistler arasındaki diğer ülke vatandaşlarının da dile getirdiği gibi, diğer ülkelerin hiç birisi Türkiye kadar destek olmamıştır... Bu gayet açık ve net. Bunu siyaset üstü bir mesele olarak görmemiz gerekiyor. Politik laf ebeliğine gerek yok, Türkiye, Sumud'a sahip çıkmıştır.
3- İsrail'in işkenceleriyle yüz yüze kaldı bu insanlar, bunu hiç aklımızdan çıkartmayalım. Aktivistlerimizden Sümeyye Sena Polat'ın annesi arkadaşım İffet Polat ile konuştuğumda hapishane koşullarında kızının böbreklerinden rahatsızlandığını idrarından kan geldiği halde kendisine ilaç verilmediğini, avukatının ilaç getirmesine dahi izin verilmediğini söylemişti. Düşünün hangi koşullarda tutuldular.
4- Efendim Gazze'dekiler çok ağır şartlarda, ne olmuş ki birkaç rahatsız edici durum yaşamışlarsa, diyemeyiz. Çünkü Gazze'ye gitmek için yola çıkanlar, Gazzeli değil. Gazzeli olmadıkları, Gazze koşullarında yaşamadıkları halde oraya gitmeye karar verdiler. Dolayısıyla oturduğumuz yerden ahkam kesmek çok yanlış... Şov maksadıyla mı konuşuyorlar yoksa demek bile çok incitici... Kardeşim sen de yola çık, aç susuz, her türlü aşağılama, itilme kakılma ile birkaç gün hapis yat İsrailli soykırımcıların elinde de istersen ondan sonra şov yapabilirsin...
5- Türkiye'de bir gün bile gözaltına alınmamış, ifade vermemiş insanlar bakıyorum ki sosyal medyada atıp savuruyorlar. Niçin gülüyorlarmış uçaktan inenler? Bu ülkenin anneleri, o insanlar sağ salim yurdumuza geri dönebilsinler diye gece gündüz dua ettiler biliyor musunuz? Tabi ki sevineceğiz de, ağlayacağız da, güleceğiz de, slogan atıp, coşkuyla birbirimize sarılacağız da... Hayatında bir gün eylem yapmamış insanların bu duyguları anlaması kolay değil...
6- Ama ne yaparsak yapalım vakar ile yapmamız gerekiyor. Bu da bir başka açı. Burada hedef ne idi? Gazze'deki soykırıma dikkat çekmek değil miydi? Hiçbir şey Gazze'nin ve Gazze'deki soykırımın önüne geçmemelidir. Buna izin vermemek gerekiyor, bilinçli bir duruş gerekiyor. Nitekim bazı aktivistler bu şuurla demeç vermediklerini, öne çıkmak istemediklerini, maksadın Gazze olduğunu çok kibar bir şekilde dile getirdiler...
7- Peki bunun arası nasıl bulunacak? Aktivistlerin hiç birisi mi konuşmasın? Ama zaten dikkat çekmek için yola çıkmadılar mı? Konuşmak aktivizmin bir parçası değil mi? Bunların hepsinde bir ölçü olmalı ve hiçbir şekilde maksadın önüne geçmemeliyiz derim bana sorulursa...
8- Somutlaştıralım: İnsanların zaten önünde olan bazı isimler var, Bekir Develi gibi veya konferanslarıyla tanınan Ayçin Kantoğlu gibi. Bu kişiler, Gazze'yi gündemde tutma işlevi gördükleri için, elbette bu konuda konferans verecekler. Burada ölçüt, Gazze üzerinden maddi çıkar elde etmemek olabilir belki... Sumud'dakilerin, böyle bir şeye müdana edeceklerini hiç sanmıyorum...
9- Ama mesela belediyelerin hemen bu işlere atlaması gerekmiyor. Biraz rahat bırakın Filo'dakileri. Rahat bırakalım. Mıncıklamayalım. Bir ölçümüz olsun. Biraz ağırbaşlı olalım. Onaylamamızda da tenkidimizde de öylesine kaçırıyoruz ki ölçüyü... Bir türlü normalleşemiyoruz.
10- Milletvekillerinin, siyasetçilerin de bu hareketin 'sivil' kalışına, kalması gerektiğine azami özen göstermesi gerekmiyor mu? Gazze, siyaset üstü, partiler üstü bir mesele değil mi? Gazze insani bir mesele, bu duyarlılığı sağlam tutmak ve siyasete obje eylememek de gerekiyor. Hepimizin adeta parmak uçlarımıza basarak özenle, rikkatle yol alması gerekiyor Gazze deyince...