Çarşamba günü girişini yaptığımız seçim sistemi, siyasi partiler mevzuatı ve içtüzük değişikliği konusundan devam ediyoruz bugün. Önceki yazıda dar ve daraltılmış bölge bahsine değinmiştik. Bugün gündemdeki "değişim beyanları" bağlamında siyasi partiler mevzuatı ve içtüzük konusuna değineceğiz...
BAZI ADIMLAR ATILDI
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçerken ittifak rejimi geldi ve ülke seçim barajı %7'ye düşürüldü. Bu doğrudan siyasi partiler kanununda bir değişim değildi. Fakat siyaseti etkiledi. Bu etkilerden en olumsuz ve gözle görüneni oy oranı düşük partilerin, cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki ittifaka girmesi karşılığında, meclis projeksiyonuna "orantısız biçimde" dahil olmasıydı.
PAZARLIK ALANI BÜYÜMÜŞTÜ
Sadece yasama pazarlığında kalmadı mesele. Yürütme erkinde de "anlamsız" taleplere sebep oldu. Hele de Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kalınca... Yüzde 1 potansiyeli olan partilerin devletin önemli birimlerine talip olduğunu ve bunun da kabul gördüğüne şahit olduk. Pek tabi siyaset bir yönüyle pazarlıktır. Ama şahit olduğumuz bu anlamsız pazarlıkta orantısızlığa izin veren sadece siyasal tercihler değil sistem yapısıydı da.
SİYASİ PARTİLER MEVZUATI
Siyasi Partiler Kanunu (SPK) 1983 tarihli. Anayasa ile yaşıt diyebiliriz. 29 değişiklik yapılmış. Bunun sekiz tanesi son on yıl içinde. Tüm bunlara rağmen hali hazırdaki düzenlemenin yeterli olmadığını ve fazla müdahaleci bir yapısının olduğunu düşünüyorum.
NELER DEĞİŞMELİ?
Kanuna dair -özetle- şu hususlara dikkat çekmek isterim:
1. 2017 değişikliği ile esaslı biçimde değişen bir Anayasa ve gelen bir yürütme sistemi olmasına karşın siyasi partiler yasası, bundan etkilenmedi. Özellikle son dönemde baraj değişikliğinden ve ittifak sisteminden sonra oluşan zemine uygun bir görünümü yok.
2. Tüm değişikliklere rağmen darbe dönemi yaklaşımını, üzerinden atmış değil kanun. Siyaset alanına güven duymayan bir yaklaşımla ele alınmış. Bir müdahale etme biçimi olarak partilerin ülke yapılanmaları ve iç işleyişlerine dair detaylı yazım tercih edilmiş. Bundan vazgeçmek ve bir çerçeve metin kurmak gerekiyor.
3. Partilerin yapılanmasına bürokratik zorunluluk getirilmiş. Dikkat edilirse, il-ilçe teşkilatları, disiplin işleri vb. durumların tamamı sivil bir alanı ihata etmez. Bu da ister istemez partileri bir devlet kurumuna benzetir.
4. Parti içi demokrasiyi "tali" veya "tercihe" bağlı kılan bir yapısı vardır. Pek tabi partilerde merkez yapısı önemlidir. Siyasi partiler bir yönüyle -özellikle getirilen barajla- bölgesel, minimal veya kültürel olmaktan uzaklaşmalı ve politikalarını genele uygun biçimde tasarlamalıdır. Ancak bu, partilerin bazı gereklilik dışında teşkilatlarda emek verenler yerine başkalarını tercih etmesine sebebiyet vermemelidir.
5. Siyasetin finansmanı bağlamında tedbirlerin alınması ve özellikle bu konuda hesap verilebilir ve daha şeffaf bir yaklaşımın metinleşmesi gerekmektedir.
İÇTÜZÜK'ÜN DURUMU
Bir de meselenin TBMM çalışmalarına dönük yönü var: İçtüzük. 2018'deki sistem değişikliği birlikte tadilata gidilen TBMM içtüzüğü 7 yılın ardından bugün yeniden gündemde. Hatırlanacağı üzere Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanların ant içmesi, bu kimseler hakkında Meclis soruşturması açılması yöntemi, bütçe görüşmelerine bakanların ve yürütme temsilcilerinin katılımı, genel kurulda konuşmaları, meclisin denetim faaliyetleri kapsamından sözlü soru, güvenoyu ve gensoru gibi mekanizmaların kaldırılması ve yazılı soru, genel görüşme ve meclis araştırması araçlarının yeniden tanımlanması gibi değişiklikler olmuştu.
YENİ İÇTÜZÜKTE NELER OLMALI?
1. Yeni hükümet sistemine tam bir uyumlama sağlanması için parlamento içi çoğulcu ve müzakereci yaklaşımla metin yeniden ele alınmalı.
2. Torba kanun sisteminden vazgeçilmesi ve bunun iç tüzükte düzenlenmesi gerekiyor.
3. Kanun teklifleri bağlamında komisyonlara halk katılımını dijitalleştiren yolların monte edilmesi mümkün olabilir.
4. Yeni sistem açısından siyasi anlamda bir sonuç doğurmasa da aleni denetim araçlarını getirmeyi düşünmeliyiz.
5. Sivil toplumla ilişkilerin ve sürece katılımın içtüzük teminatına alınması önemli bir dönüm noktası olabilir.
Bunlar sadece öneri. Biz bu konuyu daha çok konuşacağız ama bu bağlamda değişimin Anayasa kadar önemli olduğunun altını çizmek gerekiyor...