Dün beklenen açıklama geldi ve terör örgütü PKK feshini ilan etti.
Açıklama, bilindik ezber cümlelerle doluydu.
Ulus Devletçi Sosyalizm Yenilgiye; Demokratik Toplum Sosyalizmi Zafere Götürür!
İnsanlıkta Israr Sosyalizmde Isrardır!
Vesaire...
Bir yere kadar anlaşılabilir bu üslup. Zira, dediğim gibi yarım asırlık ezberleri böyle.
Tabi bir de Lozan ve 1924 Anayasası'na yapılan vurgular vardı.
"Partimiz PKK; kaynağını Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasası'ndan alan Kürt inkâr ve imha siyasetine karşı, halkımızın özgürlük hareketi olarak tarih sahnesine çıktı."
Çok tuhaf bir cümle...
Sanki, terörist başı "iflas ettik" dememiş gibi Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile pazarlık yapmaya kalktılar.
Hani demiştim ya, ihtiyat ve temkini elden bırakmayacağız. Hatta terör örgütünün kanlı ve kaypak tarihine baktığımızda ihtiyatı çok geniş tutmak gerekiyor.
Bir de şunun altını çizmek gerekiyor... kırk küsur yıllık tarihinde ilişkiye girmediği istihbarat örgütü yok terör örgütünün. Siz bakmayın onların, özgürlük sözlerine. Şimdiye kadar ayakta kaldılarsa, emperyalizmin taşeronu oldukları içindir. Ne var ki, emperyalizm için maliyetli olmaya başladılar, yani istihbarat için de kullanım tarihi doldu aslında. Tek sığınacakları kapı İsrail geldi, onun da oluşturduğu maliyeti Trump kabul etmek istemiyor artık.
Diğer taraftan, dinselleşmiş ve ezbere dayalı bir ideolojik dile esir bu örgüt mensupları. Yani gerçeklikten kopuk, modern zamanlarda arkaik bir tarih içinde yaşayan, belki de şizoid bir kitle ile karşı karşıyayız.
Hatırlasanıza... Terörist Salih Müslim'in eşinin bir konuşmasında kullandığı "Apo peygamberlerin peygamberidir" diye bir ifade kullanmıştı daha yenilerde.
Bu kitle hakkında daha ayrıntılı bilgiye ulaşmak isteyen Aytekin Yılmaz'ın "Son Diktatör", "Dağbozumu", "Yoldaşını Öldürmek" kitaplarına baksın.
Bu bir süreç, hatta bazı konulara yeni başlıyoruz.
Acı zulum, "kanı kanla yumazlar" diyeceğiz.
Onun için kimi yorumları çok erken buluyorum.
Elbette, yarım asırdır ateşler düştü ocaklara. Dumanlar tütmeye devam ediyor.
Şehit çıkmayan belde var mı emin değilim. İnce sızısı olmayan kaç ev kaldı ki.
Ya o babasız çocuklar. Hangi yüreği dağlamıyor ki.
Onun için hassas olunmalı...
Muhasebeye dayalı her uyarıya dikkat edilmeli.
Malumattan uzak, sabırla örülmüş bu uyarılar, emperyalist bir strateji aparatı olan teröre karşı devletin, zor ve rıza denklemi için de faydalı olacaktır.
Onun için cephe tahkimini bir kenara bırakıp konuşmayı sürdürmemiz gerekiyor.
Devletin en tepesi ilk günden itibaren şunu net bir şekilde ifade etti:
"Kamu düzenini bozanlar, yaptığının yanına kâr kalacağını zannedenler, devletin kadife eldiveni içindeki çelik yumrukla karşı karşıya olacak."
Bu ifade önümüzdeki süreçte de işlevini koruyacaktır.
Devlet, zor ve rıza denklemini en güçlü şekilde sürdürmeli zaten.
Kimi etnikçi, dar kalıp kimlik tasarımcı sol liberal söyleme de itibar edilmemeli.
Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan kabine toplantısından sonra yaptığı açıklamada örgütün açıklaması hakkında "Kuzey Irak'la birlikte, Suriye ve Avrupa başta olmak üzere, örgütün tüm uzantılarını da kapsayan bir karar olarak değerlendiriyoruz" dedi.
Yani devlet, manipülasyonlara geçit vermeyeceğim diyor.
Ne var ki Suriye üzerinden yapılan spekülasyonlar kafalarda istifhamlar oluşturmaya devam ediyor.
Nitekim MHP lideri Devlet Bahçeli de "Feshedilen PKK'dan PYD/YPG'ye muhtemel geçiş ve intikallerin denetim ve kontrolünün eşzamanlı ve eşgüdüm halinde nasıl ve ne şekilde temin edilip edilmeyeceği" diyerek Suriye konusuna dikkat çekti.
Onun için somut adımlar konusundaki kararlılık devam etmeli, örgütün pazarlık stratejisine izin verilmemeli.