28 Nisan 2024 Pazar / 20 Sevval 1445

İnternetin yeraltı dünyası

JAMIE BARTLETT, BUGÜN GÜNDELİK HAYATTA KULLANDIĞIMIZ YASAL İNTERNET DÜNYASININ NEREDEYSE ON KATI BÜYÜKLÜKTE BİR YERALTI DÜNYASI OLDUĞUNU SÖYLÜYOR.

YAVUZ TÜRK8 Aralık 2016 Perşembe 07:00 - Güncelleme:
İnternetin yeraltı dünyası
Teknolojik gelişimin nereye doğru seyretmekte olduğu ve insanın teknolojiye düşkünlüğü gibi meseleler özelikle son birkaç yıldır insanların zihinlerini yoğun biçimde meşgul ediyor. Bu meşgaleyi sürekli besleyen şeyin bir tarafında tarihsel anlamda “ilerleme”ye olan koşulsuz inanç ve iman varsa diğer yanında da insanın can sıkıntısının olduğunu söylemek abartı olmaz.
 
Bahsettiğim ilk mesele epeydir tartışılan, hatta sosyoloji, felsefe, sosyo-ekonomik tarih gibi farklı disiplinlerin bir problem olarak ele alıp üzerine kafa yorduğu bir sorun olageldi on yıllardır. Zihinsel köklerini Rönesans’ta bulan, ama asıl olarak Sanayi Devrimi ile birlikte gittikçe bir tabu haline gelen “ilerleme” düşüncesi önce bilimsel bilgiyi, ardından da oradan neşet eden bütün teknolojiyi ve bunun itici gücü olan kapitalist nosyonu sürekli olarak kutsallaştırdı. Dolayısıyla epeydir bildiğimiz şu hükmü yeniden dillendirmekte bir beis yok: “İlerleme” ve “gelişme”ye Batı medeniyetinin son iki yüzyıllık dini diyebiliriz.
 
Bugün ulaştığımız noktada, haklı olarak teknoloji ile ilgili karanlık, kasvetli, belirsiz, kaotik ve puslu bir manzara resmi çiziliyor sürekli olarak: Son birkaç yıldır çekilen dizi ve filmlere baktığımızda bile bunu rahatça görebiliyoruz. Örneğin; Fringe, Black Mirror, Person of Interest, Humans, Westworld bugün epey ilgi görmüş dizilerden bazıları ve tümünün de ortak özelliği yakın bir geleceğe dair olmaları. Ve işin diğer önemli kısmı ise, tümümün de karamsar ve kötücül bir tablo ortaya koymasıdır. 
 
Benzer bir karamsar tablonun, genç gazeteci ve teknoloji yazarı olan Jamie Bartlett’in Dark Net adlı kitabında da çizildiğini söylemek mümkün. Araştırmacı gazeteci Bartlett, bugün gündelik hayatta kullandığımız yasal internet dünyasının neredeyse on katı büyüklükte bir yeraltı dünyası olduğundan; tabiri caizse “deep web”, “dark net” veya Türkçesiyle derin internet denilen bölgenin, buzdağının görünmeyen kısmını meydana getirdiğinden bahsediyor. 
 
Yazar, bu karanlık dünyayı oluşturan insanlarla yüz yüze görüşmüş, onların fikirlerini ve görüşlerini almış. Bütün bu görüşmeleri de mümkün olduğunca objektif biçimde kitabına yansıtmaya çaba harcamış. Dahası, birçok durumda onları yargılama veya eleştirme yoluna gitmeden meseleleri ortaya koyma yönünde bir irade ortaya koyması da yazarın emeğini ön plana çıkaran bir nokta olarak ön plana çıkıyor. 
 
KÖTÜCÜL TABLO
 
Bartlett, sanal dünyanın bu karanlık ve devasa kısmının nasıl bir yer olduğu, oradaki tehlikelerden nasıl korunmamız gerektiğini bize anlatıyor. Sanal dünyanın bu kaotik alanında gerçek hayatta yaşadığımız ve tanık olduğumuz hemen hemen her tür suç çeşidi yer alıyor: Troller, hackerlar, sanal dolandırıcılar, uyuşturucu satıcıları, faşist ve antifaşist örgütlerin yanı sıra çocuk pornocuları, cinsel istismarcılar ve tacizciler burayı yoğun bir şekilde kullanan gruplar arasında. 
 
Bütün bu yasadışı gruplar “dark net”in şüphesiz büyük kısmını oluşturuyor. Fakat diğer yandan, yazara göre, bu alanın iyi tarafları da var. Ve yazar bilhassa bu olumlu tarafları vurgulayarak insanların dikkatini çekmek istemiş. Devletlerin yasadışı faaliyetlerini kamuoyuna açıklayan, nefret suçlarına karşı mücadele eden, insanların mahremiyetlerinin korunması için çabalayan ve daha fazla özgürlükçü bir ortamın oluşması için uğraşan birçok hacker da yine bu dijital yeraltı dünyasını kullanarak anonim kalmayı başarıyor.