28 Nisan 2024 Pazar / 20 Sevval 1445

Mealcilikte yeni pusula M. Akif'in meali olacak

Yıllardır meali elinde bulunduran Prof. Dr. Recep Şentürk, eseri Mahya Yayınları'ndan okurla buluşturdu. M.Akif konusunda çalışmalarıyla bilinen pek çok isim mealin M.Akif'e ait olduğu konusunda hemfikir.

13 Eylül 2012 Perşembe 07:00 - Güncelleme:
Mealcilikte yeni pusula M. Akif'in meali olacak

Gülcan Tezcan

Uzun yıllardır varolduğuna dair iddiaların konuşulduğu İstiklal şairi Mehmet Akif Ersoy’un Kur’an Meali’nin üçte biri Mahya Yayınları tarafından yayınlandı. Geçen hafta seçkin bir kitlenin katıldığı özel bir toplantıyla kamuoyuna tanıtılan eserin, yirmi beş yıldan bu yana Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi (FSMÜ) Medeniyetler İttifakı Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Recep Şentürk tarafından saklandığı ortaya çıktı. Meali inceleyen başta Ertuğrul Düzdağ, Dücane Cündioğlu ve Hayrettin Karaman gibi isimler eserin Mehmet Akif’e ait olduğu konusunda hemfikir. Mealin önsözünde Ertuğrul Düzdağ, sözkonusu çalışma hakkında “Meal metninin Âkif Bey'e ait olduğunda şüphe yoktu. Güzel bir Türkçe, akıcı bir dil, Kur'ân'a gönül vermiş bir mü'minin göz yaşlarıyla yazılmış ve elbette gözleri yaşartan samimi bir ifade… Metin, şekil olarak da, Eşref Edib Bey merhumun 1932'de Kahire'de Âkif Bey'in yanında Meal'i okuduktan sonra yazdığı gibidir” şeklinde ifadelerde bulundu. Prof. Hayrettin Karaman ise mealin tanıtım toplantısında “Emin olun bendeki vicdani kanaat, bu meali ancak M. Akif yapabilirdi. Miheng noktalarına bir baktım, Akif tam 12'den vurmuş. İkincisi belgeler, şahitler ve eserin bizatihi kendisi, bu mealin onun olduğunun en büyük delili. Büyük bir kazanç. Bundan sonra göreceksiniz, meal konusu konuşulurken, 'Akif'in mealinden önce mi ve sonra mı?' diye konuşulacak” şeklinde konuştu.

Mustafa Miyasoğlu (Edebiyatçı-yazar)

Mehmed Âkif'in Kur’an Meali her şeyden önce bir yayıncılık olayıdır. Bu metin, 1960 İhtilâli’nden sonra darbecilerin Türkçe ezan okutup Türkçe namaz kıldıracakları korkusuyla yakılan, Âkif’in Mısır’da saklandığı söylenen Kur’an Meali adlı çalışmasının üçte biri ama Kur’an kavramlarının tamamını ifade edebilir.
Öncelikle bu kitap Âkif'in Kur’an Meali olarak önemli, O’nun Kur’an mesajını anlama yolundaki İslâmi kavramları Türkçe’de doğru karşılama alanındaki çalışmalara katkıda bulunacağı için sevindirici. Elmalılı gibi Âkif’in de Kur’an mealini Türkçe ifade yolunda çağdaşlarına olduğu kadar bundan sonra meal hazırlayacak olanlara da yardımcı olabileceği hep söylenirdi. O bakımdan 21. yüzyılın ilk çeyreğinde insanımız dinî, tarihi ve edebi bir esere kavuştuğu için sevinebiliriz. Fakat eseri bunca zaman ortaya çıkarmadıkları için de ilgililere teessüf ederiz. Ezher mezunu olduğu için 1960 öncesinde bu metni asıl metinden bir bölüm olarak saklayan ve Diyanet’teki meal çalışmalarına katıldıktan sonra dinî yayınlarıyla tanınan merhum Mustafa Runyun’un ölümüne kadar kimseye niçin göstermediği merak konusu. Onun 1988 yılında ölümünden sonra bu metni oğlu Ali Yahya’nın Kur’an meali ile uğraşan Prof. Hayreddin Karaman’a veya Âkif’in bütün eserlerini yayınlayan M. Ertuğrul Düzdağ’a değil de başsağlığına gelen Recep Şentürk’e niçin teslim ettiği merak ediliyor. 25 yıl boyunca süren meal tartışmaları sırasında yayınlanmayan bu metin, yine onlara sorularak yayınlanabiliyor!

Mealin M.Akif'e ait olduğunda şüphe yok

Ertuğrul Düzdağ

Mehmed Âkif Bey'in hayatı ve eserleri üzerinde -kendimce- epey bir zamandır meşgul bulunduğumu dikkate alan arkadaşlar, görüşümü almak üzere ilk metinle birlikte yeni dizilmiş olan metni bana da verdiler. Merakla, heyecanla ve dikkatle okudum.
Evet, Meal metninin Âkif Bey'e ait olduğunda şüphe yoktu. Metin, şekil olarak da, Eşref Edib Bey merhumun 1932'de Kahire'de Âkif Bey'in yanında Meal'i okuduktan sonra yazdığı gibidir: Konu birliği olan âyetler, geniş paragraflar halinde ele alınmış, hatta kesintiye sebep olmasın diye -aslında olduğu gibi- âyet sıra numaraları da konulmamıştır. Kitapta Âkif Bey'in geniş paragrafları aynen korunmuş ve satırbaşı yapılarak belli edilmiş, ancak âyet numaraları,  -karşısındaki asıl metinde takip olunabilmesi için- konulmak zorunda kalınmış. Ele geçen ve epeyi tamire muhtaç olan daktilo edilmiş metnin, kimin tarafından ve Âkif Bey'in Meal’inin hangi nüshasından istinsah olunduğu konusu da düşünülüp araştırılacak bir mesele olarak karşımızda durmaktadır.

Mealin ortaya çıkışı son derece önemli

Abdurrahman Şen /İBB Külütr ve sosyal işler daire başkanı)

Öncelikle, mealin sunum toplantısında Hayreddin Karaman hocamızın; “Bundan sonra mealler gündeme geldiğinde, ‘M.Âkif’in mealinden öncekiler sonrakiler’ şeklinde bir ayırım yapılacak” sözünün son derece önemli olduğunu hatırlatmak istiyorum. Üzerinde yıllardır konuşulan, tartışılan bir mealin sadece bir bölümünün ortaya çıkmasının bile kültürümüz ve tarihimiz açısından son derece önemli olduğunun da altını  çizmek istiyorum. Yıllardır M.Âkif hakkında yazan ve konuşan biri olarak, meal konusu sorulduğunda ana çalışmanın yakıldığını bildiğimizi anlattıktan sonra; “İnanıyorum ki bazı kişilere fikrini sormak maksadıyla M. Âkif tarafından yollanan kopyalardan gün yüzüne çıkanlar olacaktır.” der ve M.Âkif’in mealinin bir gün ortaya çıkacağına olan inancımı paylaşırdım. Bu çalışma, inancımın boş olmadığını ortaya koydu. İnşallah geri kalan kısımlarıyla tamamına kavuşuruz. Çünkü; yayınlanan bölüme hızla göz attığımızda bile görüyoruz ki M. Âkif merhumun mealinden hepimizin kendi çapında alacağı çok güncel dersler var.