29 Nisan 2024 Pazartesi / 21 Sevval 1445

Yazgıç'ın şiir günlüğü

Tövbe Gölgeliği tek bölüm ve 68 şiirden oluşuyor. Heves’in ardından dört yılda oluşan kitap bir Türkiye günlüğü gibi. Hatta şöyle diyebiliriz: Suavi Kemal Yazgıç’ın günlüğü, şiirgünlük.

ALİ KARA4 Kasım 2017 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Yazgıç'ın şiir günlüğü

Suavi Kemal Yazgıç 1972’de İstanbul’da doğdu. Yazıları, şiirleri, hikâyeleri “Ülke”, “Yedi İklim”, “Kırklar”, “İtibar”, “Bir Nokta”, “Post Öykü” başta olmak üzere pek çok dergide yayınlandı. Ayrıca “Sağduyu”, “Yeni Şafak”, “Milli Gazete” ve “Star” gazetelerinde dönem dönem yazdı. Sebepsiz Serçe, Taş Suya Değince ve Heves isminde üç şiir, Kırk Gri Hırka isminde bir hikâye kitabına imza attı. Edebiyat ortamında verimli bir hayat süren Suavi Kemal Yazgıç’ın son kitabı ise Profil Yayınları aracılığıyla okurla buluşturulan Tövbe Gölgeliği, şiir. 

Kitap İmam Busiri’nin “Ve sığın tövbe gölgelerine, odur en serin hurma altı.” cümlesiyle açılıyor. Tatlı bir esinti yüzümüze vuruyor. 

“ağaç bitmez köprülerden geçtim

ismim eksildikçe

ben çoğaldım

ömrüm azaldıkça

gölgem uzadı toprakta

bütün kelimelerle sustum

ve sessizlik aciz kaldıkça

konuştum

dünyaya düşen künyem

soğuk yangınlarda kül oldu”

(“Soğuk Yangınlar” şiirinden)

Tövbe Gölgeliği tek bölüm ve 68 şiirden oluşuyor. Heves’in ardından dört yılda oluşan kitap bir Türkiye günlüğü gibi. Hatta şöyle diyebiliriz: Suavi Kemal Yazgıç’ın günlüğü, şiirgünlük. 

Kuşağı içinde Yazgıç hem şiir verimi hem de anlatımıyla kendine bir yer buluyor. Şiirindeki güncellik ve anlatımdaki sadelik şairin yaşayan ve nefes alan bir damara sahip olduğuna ikna ediyor okuru. Günün seyrini ve gözümüze çarpmayan nüansları şair dile getiriyor. 

Kitabı okuduktan sonra Suavi Kemal Yazgıç’ı şöyle hayal ettim: Elinde, cebinde, çantasında defteriyle dolanıp duran bir şiir avcısı. Aslında avcı tam olarak karşılamıyor; şöyle ki yani pusuya yatmıyor, anı beklemiyor, plan yapmıyor, tuzak kurmuyor şiir için. Yazgıç, şiirle yürüyor sanırım; her an bir şeyler yazıyor. Bazıları kısa notlar alır, bazıları tüm günü bekler akşam yazar günlüğünü, bazıları ise sabah ilk iş oturur yazmaya başlar; Suavi Kemal Yazgıç ise yazma için özel bir çaba harcamıyor, bir tören yapmıyor gibi geliyor bana yazdıklarını okuduğumda. Şair bir haber görüyor ve şiire dâhil ediyor, metroya biniyor bir mısra ekliyor, uçağa yetişemiyor şiir yazıyor, annesini özlüyor mektupşiir yazıyor. Bu kolay yazma işi bazılarına verilmiş bir yetenek. Biraz da uğraşıyla ilgili. Gazetecilik, metin yazarlığı, editörlük ve benzeri meslekler yazma işini pratikleştiriyor. Bunun da handikapları var tabii. Basitleşme, sıradanlaşma, tekrar, kuruluk gibi. Önemli olan çıkan metinlerinden emin olmak. Suavi Kemal Yazgıç bu noktada yazdıklarından emin görünüyor. Örnekle tezimizi güçlendirelim: 

“köklerim ecelden besleniyor

kanatlarım senden

ve kelimelerle birlikte

geri dönüyor hasret” 

(“Aşk için Gazel” şiirinden)