27 Nisan 2024 Cumartesi / 19 Sevval 1445

Dil yarasına parmak bastı 

Prof. Dr. İlber Ortaylı: Türkçe çok önemlidir. RTÜK’ün iletişim araçlarında cezalandırması gereken şey, yanlış Türkçe kullanmak, yanlış Türkçe konuşmaktır. 

1 Şubat 2019 Cuma 07:00 - Güncelleme:
Dil yarasına parmak bastı 

Prof. ilber Ortaylı Burdur’un Bucak ilçesinde, Eğitimde Kaliteyi Artırma Projesi (BEKAP) kapsamında düzenlenen seminere katıldı. Ortaylı, Hikmet Tolunay Meslek Yüksekokulu Konferans Salonu’ndaki seminerde, Türkçenin önemli bir mesele olduğunu ve doğru  kullanılması gerektiğini söyledi.      

Üniversite öğrencilerinin Türkçeyi bozuk kullandıklarına değinen Ortaylı, “Maalesef üniversitelerimiz, liselerimiz çocuklarımıza doğru dürüst Türkçe nedir, nasıl konuşulur, Türk dilinin grameri, telaffuzu nasıldır, nasıl muhafaza edilir bunları veremiyorlar ve insanlar televizyondan, şuradan, buradan, şantözlerden edindikleri garip bir Türkçe ile konuşuyorlar” İfadelerini kullandı.   

Ortaylı, Türkçeyi doğru kullanmanın önemine vurgu yaparak “RTÜK’ün iletişim araçlarında cezalandıracağı şey, yanlış Türkçe kullanmak, yanlış Türkçe konuşmaktır. Bu cumhuriyet üzüm, tütün, tahıl parasıyla bile zor geçindiği vakitte, dışarıya yetişmeleri için mühendis, hekim, metalurji mühendisleri yollamış” diye konuştu.      

Katıldığı programda İlber Hoca’ya tablo hediye edildi.

Eğitim bakımından yaralı Cumhuriyet 

Ünlü tarihçi İlber Ortaylı, Türkiye Cumhuriyeti’nin eğitim bakımından kendini yaralamış bir cumhuriyet olduğunu söyledi. ‘Bunun üstünü kırmızı kalemle çizin’ diyen Ortaylı şöyle konuştu: Eğer bugün büyük bir buhranın içine girmişsek bundan daha büyük bir problem olamaz. Nasıl çıkacağımızı bilemiyorum. Rüyalarıma giriyor. Ben her gece öğretmenler görüyorum, birtakım saçma sapan şeyler konuşuyoruz. Demek ki kafamı çok meşgul ediyorlar. Yani benim Türkiye’nin kültürbuhranını, eğitim çıkmazını nasıl atlatacağına dair fazla bir fikrim yok. Bu çok önemli bir fasıl. Bunu çözemiyorum. 

‘Başkan’ diyemiyor ‘başgan’ diyor

Ortaylı, Türkçenin yanlış kullanımıyla ilgili izlenimlerini şu sözlerle aktardı: “Bir televizyon spikeri kızcağız ‘başkan’ diyemiyor, ‘başgan’ diyor. Bunu bir spiker söylüyor. Türkçeyi ağzının arkasına atmış öyle konuşuyor. Tiyatrocular, sinemacılar, televizyon ve radyo spikerleri o dili temsil ederler.