Eserleri, fikirleri ve mücadeleleriyle bir nesli yetiştiren, bir çok gence ‘ağabey’ veya ‘hoca’ olan Ali Nar dün vefat etti. Hem bir yazar hem de dergicilik yanıyla kültür dünyamızın önemli şahsiyetlerinden olan usta kalem dâvâ, ideâl, mefkûre ve inanç adamıydı. Edebiyatı İslâm dünyasının daha fazla kenetlenmesi ve Müslümanların birbirini daha çok sevmesi için araç kabul etmiş bir mütefekkirdi. Nüktedandı, bir mizah üstadıydı. Çocukluğunda ve gençliğinde kurduğu hayallerin bir bir gerçekleştiğini gördükçe mutlu oluyor, azmi, iradesi, kuvveti artıyordu. Türkiye’nin ve İslâm âleminin problemlerine çözümler üretiyordu.
Önemli isimleri tanıdı
Yoksul Anadolu’nun bağrından çıkan bu sızılı yürek, bu çelikten bilek, bu müstesnâ aksakallı genç, Türkiye’nin daha aydınlık yollara doğru yol alması için var gücüyle çalıştı. 50 civarındaki eseriyle memleket sathını bir mektep yapmayı hedefliyordu.
Fatih semtinin bu kıdemli sâkini, 1941 yılında Erzurum Hasankale’de doğdu. Çileli bir hayatın ardından ilk ve orta tahsilini tamamladı. İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü’nü okudu. Bir çok değerli âlimden ilim tahsil etti. Edebiyat zevkini ‘ayaklı kütüphane’ Mahir İz Hoca’dan aldı. Ömer Nasuhi Bilmen ve Ahmed Davudoğlu da feyz aldığı isimler arasındaydı. İstanbul’da dönemin şair yazar ve âlimlerini yakından tanıdı. Ama üzerinde en büyük etkiyi Necip Fazıl gösterdi. Yüksek okulu bitirdiği gün, üstatla bir tren yolculuğunda tanışır. Bu tanışma dünyasını allak bullak eder, ufkunu değiştirir ve edebiyat/sanat anlayışına yeni bir şekil kazandırır. Öğretmenliğe devam eden, yazı yazan Ali Nar, Ömer Faruk Turgut vesilesiyle üstat Sezai Karakoç’la tanışır. Bu tanışma da, Ali Nar’ın yazı hayatında yeni bir mecraya yönelmesine vesile olur. Serbest şiir ve deneme türüne ağırlık vermeye başlar. Zamanla kendi üslûbunu bulur.
Üç yıl kaldığı Diyarbakır’da çeşitli edebî ve kültürel faaliyetler sergileyen yazar, aynı zamanda İstanbul ve Ankara’da çıkan edebiyat dergileri ve günlük gazetelere gönderdiği çalışmalarıyla adını duyurur. Diyarbakır’da çeşitli fikir tartışmalarına adı karışınca Afyon’a sürgün edilir. Daha sonra Erzincan’da öğretmen olan Nar, kültür sanat çalışmalarıyla adını duyurur.
Ali Nar’ın basılmış ilk eseri Fetih isimli piyesidir. Ardından Koro gelir. Üçüncü eseri MTTB’nin açtığı tiyatro yarışmasında birincilik alan Muhtar Kafası adlı oyunudur. Sonraki dönemlerde Ortadoğu’yu dolaşır. Gezi intibalarını Ortadoğu Günlüğü adıyla kitaplaştırır. Nar 1989, 1991, 1994 ve 1996’larda İstanbul’da Dünya İslâmî Edebiyat Konferanslarını düzenledi. 1997’de bu birliğin İstanbul şubesini kurdu. 1986’dan itibaren İslâmî Edebiyat mecmuasını yayımlıyor, Fatih’te dostlarıyla kurduğu İslami İlimler Kültür ve Edebiyat Vakfı’nın çalışmalarını sürdürüyordu.
Cumhurbaşkanı hastanede ziyaret etmişti
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen ay Bezmialem Vakıf Gureba Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi gören Yazar Ali Nar Hoca’yı ziyaret etmişti.
Edirnekapı’da defnedilecek
Çoklu organ yetmezliği sonucu hayatını kaybeden Ali Nar’ın cenazesi bugün Cuma namazını müteakip kılınacak cenaze namazının ardından Edirnekapı Mezarlığı’nda toprağa verilecek. Yaklaşık üç aydır tedavi gören ve enfeksiyon kaparak geçen haftalarda tekrar hastaneye kaldırılan Ali Nar, İslam dünyasından pek çok yazarın eserini Türkçe’ye kazandırdı, Hz. Peygabmberi anlatan kitaplar kaleme aldı.