30 Nisan 2024 Salı / 22 Ramazan 1445

Kültür savaşçısına armağan olsun

Yerli ve milli kültür davasının yılmaz savunucularından D. Mehmet Doğan’ın 70. yaşı dolayısıyla bir armağan kitap yayınlandı.

23 Mart 2018 Cuma 07:00 - Güncelleme:
Kültür savaşçısına armağan olsun

Yazar Fahri Tuna, yarım asrı aşan bir süredir kalemi ve kelamıyla kültürümüzün yılmaz savaşçısı olan D. Mehmet Doğan’ın 70. yaşı için bir armağan kitap hazırladı. Doğan hakkında yazılardan oluşan kitapta, 28 sanat insanının görüşlerine yer veriliyor. Kitabın editörlüğünü yapan Tuna ile, Meserret Yayınları’ndan çıkan ‘28 D. Mehmet Doğan’ adlı eseri konuştuk.

- D. Mehmet Doğan’ın Türk fikir hayatı üzerinde ne tür etkileri oldu?

D. Mehmet Doğan, kaleme aldığı 31 kitabıyla önemli bir yol göstericidir. Türkiye genelinde 1200 yazarın üye olduğu 40 yıllık bir kurumun Türkiye Yazarlar Birliği’nin kurucusu öncüsü, ilk on sekiz yılın genel başkanı, sonraki 22 yılın şeref başkanıdır. Tutkalıdır, birleştirenidir, ayakta tutanıdır. İstiklâl Marşı’nın yazıldığı Taceddin Dergâhı’nı ve - sanıldığının aksine- unutturulan Mehmet Akif’i tam kırk yıl gündemde tutan, ısrarları sonucunda Taceddin Dergâhı’nı restore ettiren, ısrarları sonucunda ’12 Mart İstiklâl Marşını ve Mehmet Akif’i Anma Günü”nü yasal hale getirten adamdır. Yıllar boyu adeta iğne ile kuzu kazarak, yirmi beş baskı yapan yüz on bin kelimelik Doğan Büyük Türkçe Sözlük’ü kütüphanelerimize kazandıran, Türkçe konusunda İstiklâl mücadelesi veren adamdır.

Nitekim Kültür ve Turizm Bakanlığı 2016 Edebiyat Ödülü’nü kendisine takdim ederken Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan da şöyle demişti ona: “Kırk yıldır coşkun akan bir pınar gibi eserlerinizle fikir ve edebiyat hayatımızın çoraklığını gideriyorsunuz.”  

BATILILAŞMA İHANETİ

- Doğan’ın “Batılılaşma İhaneti” adlı eserinin sizce önemi nedir ve kuşaklar üzerinde nasıl bir tesir bırakmış olabilir bu yayın?

D. Mehmet Doğan bugüne kadar yayımladığı 31 kitabıyla yaşayan en önemli birkaç deneme yazarımızdan birisi zaten. İlk kitabı ise 1975’te yayımladığı “Batılılaşma İhaneti”, malumunuz. Bu kitap yön/pusula çıkmazındaki Türk gençliğinin en önemli başucu kitaplarından birisi. Bize hangi medeniyete, hangi değerlere ait olduğumuzu hatırlatıyor. Yoğun propagandalarla öğretilmiş genel geçer hükümlerin aksine, bize kim olduğumuzu, nerede durduğumuzu, nereye gitmemiz gerektiğini gösteriyor bir bakıma. Bizim ve sonraki kuşakların üzerinde bu kitabın, dolayısıyla D. Mehmet Doğan’ın büyük hakkı vardır diye düşünüyorum ben. ‘Batılılaşma İhaneti’ni bugünün gençliği de mutlaka okumalı diyorum.

ÖZGÜN BİR ANADOLUCU

- Sizce Doğan’ın en etkili kitabı hangisidir? Ya da soruyu genişletelim isterseniz. Hangi metinleri ile Türkiye’de, hangi meselelere dair sorular sormuştur?

Bu soruya herkes farklı bir kitap adı söyleyebilir elbette. Ben ‘Kelimelerin Seyir Defteri’ de diyebilirim, ‘Batılılaşma İhaneti’ de. Her şeyden önce çok yakından tanıdığım D. Mehmet Doğan ağabey yerli bir aydındır. Milli bir aydındır. Bu toprağa ait olmayan duygu düşünce ve hassasiyetleri ortaya koymuş, yabanıl düşüncelerle ilgili sorular sormuştur. Ayrıca ‘Ömrüm Ankara’ ile nevzuhur, yabanıl değil ‘bizim Ankara’yı göstermiş, hatırlatmış, sevdirmiştir genç kuşaklara.  

Vefa, sadece bir semt adı değildir!

FAHRİ TUNA: Bu kitapla vefanın sadece Suriçi İstanbul’unda eski bir semt olmadığını göstermek istedim. Kıymetlerimizin ölmeden önce de hatırlanabileceğini göstermek istedim. Kitabın öyküsüne gelince: 1 Mart 2017 tarihinde Yozgat Bozok Üniversitesi Rektörlüğünce düzenlenen ve üç gün sürecek olan‘Necip Fazıl Sempozyumu’nda başladı her şey. Açılış oturumu sonrası yemekteydik. Masamızda Şair Mustafa Özçelik, Şair Selçuk Küpçük, Şair Mehmet Şeker, Hikâyeci Mustafa Çiftçi de vardı. D. Mehmet  Doğan da karşımızdaki masadaydı. Gittim habersizce arkasından, gözlerini kapattım. Eski ve unutulan bir Anadolu geleneğidir, şakasıdır bu. Hayretle baktı, yanağından öptüm. ‘Ağbi, hayırlı olsun, bu sene 70’ine girdin. İznin olursa şair yazar arkadaşımızın gönlündeki D. Mehmet Doğan izdüşümünden oluşan bir kitap yayımlamak isterim’ dedim. Oda beni hem gururlandıran hem de utandıran bir cevap verdi:  “Sadece bu kitap değil, ömrünce benimle ilgili yapacağın her şey için izin veriyorum sana.”