30 Nisan 2024 Salı / 22 Ramazan 1445

Modern edebiyatın kıyısındaki kuşlar

Cemil Kavukçu’nun son uzun hikayesi Yüzünüz Kuşlar Yüzünüz, nitelikli bir yapıt. Fakat modern olmanın sınırını geçememiş.

ERDİNÇ AKKOYUNLU19 Eylül 2017 Salı 07:00 - Güncelleme:
Modern edebiyatın kıyısındaki kuşlar

Yeni bir öykü kitabı okuduğunuzda ilk aradığınız şey, yenilik oluyor. Cemil Kavukçu’nun ‘Yüzünüz Kuşlar Yüzünüz’ adlı uzun öyküsünü okuduğumda aradığımı bulmak hem sevindirdi, hem de üzdü. Sevindirdi çünkü Cemil Kavukçu, son öykü kitabını da kendi öykülerinin değişmeyen atmosferinde yazmış... Yalnızlıktan sıkılan ve ablası ile ev satma sorunlarını halletmeye çalışan Feridun ile Gero adlı meyhanecinin hayatlarına dahil olan Ali Rıza adlı kaptanın anlattığı hikayelerden oluşuyor. Ali Rıza kaptanı bir mıknatıs karakter yapan Kavukçu, yedi bölüme ayırdığı 90 sayfalık novellasında zaman ve kurgu geçişlerine imza atıyor. 

DERİN BİR YOLCULUK

Ali Rıza kaptanın Feridun ve Gero’yu kurgusal hikayeler anlattığı sırada fiziksel yolculuğa da çıkarıp çıkartmadığı sorusu okur için öykünün modern bölümlerini oluştururken, Kavukçu edebiyatı için de, bir değişimi işaret ediyor. Yıllardır hemen hemen aynı konuları yazarak ustalığını sivrilten Kavukçu bu kez yine aynı yalnızlık ve içsel yolculuğa dair konusunu, modernleştirip okuruyla buluşturuyor. Novelladaki bu kurgusal işçilik beni sevindindi... Kavukçu gibi edebiyatı okurları tarafından taş yerinde ağır misali beğenilen bir yazarın, risk alıp farklı bir tat ve ton denemesi, yeni yazarlara da ‘sıra sizde’ mesajını vermiş. Bu da ayrıca güzeldi... Öte yandan Kavukçu, hiçbir zaman edebiyatının içine ‘Ben şu anda en iyi öykü yazarıyım’ megalomanisini sıkıştırmayan bir yazardır. 

Fakat Yüzünüz Kuşlar Yüzünüz’ün beni üzen tarafı, bu novellanın içerdiği derinlik iddiası karşısında teknik olarak sağlam bir temele oturtulmamasından kaynaklanıyor. Ne Feridun’un isyanları ne de Gero’nun küfürleri, onları gerçek birer karakter haline getirmiyor. Dahası o sahne için iki karaktere yapıştırılmış gibi duran sinir geçişleriyle, Ali Rıza kaptana duydukları öfke ve şaşkınlık öyküyü hantallaştırmış. Öte yandan öyküyü modern yapmak için tüm karakterlerin birbirine dair gözlemleri ve konuşmalarını içeren 7 bölüm, Aşkı Kaptan ve Telsiz Zabiti Mahir karakterlerinin ağzından dökülse de anlatıcı üslup ve biçim olarak tek kişi kalmış. Bu eleştiriye ‘Ama anlatıcı Ali Rıza olduğu için bu üslupsal düzlem oluşmuş’ denilebilir. İtiraz da etmem... Fakat o zaman bu öykü neden modern edebiyat formunda yazıldı diye sorarım. Ki asıl sorun burada. Kavukçu, Yüzünüz Kuşlar Yüzünüz’de kendi bilindik öyküleminin dışına modern ile çıkarken, o kadar temkinli davranmış ki, biçimsel olarak ne yaptığına dair sınır çizgisi kaybolmuş. Oysa ki öykü ilk cümlesinden son cümlesine kadar, okura karakterler hakkında kendi düşünme fırsatı tanımadan her olayı ve fikri açıklayan cümlelerle dolu. Modern edebiyatın kuralı, okura metin üzerinde tıpkı bir yazar gibi hayal kurup paralel bir kendi metnini yazma imkanı vermek değil mi? Okura her şeyi tek tek açıklayarak bu imkanı da okura tanımayan Kavukçu, biçimsel uğraşını da klasik çabasıyla halletmeye çalıştığı için Yüzünüz Kuşlar Yüzünüz, yazarın temiz bir metni ama yapmaya çalışıp da yapamadığı bir modern novella olmuş. Yine de Kavukçu’nun nitelikli edebiyat geçmişi, Yüzünüz Kuşlar Yüzünüz’ü okurun bu yılın iyi okunurları arasına sokacak güce sahip...