1 Mayıs 2024 Çarşamba / 23 Sevval 1445

Necip Fazıl Üniversitesi nerede kurulmalı?

40 yıldan beri, Necip Fazıl'ın hayâtı, sanatı, eserleri, fikirleri ve edebiyatımızdaki yeri çeşitli panel ve bilgi şölenlerinde ele alınmış olsa da, merhumun üniversitelerimiz tarafından yeterince bilimsel çalışma konusu yapıldığı söylenemez. Akademisyenler içinde, merhum Prof. Dr. Orhan Okay Hocamız bu konuda bir istisna teşkil etmektedir. O'nun adı, pek çok okula, caddeye, hastaneye, kültür merkezine verilmiştir. O'nun adını taşıyan bir üniversitemizin olması da beklenen bir gelişmedir. Peki bu üniversite nerede kurulabilir?

BEKİR OĞUZBAŞARAN2 Aralık 2022 Cuma 16:01 - Güncelleme:
Necip Fazıl Üniversitesi nerede kurulmalı?

Önümüzdeki yıl, Üstad Necip Fazıl Kısakürek 'in vefâtının 40. yılı oluyor.

Geçenlerde sosyal medyada bir teklifte bulundum: "Kayseri'de bir Necip Fazıl Üniversitesi kurulmalıdır." diye.

Geçmişte Üstad için bir

enstitü kurulması teklifinde de bulunmuştum. Bu iki teklif, onun 40. ölüm yıldönümünde birleştirilerek de hayâta geçirilebilir. Araştırma Enstitüsü, kendi adını taşıyan üniversitenin bir birimi olarak da düşünülebilir.

Niçin Kayseri'de, diye sorulabilir.

Buna çok uzun ve gerekçeli cevaplar vermek yerine kısaca şunları belirtmekle yetineceğim:

1. Merhum Üstad, 1949' da Büyük Doğu Cemiyeti› nin Genel Merkezi'ni ve ilk şubesini Kayseri ' de açmış, buradan aldığı şevkle trenle Ankara üzerinden İstanbul'a dönerken, Sakarya Nehri'ni seyrede seyrede büyük dâvâ şiiri Sakarya Türküsü'nü yazmıştır.

2. O'nu maddeten ve mânen en çok destekleyen, benimseyen aydın kitlesi, büyük çoğunluk itibarıyla Kayserilidir. Büyük Doğu dergisinin yazı işleri müdürlerinden birçoğu yine Kayserilidir. 1960'tan sonra kurulan Büyük Doğu Fikir Kulüplerinin belki en aktif şubesi Kayseri'de açılmış ve yıllarca faaliyet göstermiştir. Merhum Üstad'ın şu iltifatını da unutmamak lâzım : "Sultan Fikir, hassa ordusunu Kayseri'den kursa yeridir."

O hayattayken de, vefâtından sonra da hakkında yazılmış kitapların çoğunda Kayserili yazar, şair ve müelliflerin imzâları bulunmaktadır. Üstad'ın hayâtında -birkaç şehrimiz ile birlikte- Kayseri'nin ve Kayserililerin çok özel bir yeri vardır.

O'nun, hayattayken bizzat kurduğu Büyük Doğu Yayınları, ölümünden sonra da evlatları ve torunları tarafından istikrarlı bir şekilde sürdürülmektedir.

Dergi ve gazetelerde kalan eserleri derlenerek, konferans ve hitâbeleri bantlardan deşifre edilerek yeni yeni kitaplar hâline getirilmektedir.

Türk Edebiyatı'nın en büyük klâsiklerinden biri olan, şiir kitabı ÇİLE, birçok kurum ve kuruluş tarafından basılarak gençliğin ve halkın istifâdesine sunulmuştur, sunulmaktadır. YKY da Çile'nin baskısını yapmıştır. Tiyatro eserlerinin büyük bir bölümünü Kültür Bakanlığı üç cilt hâlinde yayınlamıştır.

40 yıldan beri, Necip Fazıl'ın hayâtı, sanatı, eserleri, fikirleri ve edebiyatımızdaki yeri çeşitli panel ve bilgi şölenlerinde ele alınmış olsa da, merhumun Üniversitelerimiz tarafından yeterince bilimsel çalışma konusu yapıldığı söylenemez. Akademisyenler içinde, merhum Prof. Dr. Orhan Okay hocamız bu konuda bir istisna teşkil etmiş, Necip Fazıl hakkında hem kendisi kıymetli çalışmalar yapmış, hem de öğrencilerine lisans, yüksek lisans ve doktora seviyesinde çalışmalar yaptırmıştır.

Büyük kütüphanelerde Üstad hakkında yazılanları derlemelerim sırasında şuna şâhit oldum: Necip Fazıl'ın tiyatro eserleri hakkında, tiyatrolarda temsili sırasında gazete ve dergilerde yazılmış inceleme ve eleştiri yazılarının bin sayfayı geçeceğini rahatlıkla söyleyebilirim.'Bir Adam Yaratmak' için yazılanlar bile bir kitap hacmindedir. Bunlar kitap hâlinde yayınlandığı takdirde Türk Tiyatro ve Eleştiri Edebiyatı'na da büyük bir katkı sağlayacağı rahatça söylenebilir.

Sevinçle görmekteyiz ki, merhum Üstad Necip Fazıl'ın eserlerinin sayısı 100'ü geçmiştir. O, hayattayken sık sık " kitaplık çapta eser " sahibi olmaktan söz ederdi. Şükürler olsun ki, hakkında yazılmış eserlerin sayısı da -daha şimdiden- 100'e yakındır ve her geçen gün bunlara yenileri eklenmektedir. Armağanlar ve prestij kitapları da bu gruba dahildir.

Şiirlerinden yapılan besteler de küçümsenmeyecek kemmiyet ve keyfiyettedir.

Bilindiği gibi, vefâtından sonra İstanbul'da Necip Fazıl Kısakürek Kültür ve Sanat Vakfı kurulmuştur. Kayseri'deki K.E.K VAKFI

(Kayseri Eğitim ve Kültür Vakfı) da yıllardan beri Büyük Doğu çizgisinde faaliyetler ve yayınlar yapmaktadır.

Geçtiğimiz günlerde yeni ve güzel bir gelişme daha oldu: Büyük Doğu Yayınları, 1943-1978 yılları arasında çıkan Büyük Doğu dergisinin 300 sayısını 10 ciltlik bir külliyât hâlinde yayınladı.

O'nun adı, pek çok okula, caddeye, hastaneye, kültür merkezine vb verilmiştir. O'nun adını taşıyan bir üniversitemizin olması da beklenen bir gelişmedir.

Star Gazetesi'nin geleneksel hâle getirdiği, Necip Fazıl Ödülleri de takdire şâyandır. Ağaç ve Büyük Doğu dergileri, gazete ve dergi eki olarak da verilmiştir.

Bu meyanda Prof. Dr. Sami Güçlü'nün yönetimindeki Anadolu Mektebi'nin etkinliklerini de hatırlamakta yarar vardır.

Bu duygu ve düşüncelerle Üstad›ımıza yüce Allah'tan rahmet ve mağfiret diliyorum. Mekânı cennet olsun. Yaşayan bağlılarına da selâmlar, muhabbetler, saygılar sunuyorum. Duâlar ediyorum.

Sözümü O'nun mısrâları ile taçlandırmak istiyorum:

Üstad'a kalırsa bu öksüz yapı/Onu sürdürmeyen çırak utansın...