30 Nisan 2024 Salı / 22 Ramazan 1445

Her hikayenin bir fotoğrafı her karenin bir öyküsü var

46 dergisinde sıra dışı ve frapan çalışmalarıyla tanıdığımız fotoğrafçı Mehmet Turgut bu kez şaşırttı ve 30 yaşına kadar çektiği fotoğraflardan oluşan albüm için bir de hikayeler yazdı.

Buket Kahraman17 Mart 2013 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Her hikayenin bir fotoğrafı her karenin bir öyküsü var
Fotoğrafın sınırlarını zorlayan usta Mehmet Turgut, 30 yaşına kadar çektiği fotoğraflardan seçtiği 40 çalışmayı, öyküleriyle birlikte kitaplaştırdı. Turgut, ‘30 adını verdiği kitabındaki fotoğrafları diğerlerinden farklı bir yere koymuş ve onlara ‘Gerçek Mehmet Turgut’ kareleri adını vermiş. Ünlü fotoğrafçı, STAR’ın sorularını cevaplandırdı.

-Bu meslek galiba size atadan kalma?
Doğrudur. Rahmetli dedem Mehmet Turgut’a Ermeni bir arkadaşından hediye fotoğraf makinası geliyor. Dedemin de o makineyi sevmesiyle birlikte ailemizin fotoğrafçılık serüveni başlıyor. O dönemde kadınlar erkeklere fotoğraf çektirmiyor bu nedenle dedem babaanneme fotoğrafı öğretiyor. Sonra babam amcam öğreniyor şimdi ben mesleği sürdürüyorum.

-Peki bu kadar şöhret, beklediğiniz bir şey miydi?
Fotoğrafta kendi dilimi yansıttığımı hissettiğim anda bugünlere gelebileceğimi az çok kestirebiliyordum. Etrafıma baktığımda cesaret olarak benim kadar açılabilen fotoğrafçı görmedim. 46 dergisi buna örnektir.

-Popüler olmak güzel mi?
Çok güzel. Ben olduğum yerden çok memnunum.

-Siz kamera önüne de çok çıkıyorsunuz...
Bu tercih meselesi. Bir çok ünlü fotoğrafçı kendileri obje olarak kullanmıştır. Ünlü bir Çek fotoğrafçının kitabının yarısında kendisi var.

-Peki sizi kim çekiyor?
Fethi Karaduman. Zaten onunla birlikte çalışıyoruz.

-Bu albüm kitapta hep no name kişiler var...
Kitabın içinde fotoğrafları olan herkes sokaktan bulduğum insanlar.Hiç biri profösyonel değil. Çektiğim objelerin ünlü olması yada sokaktan herhangi biri olması hiç farketmiyor. No-nome isimlerle çalışmamın nedeni kimseyi temsilen değil beni temsilen çekilmiş olması. Diğerleri Mehmet Turgut fotoğrafları ama bu kitap gerçek Mehmet Turgut fotoğrafları. Benim içsel yolculuğumu anlatan fotoğraflar. Kitabı alan kimse içindeki hikayeleri okuduğunda benim hakkımda çok kolay bilgi sahibi olur.

-Ne diyor bu kitap bize?
Bu fotoğrafların hepsinin birer hikayesi var. Yurt dışında sergilediğim Uluslararası platformalarda ödül almış benim için özel olan fotoğraflar. 30 hikaye var. 30’lu yaşlarda olduğum için kitabın adını ‘30’ koydum. Şimdi 40’lı yaşlara doğru bir tane daha çıkaracağım. Belki 70-80-90 yaşlar için şimdiden bir kitap hazırlayıp ben öldükten sonra bu kitaplar çıkmaya devam edebilir.

-Çektiğiniz fotoğraflar fazla fahşi durmuyormu?
Heran patlayacak bir bomba gibiyim. Bir fotoğrafçının fotoğrafçılık serüveni ile bir aslan terbiyecisinin aslanı terbiye etme serüveni kadar birbirine yakın iki meslek olamaz diye bir yazı okumuştum. O kadar vahşi dürtülerle yaşıyoruz ki hayatı bir şeyleri bastırma ya da dışa vurmak için fotoğrafı kullanıyoruz. Fotoğraf çekerken sakinleşiyorum. Ben kendi kendime kaldığım zaman kendi iç sesimle konuştuğum zaman çok kibar ve keyifli biri olmuyorum.

-Fotoğraflarınıza Mehmet Turgut öncesi ve sonrası diyebilirmiyiz?
Ben önceleri vesikalık, sünnet fotoğrafları çekiyordum. Bir ara resim çizdim. Babamın stüdyosunda iken bir gece ilham geldi kendi kendime düşündüm. Bir şey yapmak istiyordum ve bunu fotoğrafla yapabileceğimi düşündüm. Fotoğrafla resim çizebilirim dedim. Biranda bende film koptu. O günden sonra gördüğüm herkesi çektim. Geceleri kimseyi bulamadığımda kendimi çektim. Hikayeler ve konular aklıma geldi. Çok keskin bir geçişti. Bu olay 13 yıl önce oldu. Ve bugün kariyerimde buralardayım.