Hem gazeteci hem de kumpasçı olunamaz mı?

Melih Altınok'un Gülay Göktürk'ün yazısı ile ilgili değerlendirmesi:

 

YİRMİDORTHABER.COM

 

'GAZETECİLER NEDEN ALINDI' DİYENLER BUGÜN GÜLAY GÖKTÜRK'Ü OKUSUN!

 

Gülay Göktürk, 'Hem Gazeteci hem kumpasçı olunmaz mı?' demiş. Olayların kendisine komplo kurulduğunu iddia eden bir vatandaşın (Mehmet Doğan) şikayeti üzerine oluştuğunu, bahsedildiği gibi hükümetin talimatı ile oluşmadığını vurgulayan Göktürk, "Anlamıyorum ne olacaktı? 'Gülen cemaati bize tuzak kurdu. Evlerimize sahte belge ve bomba bıraktı' diye şikayetçi olan insanların şikayetleri sümen altı mı edilecekti?" demiş. Çok güzel bir yazı yazmış. Bugün hala 'Bu gazeteciler neden alındı?' diye soran arkadaşlar Gülay Göktürk'ü mutlaka okusunlar. 

 

HUKUK NORMLARI SÖZ KONUSU İSE MESLEKİ DAYANIŞMA TEFERRUATTIR!

 

Herşeyin bir sorumluluğu var. Aydın dediğiniz adam riski göze alır. Çok güzel bir tabi var, 'Adada değil, ada ile birlikte yaşamayı bilendir' diyor. Bazen, bu siyaseten doğruculuğun dışına çıkıp eleştiri yapmanız gerekir. Ben şunu söylüyorum, hukuk devleti normları söz konusuysa mesleki dayanışma benim için teferruattır. Böyle davranmak gerekiyor bu noktada. 

 

KENDİLERİNE OLSA, 'İÇLERİNDE GAZETECİ VAR. MUAF TUTALIM' MI DİYECEKLER?

 

Dünyanın hiçbir yerinde bunlar basın özgürlüğü konusu olamaz. Erdoğan da dünkü konuşmasında, 'Bize bu tepkileri verenler, kendi ülkelerinde bir vatandaş yargıya gitse ve tehdit edildiğini, kendisine komplo kurulduğunu söylese kendileri savcılarıyla gerekeni yapmazlar mı?' dedi. Ne derler? 'Aaa içlerinde gazeteci var. Muaf tutalım' mı diyecek?

 

OKUYUN! OKUYUN NEYLE SUÇLANDIKLARINI

 

Ne dediğinizin farkında değilsiniz! Şunu diyorlar, 'kara propagandadan gazeteciler soruşturulamaz' diyorlar. Okuyun! Okuyun neyle suçlandıklarını. Kara propagandadan kimse suçlanmıyor!