28 Nisan 2024 Pazar / 20 Sevval 1445

Alemleri toza yazan üstat

Hattı Gurabi’nin Osmanlı sanatında karşılığı toz yazı. Mikroskop altında icra edilen bu sanata gönül vermiş üç kişiden biri Konyalı Necati Korkmaz. Mercimek tanesi, incir çekirdeği ve saç kılı üzerine dünyaları sığdıran üstat ile Hattı Gurabi’nin mana alemi içinde kayboluyoruz.

23 Nisan 2017 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Alemleri toza yazan üstat

Unutulmuş geleneksel Türk sanatlarının son neferlerinden biri Necati Korkmaz. Bugün mikro sanat olarak bilinen, tarihin tozlu sayfalarındaki ‘Hattı Gurabi’yi icra eden üç üstattan biri kendisi. Osmanlıca karşılığı ‘toz yazı’ anlamına gelen sanatın doğuşu adı gibi ilginç. Güvercinlerle yapılan haberleşmede küçük alana fazla yazı sığdırma gayesi böyle bir yazının doğmasına sebep olmuş. Korkmaz 1980’lerden bu yana tekke sanatları ve gubari hat yazımı konusunda çalışıp uzmanlaşan milli gururumuz.  

Kimi zaman bir mercimek tanesine, kimi zaman bir incir çekirdeğine, bazen de saç kılına dünyaları sığdıran sanatçı Konya’da yaşıyor. Sanat sıradışı olunca malzemeler de alıştıklarımızdan farklı. Eserlerini mikroskop altında yapan Necati Korkmaz, “Mikro heykelleri yaparken, doğadan yararlanıyorum. Doğadan diken, kıl ve benzeri parçaları bulmanız gerekiyor. Örümceğin bacağındaki kılların sert olanlarını mikro heykelleri yaparken bıçak olarak kullanıyorum. Gubari yazıları da tilki bıyığıyla yazıyorum” diyor. 

BİR SAÇ TELİ MİNAREYİ YIKAR MI 

Bu kadar ince işçilik gerektiren bir iş elbette yüksek konsantrasyon, nefes kontrolü, göz ve el koordinasyonu gerektiriyor. Korkmaz bu konuda yaşadığı bir hayalkırıklığını şu sözlerle anlatıyor: Bu sanatta hatanın dönüşü yok. Toplu iğnenin başına İstanbul Yeni Cami ve güvercinleri çalışıyordum. Kafamdan düşen bir saç telinin mikroskop altında uçuşunu gördüm. ‘Eyvah’ dedim. Gitti caminin minarelerinden birini kırdı. Üç buçuk ay uğraşmıştım, minarenin kırılışına öylece bakakaldım. 

SABIR VE AŞK İŞİ

Korkmaz, sanatın zorluğuna rağmen keyifli olduğunu ekliyor: Bir şey ürettiğinizde kendinizi özel hissediyorsunuz. Yaptığınız eseri sergilediğiniz zaman, hayretle bakıyorlar, inanamıyorlar. Peki, Hattı Gurabi’yi öğrenecek bir yer var mı? Korkmaz herkese kapısının açık olduğunu belirtiyor. Hattı Gurabi ile ilgilenmek isteyenlere  bu sanatın ‘sabır ve aşk’ işi olduğunu söylüyor. 

HAYRET VERİCİ ESERLER

Korkmaz’ın toplu iğnenin başına yaptığı, sadece mikroskopla görülebilen porselen satranç takımı ile incir çekirdeğinin içine oyarak yaptığı porselen ibrik görenleri hayrete düşürüyor. Kehribar taşından yaptığı 0.4 gram ağırlığında ve 13 milimetre büyüklüğündeki dünyanın en küçük tespihi de onun imzasını taşıyor. Yine iğne deliğinin içerisine porselenden 3 semazen, deve kervanı, toplu iğnenin başına Mevlana ve Ayasofya Müzesi’nin maketi, boks yapan 2 sporcu gibi bir çok mikro heykeli var. İncir çekirdeğinden yaptığı diğer bir tespihte ise her bir çekirdeğe  99 ismi yazmayı başardı. Yetmedi, beş haftalık çalışma sonucu tilki bıyığının ucu ile besmeleyi saç teline sığdırmayı başardı. Korkmaz, Allah’ın 99 ismini, ceylan derisinden yaptığı 3 santimetrelik kitabın içine yerleştirdi. Sanatçının her sayfasında altın varak kullanarak oluşturduğu eserde, Osmanlı mirası kat-ı sanatından örnekler bulunuyor.

 EL EMEĞİ ALANINDA İLK 

Bu yıl da yine çok farklı eserler yaptığını belirten Korkmaz, diğer mikro heykeltıraşlarla ‘kim daha küçük yazar’ diye rekabeti içinde olduklarını anlatıyor. İki rakibinin çalışırken yüksek teknolojiler kullandığını anlatan Korkmaz, “Ben eserlerimi el emeğiyle yapıyorum. Yıllardır kendi çabamla Türk kültürünü tanıtmaya çalışıyorum. ‘Yaptığınız ürünlerin en küçük olduğunu iddia ediyorsanız neden Guinness Rekorlar Kitabı’na başvurmuyorsunuz?’ diye soruyorlar. İstiyorum ama bireysel olarak başvurmak çok zor” ifadelerini kullandı.