29 Nisan 2024 Pazartesi / 21 Sevval 1445

Bedeni ve zihni asitten arındırma: Alkali diyeti

Asit bombasına dönüşen vücudumuz yaşam kalitemizi olumsuz etkilerken, bedenimizi ve zihnimizi arındırmanın yolu ‘alkalik beslenme’den geçiyor. Alkali detoksuna başlamadan önce vücudumuzun doğal pH’ını besinlerle nasıl nötrilize edeceğimizi öğreneceğiz.

FATMA ERSOY 12 Kasım 2017 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Bedeni ve zihni asitten arındırma: Alkali diyeti

Düzensiz ve sağlıksız beslenme, kirli hava ve su derken vücudumuz toksin çöplüğüne dönüştü. Bu noktada alkalik beslenme devreye giriyor. Uzmanlar, 21’inci yüzyılın baş belası diye adlandırılan asidoz-asit fazlalığı ile toksin ve asit bombası haline geldiğimiz uyarısında bulunuyor. Alkalik beslenmede amaç vücudun pH dengesini yani hidrojen iyonunu nötrilize etmek. Obezite, kalp krizi, MS, MD, ALS, yüksek tansiyon, osterepoz, şeker, kanser, alzheimer, stres, kronik yorgunluk gibi hastalıklar vücudumuzun asit alkali dengesi bozulduğunda meydana geliyor. Vücudumuzdaki her sıvının bir pH değeri var. Ancak en önemlisi kanımızdaki pH değeri. Kan pH’ı 7.35 ile 7.45 arasında ve bu vücudumuzun pH dengesini verir. Tüm hücrelerimiz, dokularımız, organlarımız kanımızın pH değerini korumak için çalışır. Bizde alkalik beslenerek, asidi dışarı atabilir, pH’ımızı dengede tutabiliriz. Miyase Bülbül’ün alkali beslenmeye ilişkin kaleme aldığı Ye, İç, Fit Ol kitabına göre; öncelikle bağırsakların temizlenmesi gerekiyor. Bunun için kendinizin hazırladığı sebze veya meyve suyunu gün boyu tüketmeli ve sabahları uyandığınızda oda sıcaklığında içine limon sıkılmış suyu içmelisiniz. Detoks süresince erken yatıp erken kalkmaya özen göstererek, hafif sporlar yapmalısınız. Ayrıca hayvansal proteinlerden uzak durmakta da fayda var. Ancak vücudun dengesini korumak adına sadece alkali atık bırakan gıdalarla beslenmek olmaz, asit atık bırakan gıdalara da ihtiyaç var. Sofranızdan rafine tuzu çıkartmayı da unutmayın, mineral açıdan zengin kaya, deniz veya Himalaya tuzu kullanın. Bağırsaktaki zararlı bakterileri azaltıp, yararlı bakterileri çoğaltmak için probiyotik olan evyapımı yoğurt, ayran, turşu, kefir, çökelek, lor peyniri, şalgam suyu, nar ekşisi ve sirke tüketin. Fazla biriken asidin verdiği zararları onarmak ve hücrelerin yenilenmesi için de antioksidan bakımından güçlü taze sebze ve meyve yemeyi unutmayın. 

Ayrıca iki farklı besinin aynı anda sindirilmesi, şayet sindirim sisteminiz güçlü değilse, bağırsaklarda toksik yapıyı arttırır. Bu noktada besin kombinasyonuna göre beslenirsek, vücudunuzda kiloya dönecek ekstra asit yağ bırakmadan rahatça sindirim gerçekleştirirsiniz. Aynı zamanda beslenme düzenimizi değiştirerek hem bedensel hem zihinsel detoks yapmış ve böylece arınmış oluruz.

Besin kombinasyonu 

Sindirim sistemini zorlamadan ekstra asidi vücuttan atmak için proteinleri meyve, nişasta ve karbonhidratlarla aynı anda tüketmemeliyiz. Bilinenin aksine hayvansal proteinler ile bitkisel proteinler birlikte mideye alınmamalı. Proteinler nişastasız sebzelerle tüketillirken, meyveler tek başına ve aç karnına yenmeli. Örneğin, süt tek başına tüketilmeli. Lifli yeşillikler her şeyle sindirilebilirken, nişastalılar nişastalılarla yenmeli. Ekmeği hayvansal proteinle değil, makarna, erişte gibi karbonhidratlarla tüketmeliyiz. 

Neler tüketmeliyiz 

Doğru bir alkalik beslenme için taze sebze ve suları, düşük şekerli meyveler, çiğ kuruyemişler, doymamış yağlar, filizlendirilmiş besinler, süzme yoğurt, pH değeri 8.5-9 su, bitkisel çaylar, mercimek, kinoa, soğuk deniz balıkları, alabalık, organik tavuk göğsü, keçi peyniri ve sütü, badem sütü, yumurta, organik kırmızı et yemeliyiz. Aynı zamanda sindirimi arttıran ve metabolizmayı hızlandıran avokadoyu salatalar ve yeşil sebzelerle tüketmeyi unutmamalıyız.