29 Nisan 2024 Pazartesi / 21 Sevval 1445

Babacan: Babacan’dan

Aralarında Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ve eşi Esra Şimşek’in de bulunduğu pek çok ünlü isim, politikacı ve iş adamı Alzheimer hastalığına dikkat çekmek için ‘Bi.Re.Y’ Bir Resim Yap projesiyle, ressam Tülin Kanun önderliğinde tual karşısına geçti.

BÜŞRA UĞRAŞ5 Şubat 2017 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Babacan: Babacan’dan

Uzun yıllardır farklı sosyal sorumluluk projeleriyle adını andığımız ressam Tülin Kanun şimdilerde tüm dünyayı pençesine alan ve hızla yaygınlaşan Alzheimer hastalığı üzerine çalışmaya karar verdi. Farkındalık oluşturabilmek için iş ve cemiyet hayatının ünlü isimleriyle bir araya geldi, resimler çizdi. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ve eşi Esra Şimşek, AB Uzmanı Can Baydarol, Gedik Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hülya Gedik, Kütahya Porselen Yönetim Kurulu Başkanı Sema Güral Sürmeli, Lili Garih, Demet Sabancı Çetindoğan , Suzan Şen, sanatçı Beyazıt Öztürk, oyuncu Wilma Elles, Tülay Özmen, modacı Tanju Babacan, sunucu Nursel Ergin, fotoğraf sanatçısı Nihat Odabaşı, sunucu Zahide Yetiş, sanatçı Ayşegül Aldinç, Türkan Şer gibi pek çok isim ‘Bi.Re.Y’ Bir Resim Yap adlı projeye destek verdi. Çizilen tablolar 8 Şubat Çarşamba günü Çırağan Sarayı’nda gerçekleşecek özel gecede satılacak ve geliri Alzheimer Derneğine bağışlanacak. Bu anlamlı gece öncesi projeyi Kanun’dan dinledik. Uzun zamandır sosyal medya paylaşımlarıyla dikkat çeken ve annesi Alzheimer hastası olan moda tasarımcısı Tanju Babacan’sa bize hastalığı anlattı.

Ne zaman başladınız resim yapmaya?

Altı-yedi yaşlarımdaydım. Gördüğüm her kağıt parçasına resim yapardım. İlkokuldan sonra yetenek sınavı ile Mersin Anadolu Meslek ve Teknik Sanat Resim bölümüne girdim. Başlarda resim yapmamı istemeyen ailem, orta ikinci sınıfta ilk resim ödülümü aldıktan sonra bana inandı ve destek olmaya başladı. Onların da desteğiyle önce Akdeniz Bölgesi’nde daha sonra da Türkiye çapında ödüller almaya başladım. Tabii bu ödüller benim sonrasındaki eğitimlerime destek oldu. 1992 yılında İstanbul’a geldim. Marmara Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü’nü bitirdim. İki yıl da iç mimarlık eğitimi aldım. Eşimin mesleği olan açık hava reklamcılık sektöründe 12 yıl ticaret yaptım daha sonra kendi reklam ve proje şirketimi kurdum.

Peki sosyal sorumluluk projeleri ne zaman girdi hayatınıza?

Sergiler, ödüller, katılımlar, annelik derken yoğun tempo beni bir karara zorladı; ya sanat olmalıydı ya da ticaret. Tabii ki sanatı tercih ettim! İlk atölyemi 2000’li yıllarda Tuzla’da açtım ve fark ettim ki resim yapmak bana yetmiyor, bir şeyler daha yapmalıyım. Bu duyguyu herkese hissettirmeliyim, yaşlı, genç, çocuk, engelli, engelsiz herkese... Down sendromlu ve otizimli çocuklarla başladım çalışmaya, onların yaptığı çalışmalarla sergiler açtım. Ardından bakım evlerindeki kimsesiz yaşlı insanlarla resim yaptım. İnsanları mutlu görmek benim için en büyük başarıydı. Ama bu da yetmedi daha fazlasını yapmalıydım. Bence herkes birilerinin elinden tutabilir, teşvik edebilir ve yönlendirebilir. Gerçek başarı ve ün etrafına faydalı olmakla anlam kazanır. Bir sosyal sorumluluk derneği üyesiyim. Farklı derneklerde de yardım ve destek çalışmalarım oldu ve olmaya devam edecek...

Yeni projeniz nedir?

Aralarında Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in de bulunduğu pek çok alandan pek çok ünlü isimle bir araya gelerek Alzheimer hastalığı için farkındalık oluşturmak adına resim yaptık. 8 Şubat Çarşamba gecesi Ariş Pırlanta ana sponsorluğunda düzenlenecek yardım gecemizde müzayede olacak. Çırağan Sarayı’nda gerçekleşecek gecenin sunuculuğunu Ferhan Tülmen bağışlanacak resimlerin açık arttırmasını Okan Karacan yönetecek. İnşallah sanat ülkemizde hak ettiği yerlere gelir, projemiz ses getirir ve aynı zamanda Alzheimer hastalarına da elimizden gelen desteği verebiliriz. Katılım ve destek beklenilenden çok daha fazla oldu. Bu beni çok mutlu ediyor.

Alzheimer konusuna eğilmenize ne neden oldu?

Aslında projenin ana hedefi sanat ve sanatçı farkındalığı. Her yaşta ve her konumda sanat ile uğraşılabilir ve zaman oluşturulabilir. İnsanları daha erken yaştan sanata davet etmeli mutlaka yeteneklerine göre yönlendirilmeleri gerekir. Çok yakınım olmadı ama dostlarımın yakınlarında bu hastalıkla mücadele edenler oldu. Ülkemizdeki sayısı beni çok endişelendiriyor. Bunları duymak ve uzakta yaşayanlara istinaden projenin gelirini alzheimer hastalarına hediye etmek istedim.

Tanju babacan projeyi filizlendirdi...

Birlikte çalıştığınız ünlü isimlerle nasıl bir araya geldiniz?

Üyesi olduğum Bir Umut Gül Derneği Başkanı Tülay Özmen ile projemi paylaştım. Kişilere ulaşmam konusunda beni ilk modacı Tanju Babacan’a o götürdü. Çalışma o noktada filizlendi. Büyük bir tesadüfle orada bulunan Wilma Elles tereddütsüz böyle bir projede olabileceğini belirtti. Arkasından Tanju Bey’in desteği ile birkaç sanatçı dostumuza daha ulaştık. İşin en önemli kısmı sanayici ve iş adamlarına ulaşmaktı. Eşim sayesinde Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ve eşi projeye dahil oldu.

Mehmet Şimşek’in atölyemde resim yapması gururlandırdı

Bu ünlü isimlerle birlikte neler yaptınız?

Öncelikle çok keyifli ve bir o kadar da zordu. En çok gururlandığım an ise Sayın Mehmet Şimşek’in atölyeme gelip resim yapması oldu! Özen ve titizlik içinde yapmak istediği resmi önce hayal ederken onun tuvale aktarılmasında büyük bir titizlikle çalıştı. Etkilendiğim bir diğeri olay da Wilma Elles’in ikiz çocukları ile beraber resmini yapmış olması.

Evlat istedim annem evladım oldu

Ünlü moda tasarımcısı Tanju Babacan Alzheimer hastalığını en yakından tanıyan isimlerden biri. Bir süredir bu hastalıkla mücadele eden annesiyle olan sevgi dolu ilişkisini tüm Türkiye gıpta ile izliyor. Hastalık ile ilgili detayları “Şefkatle hatırlatın” diyen Babacan’dan dinledik...

Annenizle olan ilişkinizi Türkiye sosyal medya aracılığıyla öğrendi, herkes sizi hayranlıkla izliyor. Siz ve anneniz ne zamandır bu hastalıkla mücadele ediyorsunuz?

Bu soruyu çok kez sordum kendime. Ancak net bir zaman belirleyemedim. Bu hastalık öyle bir misafir ki ne gelen kendine yakıştırıyor ne de geleni fark ediyor insan. Oysa bu öyle bir misafir ki geldi mi tüm aileye birden geliyor. Beş yıl evvel ablamı kaybettim. Ben ablamı kaybederken annem evlat acısını tattı. Annem ve babam üstesinden birlikte gelmeye çalışıyorlardı. Ancak ablamdan bir yıl sonra da babamı kaybettim. Annem de irtifa kaybetmeye başlamıştı bile.

Sizi tebrik eden çok fazla takipçiniz oluyor ve siz hep aynı cevabı veriyorsunuz: tebrik edilecek bir şey yok, o benim annem. Daha önceden de bu kadar yakın mıydınız yoksa sizi böylesine yakınlaştıran hastalık mı oldu?

Biz birbirine bağlı bir aile ve aynı zamanda birbirine bağlı bir sülaleyiz. Bugün takdir edilen merhametim aslında bu yaşa kadar annemden gördüğüm analık merhametinin yansımasıdır.  Alzheimer ilişkimizde bir şeyleri mutlaka değiştirdi. Ayrıca halkın sesimize olan teveccühü de anneme karşı olan tavrımı bir kere daha tetikledi. Sosyal medyanın pozitif etkileşimi bu. Bir evladadım evladım olsun isterken Allah anamı bana evlat yaptı.

Alzheimer hastası biriyle yaşam nasıl?

Hayatınızda neleri değiştirmeniz gerekti?

Sevdiğinizin başka sonları duyarak ne kadar zamanda hangi merhalede olacağını bilememek fevkalade yıpratıcı. Hayatımda o kadar pozitif anlamda öğretiler edindim ki negatif kısımları anlatmaya dilim dönmüyor. Kısa bir söz gerekirse; alzheimer analı birinin oğlu olmakla, kızı olmak arasında ciddi farklar var. Edep ederim ama yorucu. Konu gelmişken belirtmeliyim ki Türkiye’de yaşlılarımızı ve çocuklarımızı kültürünü bilmediğimiz yabancı uyruklu insanlara emanet ediyoruz. Çok aile bu konudan muzdarip. Alzheimer hasta bakıcılığı başlı başına bir eğitim olmalı.

Bu önlenebilen bir hastalık değil, kesin bir tedavisi de yok. Nasıl mücadele ediyorsunuz?

Sosyal medyada da sürekli belirttiğim gibi; #sefkatlehatırlatıyoruz

Aynı durumda olan kişilere neler tavsiye edersiniz?

Bir kere Türkiye Alzheimer Derneği’ne mutlaka başvurmalı ve sabırlı olmalılar.

“Bugün takdir edilen merhametim aslında bu yaşa kadar annemden gördüğüm analık merhametinin yansımasıdır.”