Bu müzeler bir tuhaf...

Plastinarium /Guben, Almanya

39 yıl boyunca kimya ve tıpla ilgilenen Gunther von Hagens’in, insan ve hayvan dokularını polimerle kaplama tekniğinin mükemmel örneklerine ev sahiliği yapan müze, yıllar önce Türkiye’de de sergilenen Body Worlds sergisinin de evi olma özelliği taşıyor. İnsan anatomisi hakkında geniş bilgiler edinebileceğiniz müzede plastinasyon olarak anılan doku koruma işleminin nasıl yapıldığını öğrenebilir, farklı pozlarda insan ve hayvanları görebilirsiniz.

Uluslararası Casusluk Müzesi / Washington D.C., ABD

Dünyanın en gizemli mesleklerinden biri olan casusluğun karanlık taraflarına ışık tutan müze, bu alandaki en geniş koleksiyonuna sahip. Şaşırtıcı küçüklükteki fotoğraf makineleri, sahte paralar, gizlenmiş silahlar, şifreleme makineleri ve daha nice parça, istihbarat faaliyetlerinin modern çağda nasıl yürütüldüğünü daha iyi anlamanızı sağlıyor. Müzede, kendi gizli kimliğinizi oluşturup etkileşimli casusluk maceralarına da dahil olabiliyorsunuz.

Vent Haven Vantrilok Müzesi / Kentucky, ABD

William Shakespeare Berger, 1910 yılında ilk kuklası Tommy Baloney’i satın aldı. 1947’ye gelindiğinde ise koleksiyonu o denli büyümüştü ki garajını onları saklayıp ve sergilediği bir mekana dönüştürdü. Türünün tek örneği olan bu müze 800’ün üzerinde kukla, fotoğraf ve tarihi kitaba ev sahipliği yapıyor.

İşkence Müzesi /Amsterdam, Hollanda

Bisikletleri, kanalları, tarihi ve gece hayatıyla Avrupa’nın en popüler merkezlerinden biri olan Amsterdam, tarihin karanlık dönemlerinden izler taşıyan İşkence Müzesi’nin de bulunduğu şehir. Suçlulara, cadılara ve siyasi tutuklulara işkence yapmak için kullanılan 40’ın üzerinde alet ve ekipmanın sergilendiği müzenin, korkutucu ve gergin bir atmosferiyle sizi Amsterdam’ın huzurlu ortamından bir süreliğine uzak tutuyor.

Cancun Sualtı Müzesi / Cancun, Meksika

Biyologlar ve sanatçı Jason de Caires Taylor’ın ortaklaşa hayata geçirdiği müze, deniz tabanına sabitlenmiş, gerçek boyutlu 500’ün üzerinde esere ev sahipliği yapıyor. İnsanın doğayla etkileşimini ön plana çıkaran eserler aynı zamanda yapay bir resif oluşturma amacı da taşıyor. Müzeyi cam bir botun haricinde şnorkel ya da tüplü dalışla da gezebiliyorsunuz.

Sulabh Uluslararası Tuvalet Müzesi/Yeni Delhi, Hindistan

Hindistan’ın kaotik başkenti Yeni Delhi’deki müze, milattan önce 2.500 yılına kadar uzanan bir dönemi kapsayan oldukça geniş bir koleksiyona sahip. Altınla kaplı antik Roma hükümdarı tuvaletlerinden, Ortaçağ Avrupa’sında sıkça kullanılan eski nesil klozetlere kadar birçok tuvalet objesini görebileceğiniz müzede, hijyen ve toplumsal sağlık kültürünün zaman içindeki gelişimini gözlemlemeniz de mümkün. Yolunuz düşerse, bizim kültürümüzde de önemli bir yeri olan tuvalet şiirleri koleksiyonuna göz atmayı ihmal etmeyin.

Momofuku Ando Hazır Ramen Müzesi / Osaka, Japonya

Momofuku Ando, günümüzde Asya’da dev bir sektör haline gelen ve evlerden, sofralardan eksik olmayan hazır noodle’ın yaratıcısı. 1958 yılında arka bahçesindeki kulübede ‘Tavuklu Ramen’i ortaya çıkaran ve Japon mutfağına önemli bir katkı yapan Momofuku’ya adanan müzede, ülkenin yemek kültürüne dair bilgiler edinebilir, dünyanın farklı ülkelerinden toplanan hazır noodle ambalajlarını görebilir, Hokkaido ve Tohoku lezzetlerini tadabilir, hatta My Cupnoodles fabrikasında kendi hazır noodle ambalajınızı tasarlayabilirsiniz.

Saç Müzesi Nevşehir, Türkiye

Avanoslu çömlek ustasının Fransız bir kadından 35 yıl önce aldığı bir tutam saçın asılı olduğu mağara, zamanla binlerce kişinin saçlarından oluşan müzeye dönüştü. Günümüzde ise bölgeyi ziyaret eden 16 bin kadın turistten toplanan saç örnekleri sergileniyor.