29 Nisan 2024 Pazartesi / 21 Sevval 1445

Ömer Baltaş: Eğitimcilik bir gönül ve vicdan işidir

Gazi Mustafa Kemal Atatürk “Kimileri güzel çiçekler yetiştirmek ister. Bazı insanlar da adam yetiştirmekten hoşlanır” demiş. Sultangazi Habipler 125. Yıl Ortaokulu Müdürü Ömer Baltaş da onlardan biri. O şimdi öğrencilerinin geleceği için savaşıyor.

Büşra UĞRAŞ20 Kasım 2016 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Ömer Baltaş: Eğitimcilik bir gönül ve vicdan işidir

‘Bir insanın başına gelebilecek en güzel şeylerden biri çocukken karşısına çıkan iyi bir öğretmendir’ bu sözü mutlaka duymuşsunuzdur. Ne kadar doğru değil mi? Sultangazi Habipler 125. Yıl Ortaokulu’nda okuyan öğrenciler için de geçerli bu. Çünkü onlar “Eğitimde bir iz...” sloganını ilke edinmiş bir okul müdürüne sahip. Sultangazi ilçesindeki okulda gerçekleşen mucizeleri dinlemek geleceğe dair olan umutlarımızı yeşertti. Okul müdürü Ömer Baltaş yaklaşık 13 yıldır görev yapan 37 yaşında genç bir eğitimci. O öğrencilerine özel okul standartlarında eğitim verebilmek için çalışıyor. Müdür yardımcısı Bilal Demirel başta olmak üzere tüm öğretmen arkadaşları da onun destekçisi. Okul bahçesinde davası 10 yıldır süren ve bir türlü yıkılamayan gecekondular olsa da asla vazgeçmemişler emellerinden. Bu özverili öğretmenlerin sesini 24 Kasım Öğretmenler Günü de yaklaşmışken siz star Pazar okuyucularına duyuralım istedik...

ÖĞRENCİ CEVHER GİBİDİR

Sınıf öğretmeni olarak mesleğe adım atan şuan Sultangazi Habipler 125. Yıl Ortaokulu’nda müdür olan Ömer Baltaş’ın okulu için yaptığı çalışmaları duyduğumuzda onunla tanışmak istedik. Baltaş “Size ‘Öğretmenlik kutsal bir meslektir’ gibi klasik bir cümle kurmak istemiyorum. Eğitim bir gönül ve vicdan işidir. Bu işi yaparken maddi boyutu her zaman geri plana atmak gerekir. Bir eğitimci yeri geldiğinde ortaya kendini koyabilmeli. Çocuklar işlenmesi gereken cevherler gibidir, onlara bir kuyumcu hassasiyetiyle yaklaşmalı. İnce ince işlemeliyiz. Diğer mesleklerde yapılan hatalar telafi edilebilir ama bizim mesleğimiz öyle değil. En ufak bir hata bile öğrencide derin izler bırakır” diyerek söze başlıyor.

EĞİTİM HİÇ BİTMEZ

“Eğitimi en zor olan varlık insandır” diyen Baltaş okulu için yaptığı çalışmaları anlatmadan önce motivasyon kaynağını anlatıyor bizlere. Baltaş “Diğer canlılar Allah-ü Teala’nın verdiği içgüdü ile birkaç ay içinde kendi hayatını idam ettirecek duruma gelirken, biz insanlar ömür boyu sürecek bir eğitimden geçmeliyiz. Kendime ‘Bir gün müdür olursam öğrencilerimi elimden gelen en yüksek standartlarla yetiştireceğim’ demiştim. Klasik, ezbere dayanan eğitimden ziyade özel okullarda okuyan çocukların gördüğü gibi bir muameleyle öğrencilerimi okutmak istiyorum”   diye anlatıyor.

BAHÇEDE GECEKONDU

Okulun bazı problemleri var ve bu ilerlemenin önündeki en büyük engel. Baltaş bu sorunları “Okulun bahçesinde bulunan üç-dört tane gecekondu var. Bu durum ciddi sorunlar doğuruyor. Çocuklar oradan kaçabiliyor, onların güvenliklerinden endişe ediyoruz. 10 yıldır süren bir mahkeme var ve süreç çok yavaş ilerliyor. Gecekonduların sadece birinde bir amca tek başına yaşıyor. Gündüz çalıştığı için öğrencilerle pek karşılaşmıyor. Ama biz yine de durumdan rahatsızız. Aslında bakarsanız bazen o da bizden şikayetçi oluyor. Öğrenciler evinin camına taş atıyorlarmış! Mahkeme sürecinde olduğumuz ve hak geçmesini istemediğimiz için oraya duvar da öremiyoruz. Öte yandan evlerin duvarları zaten yıkılmak üzere, çatlamış, öğrenciler o bahçeye çıkıyor, duvar üstlerine yıkılırsa ne yaparız bilmiyorum!” şeklinde özetliyor.

Ömer Baltaş’ın bu konuda yaptığı çalışmalar projelerinin yalnızca bir ayağını oluşturuyor. Baltaş “Ben eğitimciyim ve eğitime bakarım. Bu fiziki sorunlar bize zaman ve enerji kaybettiriyor. Okulumuzu standartların üzerine taşımak istiyoruz. Bu nedenle tiyatro eğitimi almış bir öğretmenimiz aracılığıyla bir tiyatro grubu kurduk. Şu an güzel bir tiyatro oyunu hazırlıyoruz. İkinci dönemin başında bu oyunu oynayacağız ve hatta diğer okullara da yayacağız”

YABANCI ÖĞRENCİLER ZİYARETTE

“Onun dışında Gençlik ve Spor Bakanlığı ile birlikte yürüttüğümüz ‘Damla’ projemiz var. Bir yıldır sürdürüyoruz. Yurtdışından ülkemize okumak içine gelen öğrenciler okulumuzu ziyaret ediyorlar. Öğrencilerle eğitim üzerine sohbet ediyorlar. Bu yolla öğrencilerimizin eğitimin önemini kavramasını sağlamaya çalışıyoruz. Afrika gibi uzak diyarlardan eğitim için gelen çocukların hikayeleri buradaki çocuklara ilham veriyor. Bunun dışında çocuklarla beraber duvarları boyadılar, kuşlar için yemlik yaptılar, bahçeyi güzelleştirdiler. Yapmaya da devam ediyorlar.”

“Çocuklar işlenmesi gereken cevherler gibidir, onlara bir kuyumcu hassasiyetiyle yaklaşmalı. İnce ince işlemeliyiz.”

BÜTÜN ÖĞRENCİLERİNİ DÜŞÜNÜYOR

“Engelli çocuklarımız için ‘özel eğitim sınıfı’ kurduk. Daha önceleri bu sınıf en üst katta, en üst köşedeydi. Dolayısıyla öğrenciler sınıflarına gidip-gelme konusunda sıkıntı yaşıyorlardı. Gözümüzden uzak olduklarında gönülden uzak olmasalar da ihtiyaçlarını düzgün takip edemiyorduk. Bu sorunu ortadan kaldırmak için onları odamın yanına idare katında öğretmenler odasının yanına aldık. Onlar için aynı zamanda ‘Engel/Siz Başarı projesi’ adlı bir projemiz var. Bir öğretmenimiz bu öğrencilere ilham verebilmek için başarılı engelli kişilerin okulumuza gelerek seminer vermesini sağlamayı planlıyor. Bütün engellerin beyinde başladığını, bunun başarıya bir engel olmadığını anlatacaklar öğrencilere. Bir de empati odaları kurmayı planlıyoruz. Her engel türüyle ilgili bir bölüm olacak, öğrencilerin burada empati kurmalarını sağlamayı amaçlıyoruz. Engelli kişilerin günlük hayatta karşılaşabileceği sıkıntıların neler olabileceğini çocuklara uygulamalı olarak anlatmak istiyoruz”

HERKES ÜSTÜNE DÜŞENİ YAPIYOR 

“Her öğretmenimiz birkaç projeye odaklanmış durumda. İngilizce hocalarımız çocuklara ezber yaptırmaktansa drama, tiyatro dersleriyle pratik yaptırıyorlar. Basit cümlelerle İngilizce tiyatro oyunu hazırlıyorlar şimdi. Fen Bilgisi hocalarımız TÜBİTAK ile işbirliği içinde bir yarışma yapmaya hazırlanıyor. “Çantasız eğitime geçtik şimdi. Her sınıfı bir derslik haline getirdik. Her dersin özel sınıfı var artık. Örneğin üç matematik öğretmenimiz var bu nedenle üç tane de matematik sınıfımız. Öğrencilerimiz kitap ameleliği yapmasın bilginin işçisi olsunlar onun için enerji harcasınlar istiyoruz.”

ÇOK YAKIN ŞAİRLER SOKAĞI

“Yakında okulumuzun içinde ‘Şairler Sokağı’nı açacağız. Son hazırlıklarımız devam ediyor. Okulun bir koridorunu tamamıyla şairlere adıyoruz. Okulumuzda kütüphane açacak bir alanımız yok ama kitapsız da olmaz. Bu nedenle koridorlarımızı bu şekilde değerlendirme kararı aldık. Türkçe öğretmenlerimiz 54 tane şair belirlediler bunların portrelerini tasarımcı bir arkadaşım çizdi. Bu portreler koridorlara asılacak ve her çizimin altına o şaire ait bir kitaplık yapılacak. Bir de belediyelerin kullandığı banklardan yerleştireceğiz o koridora. Böylece çocuklar hem o şairleri tanıyacak hem de eserlerini okuyabilecekler. İlerleyen zamanlarda ‘Romancılar Sokağı’da kurmak istiyorum.”

KAHRAMAN EĞİTİMCİLER BİR ARADA

-“Kitap kurtlarına kebikeç” projesi (Ömer Baltaş)

- Damla projesi (Şahin Özmen)

- Tiyatro Kulübü 

- Çantasız eğitim (Bilal Demirel)

- Derslik sistemi

- Özel eğitim sınıfına zeka oyunları uygulamaları

- İngilizce tiyatro (Gülsün Aslan-Zeynep Tekin)

-Engel/Siz Başarı projesi (Semra Kara)

-Sen/patik odalar projesi (Arzu Çatalçam)

-O’nun (sav) izinde-Kutlu oratoryo” (Salih Kalkan)

-Siyer atlası projesi (Songül Beykoz)

-“Bilim bakalım ben kimim?” (Bilim adamlarını tanıtan bir proje) (Seher Alsaç-Havva Hayır)

-“SivilCE” adlı dergi (Öğrencilerin çıkaracağı bir gazete)

-Spor grupları: Voleybol, basketbol, masa tenisi, dart, karete, futbol, (M.Furkan Sarıer, Merve Sarıer, Nilhan Nizam)

-“İyilikte yarışan sınıflar-(Yetim kardeş)” İHH işbirliği ile

-“Ben büyüyünce” (Erol İgit, Derya Doğan)

-“İşim Bilişim” projesi (Elif Yazıcı)

-“pi/roje” (Enes Topalak, Kübra Demirci, Ümmü Gülsüm Bodur)

-“Şiir Drama” projesi (Recep Onur Güleryüz, Büşra Altıparmak)

-“Tolstoy’un bisikleti” (Tüm öğretmenler)