29 Nisan 2024 Pazartesi / 21 Sevval 1445

FETÖ’nün sömürge kıtası

Afrika Türkiye İşadamları Birliği (ATİAB) Genel Başkanı işadamı Adil Kılıç FETÖ’nün Afrika’da da Türkiye’deki karanlık işlerin tümünü yaptığını söyledi. Adil Kılıç; “Afrika’da İslam büyük bir zulüm altında. Dinimizi,Türklüğümüzü, kurbanımızı kullanılıyorlar. Ben hayatım boyunca çok alçak gördüm ama bunlar tüm alçakların toplamının 1000 çarpımıdır.”

KEMAL GÜMÜŞ18 Haziran 2017 Pazar 07:00 - Güncelleme:
FETÖ’nün sömürge kıtası

Afrika yer altı kaynakları ve coğrafyası itibarıyla zengin bir para ve turizm kaynağı... Afrika dünyanın en büyük ikinci kıtası. Asırlarca Avrupa’nın zulmü altında inleyen siyah insanların anavatanı sürekli sömürülürdü. 15 yıl önce Türkiye, Afrika ile olan ilişkileri geliştirmek için Cumhuriyet tarihinin en önemli adımlarını attı. Ticaret, eğitim ve turizmle beraber siyasi ilişkiler günden güne gelişerek devam etti. Aslında ilk adım 1998 yılında “Afrika’ya Açılım Politikası” süreciyle atılmıştı. 2002 ile 2015 arasında ise Türkiye’nin bölgedeki büyükelçilik sayısı 12’den 39’a yükseldi. Buna rağmen birçok Afrika ülkesinde Türkiye sadece fahri konsolosluklar aracılığıyla temsil ediliyordu. Arkasında devlet veya bir cemaat gibi bir güç olmadan oralarda bir iş yapmak zordu. Bu eksiklik FETÖ için çok büyük bir şanstı. FETÖ devletin orada olmayışını büyük avantajları elde etmek için kullandı. Devlet bunu fark ettiğinde ise çok geç olmuştu. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Afrika’daki fahri konsoloslukların tamamı kapatıldı. Kanlı darbe girişimiyle beraber buralardaki tüm fahri konsoloslukların devlet adına değil FETÖ adına faaliyet yürütüyorlardı. FETÖ yıllarıdır Türkiye’de yaptığını aynısını yurt dışında yapılandığı her yerde yapıyordu aslında, kumpas ve iftiralarla kendisinden olmayanların malına çökme, tasfiye ve itibarsızlaştırma gibi her türlü yönteme başvurdu. Star Pazar için bu hafta Afrika’ya ilk giden diplomatlardan Afrika Türkiye İşadamları Birliği (ATİAB) Genel Başkanı Adil Kılıç ile FETÖ’nün Afrika yapılanmasını, kumpas ve karanlık operasyonlarını konuştuk. Adil Kılıç aynı zamanda özel harekatın kurucularından... Başbakanlığı döneminde merhum Necmettin Erbakan’ın protokol müdürlüğünü de yapan Kılıç ateşe olarak yıllarca Afrika’da görev yaptı. Emekli olunca da Afrika hakkında elde ettiği tecrübelerini kullanmak istedi. Bir diplomat ve işadamının şahit olduğu derin FETÖ yapılanmasının Türkiye’de olduğu gibi yurt dışında da nasıl kumpaslar kurduğuna, insanların hayatlarını nasıl altüst ettiğine şahit olacağız. 

Afrika maceranız nasıl başladı?

Kahire Türk Büyükelçiliğinde Güvenlik Ataşeliği olarak görev yaptığım sırada, 1988 yıllarıydı, Afrika’yı epey araştırdım. Türkiye’ye döndükten sonra bir müddet Interpol’de çalıştım.  Ardından Merhum Başbakan Necmettin Erbakan’ın protokol müdürlüğü görevinde bulundum. Başbakanlıktan ayrılınca emekli oldum. Siyasetten uzaklaşıp Afrika’da faaliyet yapmaya karar verdim. 

Nasıl tekrar Afrika’ya döndünüz kolay oldu mu?

Bundan 20 yıl 30 yıl önce Afrika’ya gitmek çok zordu. Türkiye’den herhangi bir Afrika ülkesine gidebilmek maddi olarak da çok güçtü. Önce Türkiye’ye bir köprü oluşturmak için Afrika-Türkiye İşadamları Birliğini (AFİTAB) kurdum. AFİTAB ile Afrikalılara Türkiye’yi ve orada neler yapabileceğini anlatmak gerekiyordu. Afrikalı işadamları ilk kez Türkiye’yi doğru bir şekilde tanıma imkânı buldu. Afrika’da bu çalışmaları yaparken Türkiye ne yazık ki devlet olarak oralarda temsil edilmiyordu. Diğer Türklerin de bu çalışmalara destek vermesi için ülkede çalışan vakıf ve cemaatleri davet ettim. O zaman cemaat olarak bildiğimiz FETÖ dışında her kes bu çalışmalara destek verdi.

Onlar neden destek vermedi?

Bende bunu merak ediyordum. Türkiye Burkina Faso’ya Aydın Sefa Akay büyükelçi olarak atamıştı. Onu havalimanında karşılayan ve otelde ağırlayan kişi de benim. Sonra benim toplantı yaptığım işadamlarını FETÖ imamı ve yeni büyükelçi ile otelde toplantı yaparken görünce çok şaşırdım, zoruma da gitti. İmamları Zübeyir Gümüş’e neden alternatif bir çalışma yapma gereği hissettiklerini sordum. Bana Adil Bey kusura bakmayın bizim misyonumuz farklı dedi. FETÖ imamıyla tartışmamızdan sonra beni bitirmek için harekete geçtiler. 

BÜYÜKELÇİ BYLOCK’TAN TUTUKLANDI

Ne yaptılar size?

Bu görüşmemizden sonra nereye el atıyorsam dağılıyor. Tüm işlerim durduk yere iptal ediliyordu. Bunun FETÖ’den kaynaklandığını dahi bilmiyordum. Beni bitirmek için elindeki tüm imkânları kullandılar. Büyükelçi Aydın Sefa Akay da bu kumpasın önemli bir yerindeydi. 15 Temmuzdan sonra Aydın Sefa By Lock’tan tutuklandı. 

DİĞER VAKIFLARA SIZARAK ELE GEÇİRMEYE ÇALIŞTILAR

Kimler sizlerle uğraştı. Büyükelçi dışında hangi isimler vardı?

Burkina Faso’da ilk FETÖ okulunu açan Celal Aydın’dır. Horizon Koleji’ni açtıktan sonra Türkiye’den Afrika’ya giden diğer cemaatlerin tasfiyesi için görev aldı. FETÖ’den ayrılmış gibi davrandı bu şekilde diğer cemaatlere sızdı. İlk sızdığı yer Aziz Mahmut Hüdayi Vakfı’nın Burkina Faso temsilciliği FOSAPA oldu. Ülke imamı ise Zübeyir Gümüş idi. Üçüncü kişi ise Burkina Faso Büyükelçici Aydın Sefa Akay’dı. 

İŞ ADAMLARINI VE BENİ DOLANDIRMAYA ÇALIŞTILAR

Size de bu üçü mü kumpas kurdu?

İmam›ın talimatıyla Büyükelçi Aydın Sefa Akay ve Celal Aydın FASOPA üzerinden bana bir kumpas kurdular. Yüklü miktarda mal almak istediğini söyledikleri bir adamla tanıştırdılar. Kumpas o kadar doğal o kadar gerçekçi ki o zaman anlamam mümkün değildi. Çünkü büyükelçiye güveniyorum, devletimizin büyükelçisi ve o geldiği için gurur duyuyorum. Bunlara da inanıyorum Müslümanlar diye. Büyükelçinin de referansıyla Türk işadamlarından yüklü miktarda mal alınacak tüm bağlantıları ayarladım mallar gemilere yüklendi sıra ödemeye geldi ama ortada bir gariplik var. Bana işadamı diye gönderdikleri kişinin belgeleri şüpheli... Beni öyle pis bir işe sokacaklar ki hem Türk işadamını dolandırtacaklar hem de beni dolandırıcı ilan edeceklerdi. Avrupalı Türk gençler gelip beni uyardı, onların videolarını çekmişler. 

FETÖ’nün size kumpas kurduğunu anladınız yani...

Hayır halen tam anlamamıştım. Ben sadece o işadamının dolandırıcı olduğunu sanıyordum meğer arkasında bizzat FETÖ imamı ve büyükelçi varmış. Bir iki aylığına Türkiye’ye geldim. Bazı işadamlarıyla görüşmeler yaptım. Fildişi Sahili’ndeki liman inşaatıyla ilgili birkaç firmayla görüştüm. Rahmetli Prof. Nevzat Yalçıntaş hocanın aracılığı ile bir iş adamıyla görüştüm. İş dünyası vakfıyla bir toplantı yaptım gerekli ön görüşmeler tamamlandı. Afrika’daki görüşmeleri de neticelendirmek için Burkina Faso’ya dönmem gerekiyordu. Önceden biletlerimi almıştım. 

Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ)yapılandığı Afrika ülkelerinde de kumpaslara başvururak birçok kuruma sızdı. Türkiye’de başvurduğu tüm hukuksuzlukları kara kıtaya da taşıyan küresel ihanet çetesi FETÖ Türkiye’den Afrika’ya giden birçok işadamının önünü keserek mal varlığına el koydu. 

TİKA ÇALIŞMALARINI KULLANARAK DOLANDIRDILAR

FETÖ Afrika’da TİKA ve diğer kurumların çalışmalarını satarak birçok insanı dolandırdı.  İşadamlarını konu mankeni olarak kullandılar. FETÖ daha önce açılan TİKA kuyuları başında pankart açarak törenler yaparak ve bunları kayda alarak insanlardan para topladı. TİKA’nın bir kuyusuna gidiyorlar benim gibi hiçbir şeyden haberi olmayan bir kişiyi de getiriyorlar, tören yapıp çocuklara birkaç bir şey dağıtıyorlar. O töreni kaydedip size gönderiyorlar siz de herkese gösteriyorsunuz Afrika’da kuyu açtırdım diye halbuki TİKA’nın açtığı bir kuyu bu. Bir de parasını aldıkları kişilerin dünya görüşüne göre sözde çalışmaları takdim ediyorlar. Eğer milliyetçiyseniz Mehter Marşı müziğiyle eğer entel biriyseniz duygusal bir müzik veya Barış Manço’nun bir ezgisiyle sözde sizin adına açtıkları kuyu veya diğer çalışmaları kaydedip gönderiyorlar. Ama TİKA zaten o kuyuyu açmış, 180’e yakın kuyu açtılar. Türkiye’deki adamları yüzde 30 alıyor, yüzde 70’ini Burkina’daki adamlarına veriyor.

BİR ANDA HER ŞEYİM YOK OLDU

Havalimanına boarding kartı almak istediğimde biletlerimin iptal edildiğini öğrendim. 

O zaman direk THY uçuşları olmadığı için Fas aktarmalı gidebiliyordum. Mailimden gönderilmiş ve biletimin iptal edilmesini sağlayan benim yazmadığım ama bana ait olduğunu gösteren yazışmaları gösterdiler. Hayretler içinde kalmıştım aklımdan şüphe eder oldum ben ne zaman iptal ettim ne zaman o yazışmaları yaptım aklım almıyordu. Hemen malime girip kayıtlarımı kontrol etmek istedim. Mail adreslerim ve Facebook gibi tüm dijital hesaplarımın ele geçirildiğini gördüm. Afrika’da kullandığım telefonum tercümanımdaydı. Onu aradım, cemaatin bir öğretmeni çıktı. Bir de evimde oturuyormuş. Eşimle beraber oturduğum evime girmişler. Evime el koymuşlar.

EVİME EL KOYUP ARABAMI ÇALDILAR

Sonra tercümanım İsmail aradı “Hocam arabanız yok araştırdım cemaatin Mütevelli Başkanı Aziz Kaya kullanıyor” dedi. Hemen cemaatin imamı Zübeyir Gümüş’ü aradım, “Hocam Aziz Bey o arabayı satın almış. Celal Aydın’a parasını verdik o da alın” dedi. “Ayrıca buraya gelmeseniz iyi olur, burada çok sıkıntılarla karşılaşırsınız hatta tutuklanabilirsiniz bile” diyerek bir de tehdit etti. “Zübeyir ben neden tutuklanayım benim orada yaptığım hiç kanunsuz iş yok ki” dedim. O da “Bilmiyorum gelmeyin, sizin için iyi olur” dedi.

FETÖ AFRİKA’DA RÜYA İLE DOLANDIRMIŞ

Arkadaşlarım da cemaatin polis bile ayarladığını ve beni tutuklattıracağını söylediler. Buna rağmen önce Nijer’e gittim, Nijer’de yola çıkmadan önce arkadaşım Ebubekir Sanu Adil Bey “Burada darbe oldu gelmeyin” dedi ama ben yine de gittim. Evim işgal edildiği için motele gittim. Ertesi gün evime gitmeye karar verdim ama Ebubekir “Gitme evinin önüne adamlar koymuşlar” diyerek vazgeçirdi. Sonra araştırdık güya Fetullah Gülen rüyasında görmüş o yeri, bu yüzden müteahhit almış orayı sonra perişan olmuş. Evin birini de bana satmıştı. Ama öğrendik ki bu orayı satın almamış, evrakları inceledik orası geçici olarak showroom olarak arsa ofisinden kiralanmış bir yıllığına. Adam satın aldığını düşünüyor, çünkü cemaate parasını ödemiş onu da dolandırmışlar. 

DİKTATÖR DEVRİLİNCE FETÖ ZAYIFLADI

Darbe olduğu için bütün devlet büyükleri kaçmışlardı. Compaore devrilip Fildişi Sahili’ne kaçtıktan sonra cemaatin gücü azaldı. Tutuklanmadım çünkü orada tutuklayacak adamları kalmamıştı. Evimi arabamı geri almak için halen FETÖ’cü olduğunu bilmediğim büyükelçi Aydın Sefa Akay’a gittim. Bana savcılığa gidersen Türkiye’nin adını lekelersin böyle şeyler yapma deyince burada bir şey yapamayacağımı anladım. Türkiye’ye gelip Milletvekili Ahmet Çakar’dan yardım istedim. Beraber Burkina Faso’ya geldik. Büyükelçiliğe gittik, Aydın Sefa izne çıkmıştı. Yerine bakan müsteşarda çok düzgün bir insandı bize yardımcı oldu. FETÖ’nün karargahına gittik. Ahmet Bey onlara “Siz nasıl Müslümansınız adamın arabasını almışsınız hayret ettim” diye çıkıştı. Onlarda arabayı satın aldıklarını söyleyip evraklarını masaya koydular. Ben de bütün evraklarımı çıkardım.  Benimkiler orijinal onlarınki sahteydi, bu şekilde arabamı geri alabildim. 

Sonra orada kalmaya devam ettiniz mi?

Tabii diktatör devrilince FETÖ bürokrasi de zayıfladı benim önüm açıldı. Orada yeni hükümetle dostluğum oldu. Başbakanla ilişkilerim gelişti. Projeleri aldım Türkiye’ye tanıtmaya başladım. Yeni Başbakana “Horizon Koleji’nden uzak durun, bunlar çete, Türk devleti onları terörist ilan etti. Eğer onlarla yakınlaşırsanız Türkiye ile Burkina Faso’nun ticaret yapması, yakınlaşması sekteye uğrar. Size zarar verir” dedim. Geçici Başbakan Yakup Zida onlardan uzak durdu. 

FETÖ OLMAYAN KURBANLARI SATIYORDU

FETÖ her şeyde sahtekarlık yapıyor. Mesela Burkinafaso’da Volviya şehrine kurban kesmeye gitmiştik. 30 tane büyükbaş hayvan bulup satın alıp kurban edecekti. O dönem cemaat bildiğimiz FETÖ ile yapacaktık bu işi. Yoldayken Almanya’dan bir telefon geldi. Arayan kişi Almanya’dan Burkina’ya gelen bir yardım kuruluşunun kurban bulamadığını 400 bin euro bırakırlarsa onların yerine kurban bulup kestirebilirler mi diye sordu. Tabii FETÖ’cü 400 bin euro’yu duyunca “Tamam hemen hallediyorum” dedi. Bir yandan araba sürüyor diğer yandan elinde telefon ile konuşuyor. “50 baş hayvan şurada 30 baş hayvan buldum” diyor. Sonra Abdüllatif “30 tanesini hastaneye 40 tanesini okula götür” şeklinde konuştu. Almanya’daki adama telefon açtı “Hocam çok şanslıymışlar, kurbanları kestirdik, dağıtımını da yaptırdık. Gönül rahatlığıyla paralarını bırakıp gidebilirler” dedi. Daha biz keseceğimiz 30 kurbanımızı görmeye gitmeden adam yolda araba kullanırken 300 tane kurbanı buldu, kestirdi, dağıttı...