26 Nisan 2024 Cuma / 18 Sevval 1445

Gelecek yerli tohumda

Yerli, hibrit, organik tohum gündemimize yakın zamanlarda giren kavramlar. Ancak bu konudaki farkındalık geleceğimiz açısından hayati önem taşıyor. Zira ithal tohumlar bizi en güvendiğimiz tarım alanında dışa bağımlı hale getirebilir.Yerli üretimi teşvik eden projelere bu yüzden dört elle sarılmamız şart.

FATMA ERSOY 22 Temmuz 2018 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Gelecek yerli tohumda

“Tohuma sadakat, geçmişe ve geleceğe sadakattir. Tohumu anlamak; varlık sebebimizi anlamak, bulunduğumuz noktada ne kadar zengin bir miras, ne kadar çok sorumluluk ve ne kadar umutlu bir gelecek olduğunu fark etmektir” der organik yaşamın babası Victor Ananias. Baktığınızda aslında her şeyin bir tohumla başladığını görürsünüz. Ancak günümüzde teknolojinin ilerlemesiyle orantılı olarak kapitalizmin doymayan midesi tohumları da bozmaya başladı. Hemen herkes sağlıklı bir toplumun kaliteli, temiz tohumlardan üretilen gıdalardan geçtiğini bilir. Ancak toplum olarak tohumlar hakkında bilgi kirliliği içinde yüzüyoruz. Son yıllarda artan yerli, organik ve hibrit tohum kavramlarının tam karşılıklarını bilmiyoruz. Bu konudaki bilgi eksikliğimizin bedelini de hem sağlığımızla hem de ülke ekonomimizle ödüyoruz. İthal edilen, genetiği değiştirilmiş tohumlara karşı son yıllarda ülkemizde yerli tohuma teşvik arttı. Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan da bu konudaki çabaları teşvik eden ve destekleyen isimlerin başında geliyor. Erdoğan, Yerel Tohum Buluşmaları Projesi kapsamında, Urfa’da ekilen ata tohumlarının ilk mahsullerini verdiğini geçen hafta Twitter hesabından duyurdu. Şanlıurfa’daki araştırma istasyonunda toprakla buluşan ata tohumlarının ilk mahsullerini verdiğini belirten Emine Erdoğan, “Genetik mirasımızın önemli unsuru olan ata tohumlarının bu projeyle ülke geneline yayılmasını temenni ediyorum” ifadesini kullandı. 

TÜRKİYE’DE GDO YASAK

Ülkemizde üretilen tüm bitkisel ürünlerin GDO’suz olduğunu vurgulayan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Muhtarlıklar Gıda Tarım ve Hayvancılık Daire Başkanlığı Tarım ve Su Ürünleri Müdürlüğü’nde görevli Ziraat Mühendisi Abdurrahman Eşref Özbey, ancak tohumlar arasında bilgi kirliliği olduğuna işaret ediyor. Özbey, yerli, hibrit ve organik tohumları şöyle anlatıyor: Halkımız yerli tohumu, sadece atalık dediğimiz, değişime uğramadan nesilden nesile aktarılan tohumlar olarak biliyor. Oysa ülkemizde Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Araştırma Enstitüleri, bazı ziraat fakülteleri ve içerisinde tohum geliştirme amaçlı Ar-Ge birimi olan yerli sermaye ile kurulmuş şirketlerin geliştirdiklerini yerli tohum olarak bilmeliyiz. Organik tohumlar ise genetik olarak yapısı değiştirilmemiş (GDO içermeyen), sentetik pestisitler, radyasyon veya mikrodalga ile muamele görmemiş biyolojik özellikte üretilmiş tohumlardır. Özellikle hibrit tohumunu birçok vatandaşımız GDO’lu tohumlarla karıştırıyor. Hibrit tohum, anne ve babanın belli olduğu iki farklı bitkinin melezleme ile birleşerek verim ve kalite yönünden ebeveynlerinden daha üstün oluşturulması için yapılan ıslah çalışmalarıdır. Hibrit tohum kamuoyunda sıkça gündeme geldiği gibi kısır tohum değildir. Hibrit tohumları ekip ürünü aldıktan sonraki sene elde edilen ürünlerin ekiminin yapılması halinde bitkinin kendi genetiğinde olan melezleme yolu ile hibriti oluşturan anne ve babaya geri döner. Bu nedenle verim ve kalitede düşüş olur. GDO’lu tohumda ise bir türe başka bir türden yeni genetik özellikler kazandırılarak, doğal olarak elde edilmesi mümkün olmayan yeni özellikler kazandırılır. Ülkemizde mevzuat gereği GDO’lu tohum üretimi yasaktır.

75 ÜLKEYE İHRAÇ EDİYORUZ

“İnsan sağlığı açısından bakarsak mevzuatlarda üretimi serbest olan ve yetkili kuruluşlarca denetlenip sertifikalandırılan bütün tohumları kullanabiliriz” diyen Özbey, “Atalık tohumlar ve hibrit olmayan geliştirilmiş tohumlar uzun yıllar kullanılabilir. Ancak atalık tohumlar hariç üreticilerimiz 3-4 yılda bir sertifikalı tohum alıp ektikleri takdirde verimlilik ve kalite açısından daha iyi sonuç alırlar. Hibrit tohumlarda ise üreticilerin ekonomik kayıp yaşamaması için sertifikalı hibrit tohumu her sene ekmesi gerekiyor. Yerli tohumlarımız da izni olan kuruluşlarımız tarafından; denetlenerek üretiliyor. Yerli tohumlar burada üretiliyor ve 75 ülkeye de ihracatı yapılıyor” diyor.

ÜLKEMİZİN KÜLTÜREL MİRASI

Yerli tohum üretimini görev yaptığı Anadolu’daki köylerde tanıştığı Mehmet Amcalardan, Ayşe Teyzelerden öğrenen tohum üreticisi Engin Yüksel, bitkilere olan merakını emekliliğe ayrıldıktan sonra ilerletmiş. Yüksel, yazlığının bahçesine diktiği birkaç fide ve fidandan sonra ailesine hiçbir kimyasal gübre ve ilaç karışmamış geleneksel tatları yedirmek istemiş. Bu noktadan sonra gelişen serüvenini Yüksel, şu sözlerle anlatıyor: 1990’lı yıllarda çocuklarımın sağlıklı beslenmeleri için kendi çapımda yerli tohumdan üretim yapmaya başladım. Aldığımız sebzelerin birbirlerinin aynısı olup, alışık olduğumuz tatlarda olmaması beni buna teşvik etti. Unutulmaya yüz tutmuş, çocukluğumuzda yediğimiz, nerede o eski tatlar dediğimiz sebzelerin tohumlarını aradım. Bir-üç tohum derken Ocak 2018 itibariyle tohum cinsimiz 458’e ulaştı. Tarım Bakanlığı Tarla Bitkileri Araştırma Enstitüsü Tohum Gen Bankasına kaybolmaya yüz tutmuş tohumlardan bir set göndererek gelecek kuşaklara aktarılmasında katkıda bulundum. www.yerlitohum.com web sitesini kurarak geniş kitlelere ulaşmaya çalışıyorum. 

ÜRETİCİLERE TEŞVİK ŞART

Yerli tohumun aynı zamanda kültürel mirasımız olduğuna da değinen Yüksel, şunları söylüyor: Yerli tohumlar, gelenekler, sanat eserleri gibi ülkemizin kültürel değerleri ve mirasıdır. Korunup geliştirilmeli, çoğaltılmalı ve yurt dışına çıkarılması yasaklanmalı. Çünkü genleri ile oynanıp değişime uğratılabilirler. Bize düşen görev ekicileri aydınlatarak yerli tohumu teşvik etmek ve paramızın yurt içinde kalmasını sağlamak.

MİLLİ TARIM PROJESİ

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Muhtarlıklar Gıda Tarım ve Hayvancılık Daire Başkanlığı Tarım ve Su Ürünleri Müdürlüğü olarak ‘Milli Tarım Yerli Tohum Deneme Ekimleri Projesi’ne 2017’nin başlarında başladıklarını ifade eden Özbey, sözlerine şöyle devam ediyor: İlimizdeki kırsal mahallelerimizi ziyaret ettik ve çiftçilerimiz ile görüştük. Görüşmeler sonunda yerli tohumların bilinirliğinin yeterli düzeyde olmadığı ve bazı tarımsal konularda eğitim eksikliği olduğu kanaatine vardık. Yerli tohumların bilinirliğini artırmak için ilgili ürünlerde eğitim destekli ‘Milli Tarım Yerli Tohum Deneme Ekimleri Projesi’ni gönüllü önder çiftçilerimiz ile başlattık. Proje çerçevesinde Silivri, Çatalca, Beykoz ve Şile gibi ilçelerde 17 farklı noktada yaklaşık 130 dekar alanda buğday, arpa, silajlık mısır, çeltik (pirinç), ayçiçeği, kanola, aspir, karabuğday türlerine ait birçok yerli tohum çeşitleri ekildi. 2017’de yapılan hasatlar sonucu Silivri ve Çatalca’daki silajlık mısır denemesinde Aga çeşidi 9 tona yaklaşan verimi ile öne çıktı. 2018’de Silivri Büyükkılıçlı ve Çatalca Dağyenice mahallelerinde yapılan buğday deneme ekimi sonucunda Nusrat ve Alada çeşitleri dekara yaklaşık 600 kg’lık verimleri ile ön plana çıktı. Ayrıca Şile’de kimyevi gübre ve ilaç kullanmadan yapılan denemelerde de olumlu sonuçlar alındı. Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın başlattığı ‘Milli Tarım Projesi’ çerçevesinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak ‘Milli Tarım Yerli Tohum Deneme Ekimleri Projesi’ kapsamında ilerleyen dönemlerde farklı türlerde ekim ve hasatlarımız sürecek.

YERLİ SAVUNMA SANAYİYLE EŞDEĞER 

Özbey, yerli tohumun ülkemiz için ne ifade ettiğini ise şu sözlerle anlatıyor: Günümüzde ve gelecekte gıda güvenilirliğimizi sağlamak, tarımsal açıdan bağımsız kalmak için yerli tohumların geliştirilmesi ve üretilmesi şart. Yerli savunma sanayi ne kadar önemli ise yerli tohum ve üretimi de bir o kadar önemli. Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre ülkemizde tohumluk üretimi yapan yerli ve yabancı kuruluşların 2012’de yaptığı tohumluk üretimi 646 bin 905 ton iken bu rakam 2017 yılında yaklaşık yüzde 50’den fazla artarak 1 milyon 49 bin 366 ton oldu. Ülkemizde yapılan tarımsal üretimlerde kullanılması amacıyla yerli tohuma önem verilmesi yanında geliştirdiğimiz ve ürettiğimiz tohumların ihraç edilmesi de son derece önemli. Ülkemiz son yıllarda tohum ihracatında da önemli mesafeler kat etti. Ülke olarak tohumluk üretiminde ve ihracatında oldukça büyük yol almaya başladık.