29 Nisan 2024 Pazartesi / 21 Sevval 1445

İstihbarat tarihinden 9 ilginç hikaye...

Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov’un FETÖ suikastına kurban gitmesi, Berlin’de Noel panayırına DEAŞ militanının tırla saldırması, ABD’nin Moskova yönetimini başkanlık seçimlerine hackerlar eliyle müdahale etmekle suçlayıp 35 Rus diplomatı sınır dışı etmesi ve son olarak yılbaşında İstanbul’da Reina gece kulübünde insanların kurşunlanması...

ŞERİF EGEMEN  AHMET 8 Ocak 2017 Pazar 07:00 - Güncelleme:
İstihbarat tarihinden 9 ilginç hikaye...

Dünya çapındaki tüm bu terör olayları ve arkasındaki gizemler, küresel istihbarat faaliyetlerini yeniden gündemimize soktu. Güvenlik politikaları tartışılır hale geldi. Dünya siyasetinin ABD ile Sovyetler Birliği arasında iki kutba bölündüğü Soğuk Savaş yıllarında yaygınlaşan ve popüler kültür malzemesi olan casusluk faaliyetleri, artık her saldırının ardından dillendirilir oldu. Fakat istihbarat tarihi, Amerikan filmlerinden aşina olduğumuz gibi her zaman düzgün işlemiyor. İşte bunun kanıtı olacak 9 ilginç casusluk hikayesi...

Abraham Lincoln’ün gizli sevisi kurduğu gün suikasta uğraması

ABD’nin 16’ncı başkanı Abraham Lincoln, 14 Nisan 1865’te eşiyle birlikte ‘Amerikalı Kuzenimiz’ adlı oyunu izlemek için gittiği Ford Tiyatrosu’nda John Wilkes Booth tarafından öldürüldü. Booth, silahın sesi duyulmasın diye oyunun en komik anını bekleyerek Lincoln’ü başından vurdu. İşin ilginç yanı Başkan’ın aynı gün Amerikan gizli servisinin kurulmasına izin veren yasayı onaylamış olmasıydı. Ancak o çağda gizli servisin görevi ABD başkanını korumak olarak tanımlanmamıştı. O vakitler istihbarat kurumunun amacı kalpazanlıkla mücadele etmekti.

Bomba talimatnamesi yerine kek tarifi

Terör örgütü El Kaide’nin sözde yeni yayın organının olası etkilerinden çekinen İngiliz istihbaratı 2011 senesinde garip bir operasyona girişti. Derginin basımına müdahale eden İngilizler, sayfalarında yer bulması gereken ev yapımı bomba talimatını açıklayan formül yerine ‘en iyi Amerikan kapkekinin nasıl yapılacağını’ açıklayan tarifi dergiye yerleştirdi.

Stalin’den dışkı analizi

Sovyet Rusya’nın istihbarat servisi KGB’nin eski ajanlarından İgor Atamenko, BBC’ye verdiği röportajında Rusların dışkı analizi için özel bir casus grubu kurduğunu açıklamıştı. Söz konusu grubun Sovyetler Birliği diktatörü Jozef Stalin’e doğrudan bağlı olduğunu aktaran Atamenko, bir de tarihi bir ana tanıklık ettiğini söylemişti. Atamenko’nun söylediğine göre 1949’da Çin’in komünist Başkanı Mao Zedung’un Moskova ziyareti sırasında ajanlar tuvaletin başında beklemişti. Mao’nun defi hacetinden sonra dışkısını analiz ettiren Stalin, yine Atamenko’ya göre, Pekin lideriyle yapacağı anlaşmayı imzalamamıştı.

KGB ajanı Devlet Başkanı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ülkesinin istihbarat servisi KGB’ye girmeyi lise yıllarında kafasına koymuştu. Moskova’daki Andropov Enstitüsü’ne ajan olmak için giren Putin, 1975’ten itibaren KGB’de görev almıştı. Uzun yıllar Doğu Almanya’da casus olarak yaşayan Putin, Sovyetler Birliği yıkıldıktan sonra kapitalist Rusya’da 1998’de Federal Güvenlik Servisi (FSB) Başkanlığı görevini yürütmüştü.

67 yılda Fransızlar 200 ajanını öldürdü

Geçen senelerde üç Fransız istihbarat uzmanı ‘Fransız gizli servisinin (DGSE) tarihi’ isimli bir kitap yayımlamıştı. Kitapta uzmanlar DGSE’nin 1945’ten 2012’ye kadar 200 ajanını gizli görevler için ölü gösterdiğini iddia etmişti.

CIA’in 20 milyon dolarlık kedisi

1960’larda CIA, Rusya’ya karşı casusluk faaliyetleri için bir kediye mikro verici yerleştirmeye karar vermişti. 20 milyon dolara mal olan proje, kedinin vericiyi taşırken birkaç dakika içinde bir taksinin altında ezilmesiyle hüsranla sonuçlanmıştı.

CIA’in 20 milyon dolarlık kedisi

1960’larda CIA, Rusya’ya karşı casusluk faaliyetleri için bir kediye mikro verici yerleştirmeye karar vermişti. 20 milyon dolara mal olan proje, kedinin vericiyi taşırken birkaç dakika içinde bir taksinin altında ezilmesiyle hüsranla sonuçlanmıştı.

ABD’nin kadrolu medyumu

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Sovyetler ile rekabetini faaliyetlerinin merkezine alan CIA, 50’li yıllarda komünizmle mücadelede ruh kontrolü stratejisine başvurmuştu. Metafizik uzmanı medyum Dr. Sidney’e başvuran ABD istihbaratı, o dönemde doktorun uyuşturucu aracılığıyla ruhlarla iletişime geçtiği programı ‘MKULTRA’ya mali destek sunmuştu.

Devlet destekli ‘özgür’ sanatçılar

Antikomünist propagandasını her alana yayan ABD sanat dünyasına da girmişti. Doğu Blok ülkelerine karşı CIA, Amerikalı ekspresyonist ressamları maaşa bağlamıştı. Gizli servisin ‘büyük köpek tasması’ adını verdiği bu politika uyarınca ünlü ressamlar Pollock, Motherwell ve Rothko dünya çapında tablolarını sergileme fırsatı bulmuştu. Operasyon öyle gizli yürütülmüştü ki ressamlar hiç haberi olmamış, her şeyi, kendi başarıları zannetmişti.