28 Nisan 2024 Pazar / 20 Sevval 1445

Patani yönetimde otonomi istiyor

Onlar Uzakdoğu'nun Filistin'i gibi. 1902'de Budist Tayland'a bağlanarak bağımsızlıklarını yitiren Patani'deki 5 milyon Müslüman, bağımsızlık olmasa bile anadilde eğitimle birlikte din adamlarını ve yöneticilerini seçme hakkı istiyor.

MEHMET YEŞİLKAYA21 Eylül 2014 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Patani yönetimde otonomi istiyor

Türkiye’den tam 10 bin kilometre uzaklıkta. Aktarmalar ile birlikte yaklaşık 18 saatte ulaşılabiliyor. Güney Asya’nın en güzel lokasyonlarından biri, Pasifik Okyanusu’nun kıyısı ve Malezya’ya sınır. Coğrafyasını tarif etmeye çalıştığım bölge; Patani... Tayland Körfezi’ndeki bu bölgede yaklaşık 6 milyon Müslüman yaşıyor. Bölge Müslümanlıkla 15’inci yüzyılda tanışmış. Müslümanlığı getirenler ise tüccarlar. Tayland’a bağlı bölge üç şehirden oluşuyor; Patani, Narativa ve Jaya. Patani’de yaşayan halkın yüzde 85’i Müslüman Malay. 1600’lü yıllardan bu yana İslam’a sıkı sıkıya sarılan Malaylar, bugüne kadar dillerini, kültürlerini ve geleneklerini de korumayı başarmış. Bunu öyle kolay da olmamış, 400 yıldır bu topraklarda Müslüman Malaylar ile Budist Tayland yönetimi çatışıyor. Bölgede irili ufaklı 16 silahlı Müslüman örgüt var.

Cetvel ile çizilen sınırlar

Bir zamanlar İngiliz sömürgesi olan bölge yine İngilizler tarafından Budist Tayland yönetimine bırakılınca son yüzyılda yaşanan kanlı savaş için de düğmeye basılmış oldu. Ortadoğu’da olduğu gibi Patani’de de ‘cetvel’ ile çizilen sınırlar barış ve huzur yerine, gözyaşı ve kan getirdi.

Patani halkının en büyük sorunu bölgede yaşanan düşük yoğunluklu savaş ve bunun beraberinde getirdiği kaos ortamı ile istikrarsızlık. Bir başka sorun ise Müslüman gruplar arasında birliğin olmaması. Siyam Krallığı’nın yönettiği Tayland’da Müslümanlar yıllarca baskı gördü; zaman zaman dinleri bile yasaklandı. Hatta camilerde bile katliamlar yapıldı. Ancak Müslüman Malaylar her şeye rağmen ayakta kalmayı ve Müslüman kalmayı başardı. Bunu iki şeye borçlular; birincisi medrese kültürü ikincisi ise silahlı direniş.

Silah yerine siyaset

Uzun yıllar süren çatışmalardan yorulan çoğu Malay Müslüman’ı, silahla sonuç alınamayacağını anlayınca siyaseti tercih etti. Bölgenin ileri gelenleri, entelektüelleri ve din adamları siyasette aktif rol oynuyor artık. Tayland’ın siyasi partilerine üye olan Müslümanlar, siyasetin gücünü gördükçe silahtan uzaklaşıp siyasete sarılmaya başladı. Çok sayıda Müslüman Patanili Tayland Meclisi’ne girmeyi başardı. Hatta Patani’nin en önemli siyasi figürü kabul edilen Wan Muhammed Nur Matha, başbakan yardımcılığına kadar yükselmiş. Muhammed Nur, hala Tayland’da etkili bir siyasetçi. Akademik alanda da Müslümanlar hızlı yol alıyor. Medrese kültürü sayesinde akademik kurumsallaşma kolaylaşıyor. Müslümanlarca kurulan Fatoni Üniversitesi’nin hikayesini rektörü İsmail Lütfi Çapakiye’den dinleyelim; “Dedemin de babamın da medresesi vardı, onlardan aldım bayrağı. Medresesi olan diğer âlimlerle, birikimimizi üniversiteye dönüştürdük.” İslami bilimlerin yanı sıra pozitif bilimlerin de okutulduğu Fatoni Üniversitesi’ne en büyük desteği Kuveyt ve Katar veriyor. Tayland hükümeti de üniversitenin en büyük binasını yapıyor. Öğrenciler, master için Türkiye’ye gelmek istiyor.

Patani’deki Devlet Üniversitesi’nde de İslami Bilimler Fakültesi açılmış. Yüzlerce Müslüman öğrenci fıkıh, kelam ve siyer-i nebi dersleri alıyor. Bazı akademisyenler Türkiye’de ilahiyat fakültesi okumuş.

Müslümanlar adalet sistemi içinde de yer alıyor. Bölgede dört İslam mahkemesi var. Tayland yönetimince tanınan mahkemeler, İslam’a göre evlenme-boşanma ve miras konularına karar veriyor. Ama Patani müftüsünü ve valisini hala Tayland hükümeti atıyor. Üstelik atananlar  Budist.