29 Nisan 2024 Pazartesi / 21 Sevval 1445

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Köle olmayın

“BM’nin reforme edilmesi için ‘Dünya 5’ten büyüktür’ diyoruz. Ama Müslüman ülkelerin liderleri dahi bu tezi hala anlamış değil. Çünkü köleleştirme politikalarına onlar da alıştılar. Artık çıkışımızı yapalım.”

17 Nisan 2018 Salı 07:00 - Güncelleme:
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Köle olmayın

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’DAN MÜSLÜMAN LİDERLERE BM SİTEMİ… 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı Muayede Salonu’nda düzenlenen Dünya Müslüman Azınlıklar Zirvesi’nde önemli açıklamalar yaptı. İşte o açıklamalar… 

- BU NASIL BİR ŞEYDİR?: Bizde ayrım yok. Ama ayrım var mı? Ne yazık ki var. İşte bunu şu anda son dönemlerde özellikle İslam dünyasının belli bölgelerinde acımasızca yaşıyoruz. Hep söylüyoruz. Öldüren ‘Allahuekber’ diyor. Ölen, o da ‘Allahuekber’ diyor. Sorulduğu zaman o da İslam için, Allah için öldürüyor. Ölen o da Allah için ölüyor. Bu nasıl bir şeydir?  

- KENDİMİZ ÇÖZMELİYİZ: Kendi aramızdaki meseleleri, çıkan çatışmaları Müslümanlar olarak kendimiz çözmüyoruz. İslam’ın dışındakiler bunu çözüyor. Müslümanların sorunları, İslam’ın dışındakiler tarafından çözülmesi halinde varil bombaları yağmaya başlıyor. Adını da koyuyorlar. Bunun adı kimyasal silah oluyor, konvansiyonel silahlar oluyor. Adı koymak kolay. Neticesi ölüm olduktan sonra sebebi hangi silah olursa olsun bu suçtur. 

- SİNEMEYİZ: Bizim dinimizde ayrım yok. Sırf Müslüman oldukları için katledilen, evlerinden yurtlarından kovulan kardeşlerimiz var. Arakan’daki kardeşlerimizin durumuna baktım, 600 bin kişi ciddi sıkıntılar içinde yaşıyor. Müslümanlar olarak bize düşen görev bellidir. Biz asla saldırılar karşısında sinemez.  

- KAĞIT ÜSTÜNDE: Batılı güçlerin işin ucu çıkarlarına dokununca neler yaptıklarını, ortalığı nasıl ayağa kaldırdıklarını görüyoruz. Mesele, petrol, altın, elmas, pazar payı olunca bu ülkelerin adeta kan kokusu almış köpek balığı gibi binlerce kilometre öteden koşup geldiklerini biz çok iyi biliyoruz. Ama aynı ülkelerin Filistin’deki katliamlara, Arakan’daki soykırıma, komşumuz Suriye’de yüz binlerce masumun hayatına mal olan zulme nasıl sırtlarını döndüklerini de gayet iyi farkındayız. DEAŞ bahanesiyle bir ülkenin kaynaklarına çökme, bunun için yeni terör örgütlerini palazlandırma düşüncesidir. BM Güvenlik Konseyi gibi kağıt üzerindeki görevi, küresel istikrarı sağlamak olan kurumların, barış ve güvenliğin önünde en büyük engele dönüşmeleri de bir başka sorundur. 

- ÇIKIŞ YAPALIM: Onun için ne zamandan beri BM Güvenlik Konseyi’nin, BM’nin reforme edilmesi gereğini bunun için konuşuyoruz. Dünya 5’ten büyük derken, bunun için söylüyoruz. Ama gel gör ki Müslüman ülkelerin liderleri dahi dünya 5’ten büyüktür tezini hala kavramış, anlamış değil. Çünkü köleleştirme politikalarına onlar da alıştılar. Konuşuyoruz; ‘Doğru söylüyorsun, haklısın’. O zaman çıkışımızı yapalım. Yoksa bu iş çözülmeyecek. Bir ülkenin iki dudağının arasındasın. ‘Hayır’ dedi mi bitti iş. ‘Evet’ dedi mi bitti iş. Ne istiyorlarsa onlar yapıyor. Artık dünya, 2. Dünya Savaşı’nın şartlarını yaşamıyor. Şimdi bizim yeni dünya kurmamız lazım. 

 

-TEPKİ: İslam ülkelerini azınlık hakları konusunda sıkıştıranlar Müslümanlara yönelik etnik temizlik faaliyetlerini görmüyorlar.

Stoltenberg’le terörle mücadele vurgusu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’i Külliye’de kabul etti. Görüşmede  Türkiye’nin ittifak için stratejik önemi haiz bir müttefik olduğunu vurgulayan Stoltenberg, temmuzda Brüksel’de yapılması planlanan NATO zirvesi hakkında da Erdoğan’a bilgi verdi. Erdoğan ve Stoltenberg’in, Şam rejimine yönelik ABD, İngiltere ve Fransa’nın gerçekleştirdiği operasyon hakkında görüş alışverişinde bulundukları kabulde, terörle mücadele konusuna da değinildi, NATO üyesi ülkelerin terörün her türüne karşı dayanışma ve kararlılıkla mücadele etmelerinin önemi vurgulandı.  

Merkel’le Suriye telefonu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya Başbakanı Angela Merkel ile telefonda görüştü. ABD, İngiltere ve Fransa tarafından gerçekleştirilen operasyona değinen Erdoğan ve Merkel, Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması ve siyasiz süreçte ilerleme sağlanması için somut adımlar atılması gerektiğini vurguladı.    

Erdoğan’dan Suriye tepkisi: Emperyal güçlerin tutturdukları tek şey var. Kimyasal silah kullanıldığı için vurduk. Konvansiyonel silahı niye değerlendirmiyorsunuz? Kimyasalla 1, konvansiyonelle 10 ölü. Böyle adalet olur mu? Lafa geldiği zaman barış. Gel vur, sonra barış de. Olmaz olsun böyle barış. Dürüst olalım. 

OLMAZ OLSUN BÖYLE BARIŞ 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hilton İstanbul Bomonti Hotel’de düzenlenen Global Girişimcilik Kongresi’nde yaptığı konuşmada Suriye kriziyle ilgili şunları söyledi:  

- SURİYE KRİZİ: Suriye’de yaşananları neyle izah edeceğiz. Suriye’de 7 yıldır bir süreç var. Bu 7 yıllık süreç içerisinde bu emperyal güçler acaba Suriye’den ne kadar insanı kendi ülkelerine çekip aldılar. Almadılar. Ama Türkiye 3,5 milyon insanı şu anda kendi ülkesinde barındırıyor. Peki onlar ne yaptı? Onlar geldiler, ‘Kimyasal silah’ dediler, vurdular. O çocuklar bize geliyor. Tutturdukları tek şey var. Kimyasal silah kullanıldığı için vurduk. 

- 1’E 10: Ben de diyorum ki, ‘Niye sadece kimyasal silahı değerlendiriyorsunuz, konvansiyonel silahı niye değerlendirmiyorsunuz’. Kimyasal silahla bir kişi öldüyse konvansiyonel ile 10 öldü. Bire on. Dolayısıyla konvansiyonel silahlarla ölenleri bir kenara koy, sadece kimyasal silahlarla öldürülenlere bak. Böyle adalet olur mu? 

- DÜRÜST OLALIM: Bu konuyu uluslararası toplantılarla birçok kez gündeme getirdik, ancak kimsenin umurunda olmadı. Biz diyoruz ki gelin bu dünyada yeni bir barışın temelini atalım ve böyle rastgele bu ülkelere bombaları yağdırmayalım. Varil bombalarını yağdırmayalım. Bunun bedelini şöyle bir çıkarttığınız zaman, bu kadar büyük rakamların kullanıldığı öbür tarafta sefaletin, maalesef aşırı derece yüzdüğü bir dünya bizim için reva mıdır? Ama lafa geldiği zaman barış, barış. Nasıl barış? Gel vur burayı, ondan sonra barış de. Olmaz olsun böyle barış. Dürüst olalım, samimi olalım. 

- KAPIMIZ AÇIK: Kimse bize sus diyemez. Peki 12 bin kilometre mesafeden buraya niye gelinir. Öbür taraftan bakıyorsunuz, Avrupa’dan buraya vurmak için niye gelinir bunların hepsi düşündürücü. Kimseyi zalimlerin insafına veya denizlerde boğulmaya terk etmeden herkese kapımız ve soframızı açtık. 

- BARIŞ OPERASYONLARI: Burada bir kez daha ifade ediyorum. Türkiye’nin kimsenin toprağında gözü yoktur. Yaptığımız operasyonların iki amacı vardır. Birincisi; ülkemize yönelik tehditleri ortadan kaldırmaktır. İkincisi; hayatlarını ülkemizde sürdüren mülteciler için Suriye’de güvenli, huzurlu ve yaşanabilir bir bölge oluşturmaktır. Biz hem kendimizin hem Suriye halkının, hem de Avrupa başta olmak üzere tüm dünyanın güvenliği için bölgedeki barış operasyonlarını sürdüreceğiz. 

- TERSİNE ÇEVİRMELİYİZ: İşte DEAŞ, Boko Haram, Eş Şebab, FETÖ gibi katil sürülerinin terör eylemleri bize zarar vermesinin yanında İslam karşıtı çevrelere dört gözle bekledikleri fırsatı da veriyor. ‘Sizin İslam dediğiniz bu mu?’ diyorlar. ‘Hani Müslüman kan dökmezdi’, bunu diyorlar. ‘Hani siz barış diniydiniz.’ diyorlar. Biz onlara malzeme veriyoruz. Öyleyse bu işi bizim tersine çevirmemiz lazım. 

- CEZAYİR’İN HESABINI VER: Bu örgütlerin katlettiği Müslümanların masumiyeti görmezden gelindiği gibi işlenen vahşi cinayetlerin faturası da dinimize kesiliyor. Birçok Batı ülkesi kendi iç sorunlarını perdelemek için adeta bu ateşe benzin döküyor. Çok temizler ya. Ahlaksızlığın daniskası onlarda, katliamların daniskasını onlar yaptılar, utanmadan, fatura kesiyor. Geçen bir tanesine söyledim; ‘Siz, (dedim) Cezayir’de 5 milyon insanı katletmediniz mi?  Libya’da yaptınız, Ruanda’da yaptınız. Buralardaki insanları katlettiniz. Bunun hesabını verdiniz mi? Hayır. 

DOLMABAHÇE’DE ZİRVE HATIRASI

Cumhurbaşkanı  Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı Muayede Salonu’nda düzenlenen Dünya Müslüman Azınlıklar Zirvesi’ne katıldı. Erdoğan, program sonrasında katılımcılarla fotoğraf çektirdi. Programa TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Başbakan Binali Yıldırım ile Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş da katıldı.

Erdoğan, artık bu noktada deneyimli olduklarını belirterek, bu iş bittikten sonra bunları kaleme alacaklarını, tecrübe edilmiş olarak ortaya koyacaklarını söyledi.      

AHLAKSIZLIĞIN DANİSKASI ONLARDA

- TERSİNE ÇEVİRMELİYİZ: İşte DEAŞ, Boko Haram, Eş Şebab, FETÖ gibi katil sürülerinin terör eylemleri bize zarar vermesinin yanında İslam karşıtı çevrelere dört gözle bekledikleri fırsatı da veriyor. ‘Sizin İslam dediğiniz bu mu?’ diyorlar. ‘Hani Müslüman kan dökmezdi’, bunu diyorlar. ‘Hani siz barış diniydiniz.’ diyorlar. Biz onlara malzeme veriyoruz. Öyleyse bu işi bizim tersine çevirmemiz lazım. 

- CEZAYİR’İN HESABINI VER: Bu örgütlerin katlettiği Müslümanların masumiyeti görmezden gelindiği gibi işlenen vahşi cinayetlerin faturası da dinimize kesiliyor. Birçok Batı ülkesi kendi iç sorunlarını perdelemek için adeta bu ateşe benzin döküyor. Çok temizler ya. Ahlaksızlığın daniskası onlarda, katliamların daniskasını onlar yaptılar, utanmadan, fatura kesiyor. Geçen bir tanesine söyledim; ‘Siz, (dedim) Cezayir’de 5 milyon insanı katletmediniz mi?  Libya’da yaptınız, Ruanda’da yaptınız. Buralardaki insanları katlettiniz. Bunun hesabını verdiniz mi? Hayır.