Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ABD’ye: Sen çiftliktekini ver bakalım ona göre ne kadar stratejik ortağız görmüş olalım

Cumhurbaşkanı Erdoğan TRT World Forum'da konuştu. Türkiye'ye vize ambargosu uygulayan ABD'nin Türkiye'deki konsolosluk çalışanının serbest bırakılmasını istediğini söyleyen Erdoğan "Ya onu alacaksan önce kendindekini bize ver. Seninki yargıdan geçmemiş çiftlikte duruyor. Sen çiftliktekini ver bakalım. İşte en son açık net örnek. Vize meselesi... Kalkıyor hemen bir paragraf vizeleri kaldırdık. Bunu diyen kim büyükelçi. Kim bu büyükelçi ya..." dedi.

TRT World  Forum'da konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, gündemdeki konularla ilgili soruları cevapladı. Erdoğan, Batı'nın terör örgütleri PKK ve FETÖ'yle ilgili çifte standardını eleştirdi, BM Güvenlik Konseyi'nin değişmesi gerekitğini söyledi. ABD ile yaşanan vize krizine de değinen Erdoğan, konsolosluk çalışanının serbest bırakılmasını isteyen Washington yönetiminin Fethullah Gülen'i iade etmesi gerektiğini kaydetti. Erdoğan'ın konuşmasından önce çıkanlar şöyle: 

Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şöyle: Maalesef dünyada adalet yok.Özellikle  ekonomik noktada güçlü olanın haklı olarak takdim edildiği bir dünyada yaşıyoruz.  Haklı olanın güçlü olduğu değil, güçlü olanın haklı olduğu bir dünya. Böyle bir  dünyayı kabullenmek mümkün değil.Ben böyle bir dünyada yaşamak istemiyorum.

DÜNYA 5'TEN BÜYÜKTÜR 

BM'deki 196 devlet 5 daimi üyenin hakkı neyse ben de aynen sahip olmak istiyorum demeli. Dünyadaki tüm ülkeler ben de söz ve rol sahibi oldum desin. Dünya buna geçmeli. İşte BM'nin durumu. 5 daimi üye. Ve bütün dünya 5 daimi üyenin iki dudağının arasında. Ve çok aldatıcı bir durum. Nedir o? 15 tane geçici üyelik koymuşlar. Bütün ülkeler bunun için yarışıyor. Oradan geçici üyelik kapsan ne oluyor? Hiçbir şey olmuyor. Onun içni dünya 5'ten büyüktür. Dünyayı 2. dünya Savaşı'nın şartlarında değerlendirenler var. Geçti o. Değişim artık şart. Eğer demokratsak, gerçekten adil bir dünyayı kuracaksak bunu sağlamamız lazım. İkili görüşmeleri yaptığımız zaman ülkelerden bana gelen destek artıyor ama güçlülerin yanına geldikleri zaman dünya 5'ten büyüktür diyemiyorlar. Çünkü bir şekilde bağları var. 

SAYIN TRUMP'A SÖYLEDİM

Irak ve Suriye'deki gelişmeleri görüyorsunuz. Terör örgütü PYD'yi bir başka terör örgütü olan DAEŞ'e karşı kullanan kim? Bir terör örgütünü başka bir terör örgütüyle ıslah etmek doğru mudur?  PYD ile YPG'yi DEAŞ denilen bir terör örgütüne  karşı kim yanına alıyor? Amerika. Şimdi bir terör örgütünü başka bir terör  örgütüyle ıslah etmek, yok etmek akıl karı mıdır? Ben bunu Sayın Trump'a  söylediğim için burada da açık açık söylüyorum.Sayın Trump’a “gelin DEAŞ’ı beraber yok edelim” diyorum. “Bunun için 2 tugay hazırladık” diyorum. “Biz PYD ile yok edeceğiz” diyorlar.3500 TIR silah kuzey Suriye’ye girmiştir.Şimdi diyorlar ki seri numaralarını alıyoruz geri alacağız. Kendilerine dedi m ki alamazsınız. Şu anda gidiş iyi bir gidiş değil. Şu anda Afrin sorunu var. PYD orada mı? Şimdi biz PYD’ye karşı sessiz durabilir miyiz?

MERKEL'E SÖYLEDİĞİMDE YANINDAKİLERE BAKIYOR

G20'ye gittik Hamburg'da ve Berlin'deki  başbakanlığın önünde bir pankart, bir de Mercedes otomobil. Pankartta benim  resmim var, Sayın Putin'in resmi var, bir de Suudi Arabistan Kralı'nın resmi var.  'Öldüren Mercedes'i alır.' Ben bunu Bayan Merkel'e söylediğim zaman, Bayan Merkel  yanındakilere bakıyor, farklı bir duruma yatıyor aslında. Samimi olalım, dürüst  olalım. Yani bu başbakanlığın önünde oluyor, senin bundan haberin yok, böyle bir  şey olabilir mi? Almanya'ya PKK ile ilgili 4500 dosya verdim ve bunlarla ilgili hiç bir dönüş olmadı. Bunlar elini kolunu sallaya sallaya geziyor. PKK terör örgütü ise ben sana dosya veriyorum, bunun üzerinden hareket et. FETÖ bir terör örgütüdür, aynı durum burada da var. 

BU NASIL İŞ BEN İSYAN EDİYORUM

ABD'de rezidansa geçerken orada PKK'lılar ve FETÖ gösteri yapıyor. Orada gözaltına alınan 2 PKK'lı sonra serbest bırakıldı. Ama orada gözaltına alınan vatanseverler hala içeride.Bu nasıl iş, bu nasıl adalet, buna ben isyan ediyorum.

DARBE GİRİŞİMİ SONRASI ÜÇ GÜN ARAMADILAR

Darbe girişiminde bulunulmasına rağmen, demokratız diye geçinen ülkelerden, inanın bizi 3 gün, bir hafta sonra aramaya  başladılar. Baktılar ki darbe netice getirmedi, bu defa arayarak, dostlar  alışverişte görsün kabilinden bize 'geçmiş olsun' demeye başladılar. Böyle bir  şey olabilir mi? Şu anda, çok açık konuşuyorum, 99'da Amerika'ya giden Feto  denilen adam Pensilvanya'da 400 dönüm arazi kendisine tahsis edildi veya satın  aldılar bilmem. Oradan 170 ülkeyi bu adam idare ediyor. Tabii bu adam sembolik,  idare edenler başka. Koyarsın ön tarafa birisini, suflörler arkadan işi idare  ederler, yoksa onun idare edebilecek kabiliyeti de yok gücü de yok bakma. Ama işi  öyle götürdüler ve götürüyorlar.

VİZE KRİZİ!

Vizeleri kaldırdık. Bunu diyen kim?  Ankara'da büyükelçi, kim bu büyükelçi? Koskoca ABD adına, stratejik ortağıyla  ilişkide hemen şöyle bir paragrafla 'vizeleri kaldırdık' diyebiliyorsa, o zaman  ben bu stratejik ortaklığımı masaya yatırırım.Ben stratejik ortağıma 85 koliyi veriyorum da  benim stratejik ortağımdan bize herhangi bir destek gelmiyorsa bunun karşısında  demokrasiye inanmış bir insan olarak biz ne yapacağız? Demokratik bir hukuk  devletinin gereği neyse onun gereğini yapacağız. Kalkıp da yani adeta bizi emir  kulu gibi görüp, işte 'Birisi var içeride, onu bize verin.' Onu sen alacaksan,  önce sen kendindekini bize ver. Bizimki yargıdan geçmiş ve hakkında tutukluluk  var. Seninki yargıdan geçmemiş, orada çiftlikte duruyor. Sen çiftliktekini ver  bakalım. Ona göre biz ne kadar stratejik ortağız görmüş olalım.