Hörstel: Başkan Erdoğan, anlaşmanın yürürlüğe girmesini sağlayabilecek tek lider

Almanya'da 8 Ekim'deki yerel seçimlere hazırlanan "Yeni Orta" Partisi Başkanı Christoph Hörstel, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Vilnius Zirvesi'ndeki çıkışıyla yeni bir rotaya giren "AB-Türkiye" ilişkilerini değerlendirdi.

"LGBT PROPAGANDASINA KARŞIYIZ"

A Haber'e konuşan Hörstel, "Oy verme hakkı olan milyonlarca göçmen kökenli var. Burada zor şartlarda çalışıyorlar, vergilerini veriyorlar. Ve bu insanlara kötü davranılıyor, ırkçılık her yerde yer gün var. Ve buna bir son vermemiz gerekiyor. Irkçılığa, İslamofobiye, aşırı sağcılara ve azınlıklıklara yönelik her türlü nefrete karşı duracağız. Ayrıca cinselliğin çocuk yaşta öğretilmesine ve LGBT propagandasına karşıyız." dedi.

"ALMAN HÜKÜMETİNİ BUNA ZORLAYACAĞIZ"

Hörstel, "Bizim gönlümüz de, kapımız da Türkiye'ye açık. Alman hükümetini de buna zorlayacağız. Türkiye Avrupa Birliği'nin dışında olan büyük bir ortak. NATO üyesi, saygı duyduğumuz, değer verdiğimiz güçlü bir komşu. Biz Almanlar olarak Türk halkı ile dostane ilişkiler istiyoruz. Eğitim amaçlı daha çok öğrenci değişimi olmasını, yılda 100 bin öğrencinin gelmesi hayalini kuruyoruz. Almanya'da Türkçe'nin yabancı dil olarak öğretilmesini, Türk kültünü daha iyi tanımayı ve anlamayı istiyoruz. Ekonomik ilişkilerin daha da çok gelişmesini arzu ediyoruz ve bunu kolaylıkla yapabiliriz, Türkiye ve Almanya doğuştan kardeş ve dosttur." şeklinde konuştu.

"ÇİFTE VATANDAŞLIĞI DESTEKLİYORUZ"

Federal meclisin gündeminde olan çifte vatandaşlık yasasına atıfta bulunan Christoph Hörstel, Türklere yıllardır bu hakkın verilmemesini eleştirdi. Hörstel, "Almanya'da birçok ülke vatandaşı çifte vatandaşlık hakkına sahip. Örneğin Faslılar hemen bunu alabiliyor, neden Türklere bu hak tanınmıyor? Bu haksızlık ve bir anlamda ırkçılık. Burada doğan Türkler, iki ülke arasında doğuştan köprü kuruculardır. Almanya'yı ülkeleri gibi görmelerine seviniriz. Türklere yönelik çifte vatandaşlığı destekliyoruz, bu konuda haksızlık yapılmasına göz yummayacağız." açıklamasında bulundu. Hörstel, Batı medyasında özellikle 14 Mayıs seçimleri öncesinde hat safhaya çıkan Erdoğan ve Türkiye karşıtlığına da değindi. Seçimin, tarihi katılım oranıyla tamamlandığını hatırlatan Alman siyasetçi, "Türk seçmen Batı'ya büyük bir ders verdi" dedi.

"BATI ALGI OPERASYONLARINA GİRİŞTİ"

Hörstel, "Erdoğan kesinlikle bir diktatör değil, yüzde 90 katılım oranıyla yeniden seçilen bir lider nasıl diktatör olabilir ki? Seçimlere yüzde 90 katılımı biz Almanya'da sadece hayal edebiliriz. Batı medyası son seçimde Erdoğan'ın tekrar seçilememesi için algı operasyonlarına girişti. Ama Türkiye'deki seçmenler hepimize iyi bir ders verdi. Erdoğan çok popüler bir başkan. Kaç seçim kazandı biz sayamıyoruz artık. Artık Türkiye'ye sürekli baskı yapmayı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı kötülemeyi bırakmalıyız. Biz başka hangi ülkenin cumhurbaşkanına böyle bir tavır sergiliyoruz? Bu çok çirkin, yapılmaması gereken, uygunsuz bir davranış. Bir Alman vatandaşı olarak bu durumdan utanç duyuyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ve onu seçen Türk halkına iradesine karşı yapılanlardan utanç duyuyorum. Biz Türkiye'nin her zaman yanındayız, Türk halkının seçtiği lideri de destekliyoruz." dedi.

"ÇÖZEBİLECEK TEK LİDER ERDOĞAN"

Christoph Hörstel, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın küresel krizler karşısında üstlendiği kritik rollerden de övgüyle bahsetti. "Tahıl krizini çözebilecek tek lider Erdoğan'dır" dedi. Hörstel, "Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya lideri Putin'in kişisel anlamda özel ilişkilere sahip olması Avrupa için çok önemli. İkisi de tarih kitaplarına girebilecek iki büyük politikacı. 17 Temmuz'da sona eren tahıl anlaşmasının tekrar yürürlüğe girmesini sağlayabilecek olan tek liderin de Erdoğan olduğunu düşünüyorum." ifadelerini kullandı.