29 Nisan 2024 Pazartesi / 21 Sevval 1445

Kerry dedi diye Erdoğan’ın Gazze programı değişmez

'Başbakan Erdoğan’ın planlanan Washington seyahatinde ABD Başkanı Obama ile birlikteliği neredeyse bir tam gün sürecek. Çünkü işin doğası değişti. Türkiye’ye bakış, algı değişti. Çünkü şu an tarih bu bölgede akıyor ve bu akışı yönetebilecek tek ülke biziz. Türkiye’den Başbakan düzeyinde yapılan Washington ziyaretleri hep ‘çalışma ziyareti’ oldu. Ancak bu gezi daha çok devlet başkanı ziyaretlerinde uygulanan ‘resmi ziyaret’ gibi olacak. Resmi ziyaret protokolü uygulanacak. Ayrılan vakit, mekan, yemeğin mahiyeti... Bunlar öyle bir çerçeveye denk geliyor.'

Mustafa Kartoğlu24 Nisan 2013 Çarşamba 07:00 - Güncelleme:
Kerry dedi diye Erdoğan’ın Gazze programı değişmez
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, NATO Zirvesi için Brüksel’e giderken uçakta ABD’li mevkidaşı Kerry’nin 3 haftada üç kez Türkiye’ye gelmesi ve Başbakan Erdoğan’ın Gazze’ye yapacağı ziyaret konusunda önemli açıklamalarda bulundu.

DIŞİŞLERİ Bakanı Ahmet Davutoğlu, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin “Erdoğan Gazze’ye gitmesin” sözlerine “Kerry dedi diye programımız değişmez” cevabını verdi. Kerry’le son süreçte yaşananları “Buz dağının görünmeyen kısmı var üniversitelerde ders konusu olur” sözleriyle değerlendiren Dışişleri Bakanı, Erdoğan’ın Washington ziyaretinde Obama’nın kendisine tam gün ayıracağını ve devlet başkanı protokolü uygulayacağını anlattı. Davutoğlu şunları söyledi: 

Filistin yeniden birleşecek

Kerry’nin Gazze açıklaması tartışılıyor ama lafın tamamına bakarsanız ‘Başbakanın takdiridir’ diyor. Başbakanın nereye ne zaman gideceği bizim alacağımız karardır. Onun tartışılması söz konusu olmaz. Kerry söyledi diye Gazze’ye ziyaret takvimi değişmez..

Aslında Gazze ziyareti, Mayıs’ın ilk yarısında başlayacak Filistinliler arası uzlaşı görüşmelerine de önemli bir destek sağlayacak. Görüşmelerde ilerlemeler beklendiği için ziyaret tarihi ona göre şekillenecek. Filistin uzlaşısı olduğunda Mahmut Abbas’ın da Gazze’ye gitmesi söz konusu. Başbakan’ın ziyareti vesile edilerek Filistin uzlaşısında mesafe alınabilir. Abbas ile de, Halid Meşal ile de konuştuk. İsrail ile tazminat görüşmeleri yeni değil. 2011 sonunda mutabakat metni  siyasi otoritelere sunulacak şekle getirilmişti. Dün bu mutabakat metnini güncellendi. 

Beni en çok öfkelendiren haber

Şunu büyük bir sitemle söylemek istiyorum. Cumartesi Suriye kriziyle ilgili 7 saat görüşme yaptım. Pazar sabahı Kerry ile başladık. Tam o sırada İngiliz Sunday Times’da küçük bir haber çıkmış. Tazminat görüşmeleri için gelen İsrailli heyet Türkiye’den Akıncı üssünü isteyecekmiş. Burayı da İran’a saldırı için kullanacakmış. Ciddiye almayalım dedik ama yine de manipülasyon olmasın diye yalanladık. Ama bu sabah gazeteleri açınca öfkelendim. O küçücük, kaynağı belli olmayan haber bizde sayfa manşeti olmuş. İddia da doğruymuş gibi veriliyor, bizim yalanlamamız sonunda bir cümle. Bazı gazetelerde o da yok. Kamuoyunu yönlendirme amaçlı olduğu bu kadar açık bir iddiaya alet olmamak gerekir.

Beyaz Saray’dan Başbakan Erdoğan’a ‘başkan’ protokolü

Başbakan Erdoğan’ın planlanan Washington seyahatinde ABD Başkanı Obama ile birlikteliği neredeyse bir tam gün sürecek. Çünkü işin doğası değişti. Türkiye’ye bakış, algı değişti. Çünkü şu an tarih bu bölgede akıyor ve bu akışı yönetebilecek tek ülke biziz. Türkiye’den Başbakan düzeyinde yapılan Washington ziyaretleri hep ‘çalışma ziyareti’ oldu. Ancak bu gezi daha çok devlet başkanı ziyaretlerinde uygulanan ‘resmi ziyaret’ gibi olacak. Resmi ziyaret protokolü uygulanacak. Ayrılan vakit, mekan, yemeğin mahiyeti... Bunlar öyle bir çerçeveye denk geliyor. Hatırlayın, daha bir ay öncesine kadar Kongre üyeleri mektuplar yazıyordu, ‘Türk-Amerikan ilişkilerinde kriz var’ deniyordu. Kerry’nin ilk ziyaretinde ‘Siyonizm krizi çıktı’ deniliyordu. Bu krizin çözülmesi üniversitelerde ders konusu olur. Kerry ilk geldiğinde 2 saat başbaşa görüştük. Telefonla kaç kez görüştük, kaç sms geldi gitti. Buz dağının görünmeyen boyutu var.

İki gün üst üste aynı yatakta yatamadım

SON on günde iki gün üst üste aynı yatakta yatmadım. AB Yüksek Temsilcisi, Rus ve ABD, İngiliz, Fransız, Alman dışişleri bakanları geldi. Trafiğe baktığınızda Afrika’dan Kazakistan’a, Somali’den Mynmar problemine... Somali meselesinde şu an Türkiye olmadan adım atamazsınız. Son bir aylık takvim 90’lı yıllarda olur muydu?

Ermeni diasporası da bizim...

Olağanüstü bir gelişme olacak kaygısı yaşamıyoruz. Eskiden 24 Nisan’a yaklaşırken krizleri yaşardık. Artık özgüven var.  İlk defa bu olaylar devam ederken bir grup gazeteci ve Ermeni aydını ağırladım. Dedik ki tabular kırılsın. Gittiğim her yerde Ermeni topluluklarla bir araya geldik. Herhangi bir şeyden çekindiğimiz için değil. Önemli bir dış politika meselesini ve toplumsal yükü aradan çıkarmak için..

Kerry’ye İstanbul’da ofis açmasını önerdim

JOHN Kerry bir ayda 3 kez geldi Türkiye’ye. Arada defalarca telefonla görüştük, SMS trafiği oldu. Bugün Brüksel’de NATO toplantısında konuşacağız. Önceki gün ‘Sana burada ofis yapalım’ diye espri yaptım. O da ‘İstanbul dünyanın en güzel şehirlerinden biri’ dedi. 90’lı yıllarda kaç dışişleri bakanı geldi Amerika’dan? On yılda zorlasanız 3 kez olmuştur.

Talimat alsaydık ABD’ye biz giderdik

Şimdi ulusalcı kesim ‘talimat veriyor yönlendiriyor’ diyor. Öyle olsa Türk dışişleri bakanı sık sık Amerika’ya giderdi. Ben son 3-4 yıl içinde ancak 3-4 kez gittim. Ama Kerry sadece 3 haftada 3 kez geldi. Daha önce Clinton bir yılda 5 kez geldi. Eskiden ABD’li muhataplarla görüşmeler 45 dakika sürse ‘çok uzun oldu’ denirdi. Ama bizim cumartesi günkü Kerry ile görüşmemiz 4,5 saat sürdü.