14 Aralık 2024 Cumartesi / 13 CemaziyelAhir 1446

Tartışalım, başkanlıkta Türk modelini kuralım

Başbakan Erdoğan Brunei dönüşü konuştu: Ben illa da ABD sistemi olsun demiyorum. Öyle çalışalım ve konuyu tartışarak bir sonuca varalım ki Türk sistemi olsun. Katılımcı karar alma sistemi oluşturalım.

Mustafa Karaalioğlu /Brunei11 Kasım 2012 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Tartışalım, başkanlıkta Türk modelini kuralım

BAŞBAKAN ERDOĞAN’DAN BRUNEİ DÖNÜŞÜ AÇIKLAMALAR

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Brunei Sultanlığı Darü’s-Selam’a yaptığı ziyaretin ardından Türkiye’ye dönerken uçakta gazetecilerin sorularını cevapladı. Erdoğan, idam tartışmalarından başkanlık sistemi arayışlarına, Suriye iç savaşından açlık grevlerine kadar gündemdeki konuları değerlendirdi. Başbakan Erdoğan gazetecilerin sorularını şöyle cevapladı:

İdamı tartışmak mümkün

“İdam toplumda da tartışmalı bir konu. Dünyada bu cezayı uygulamayan ülkeler de uygulayan ülkeler de var. Uluslararası camia sonuçta  AB’den ibaret değil. Mesela ABD, Çin, Rusya ve Japonya’da idam var. Öte yandan Norveç’te 77 kişiyi öldürmüş bir insanın sadece 21 yıl hapisle cezalandırılmasını anlamak kolay değil. Olaya bir de öldürülenlerin açısından bakmak lazım. Siyasi suçlarla ilgili olarak değil ama terör ve ölüme sebebiyet verme kapsamında idamı tartışmak elbette mümkün olabilir.”

Başkanlık şahsi değil

“Ben illa da ABD sistemi olsun demiyorum. Öyle çalışalım ve konuyu tartışarak bir sonuca varalım ki Türk sistemi olsun. Çok farklı sistemler var. Biz bu sistemlerin bize faydalı yanlarını alalım. Bununla birlikte kültürel ve toplumsal yapı farklılığı nedeniyle uygulayamayacağımız unsurlar var. Bunları da ayıklayalım. En önemlisi de katılımcı karar alma sistemi oluşturalım. Önce en ideali bulmak için tartışalım. Ama muhalefet  bu konu tartışılsın bile istemiyor. Biz devam ediyoruz. AK Parti olarak çalışmalarımızı kitap olarak yayınlayacağız.  Başbakan Erdoğan, “Başkanlık sistemi anayasaya girmezse bu sizin ilerideki adımlarınızı etkiler mi?” sorumuza ise, “Yok. Hayır. Bu şahsi bir mesele değildir” cevabını verdi. Başbakan Erdoğan açıklamalarını şöle sürdürdü: “Önce en ideali bulmak için tartışalım. Ana muhalefet  ve muhalefet bu konu tartışılsın bile istemiyor. Bu, şahsi bir mesele değildir.  10 yıllık tecrübemiz var, farklı cumhurbaşkanlarıyla çalıştım. Buna dayanarak konuşuyorum. Şahsım için Anayasa mantığı kesinlikle yanlıştır. Meseleye böyle bakmamak lazım.”

Koalisyon dönemleri başarısız

“Kolay değil, 10 yıllık tecrübemiz var, farklı cumhurbaşkanlarıyla çalıştık. Anayasa Mahkemesi’ne ait olan yerindelik hakkını kullanan cumhurbaşkanı yürütmeye vakit kaybettirir, işini zorlaştırır. Bugün biz Cumhurbaşkanımızla uyum içindeyiz. Ama yarın aynı sıkıntı olmayacağı nereden belli. Başkanlık sisteminin avantajı koalisyon tehdidini ortadan kaldırmasıdır. Bakın, koalisyon dönemlerine başarı yoktur. Tek parti iktidarı yönetimleri başarılıdır.”

Bir Hıristiyanın seçilmesi manidar

SURİYE ULUSAL KONSEYİ BAŞKANLIĞI’NDA GÖREV DEĞİŞİMİ

“Suriye Ulusal Konseyi’nin başına bir Hıristiyan getirdiler. Bu manidardır. Müslüman Kardeşler’in de bir açıklaması oldu. Yeni isme karşı değiller. Bilindiği gibi Suriye için ben üç ayaklı hatta beş ayaklı çözümler önerdim. Türkiye, Suudi Arabistan ve Mısır gibi... Veya Türkiye, Mısır İran olabilir. Katar da çok aktif bir ülke. Rusya ise mutlaka işin içinde olmalı. Çünkü, Rusya’nın vetosu sorunu tıkıyor. Çin de onları takip ediyor. Ben Suriye konusunu ABD Başkanı Obama ile de son telefon görüşmemizde konuştum. Şimdi arkadaşlarımız kendi aralarında görüşecekler. Daha sonra biz Başkan Obama ile belki telefonla, belki yüz yüze görüşeceğiz.

Değişimleri halk belirler

“Arap Baharı’ndan sonra Tunus şu anda iyiye gidiyor. Mısır hala sorunları aşmaya çalışıyor. Başardığında hızla gelişecektir. Bu ülkelerin ekonomik açıdan da sıçrama yapmaya ihtiyacı var. Bazı imkanlar sunduk. Tunus parlamaya başladı. Mısır için 2 milyar dolarlık vaadimiz var. Libya’nın parasal değil yapılanma konusunda sorunları var. Tunus, Mısır ve Libya değişimi başarırsa Arap Baharı daha da yayılacaktır.”

Türkiye’nin bölgeye ilgisinin Neo-Osmanlıcılık olarak değerlendirilmesine karşı çıkan Başbakan Erdoğan, “Böyle bir anlayış içinde değiliz. Dünyanın her yerinde sistemler kendini güncelliyor. Biz de demokrasiyi benimsedik. Demokrasiyi tabanda en geniş anlamda istişare mekanizması olarak görüyorum. Türkiye’nin eksikleri olabilir. Zamanla giderilirse asıl arzulanan noktaya ulaşmak mümkün olur. Temel prensip şu: Halkın iradesi en üstün iradedir. Değişim de halkın iradesiyle gerçekleşir” diye konuştu.

Darbe komisyonunu değerlendiriyorum:

Başbakan Erdoğan, Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu’nun davetiyle ilgili sorulara ise, “Ben avukatımla konuşun dedim. 28 Şubat sürecinde avukatım Hayati Yazıcı’ydı. Hayati Bey’i Komisyon’da dinlediler. İhtiyaç olursa değerlendiririz” cevabını verdi.

TERÖR: 79 yılda yapılandan fazla yatırım yaptık

Biz sürekli milli birlik, beraberlik ve kardeşlik projesi diyoruz. 75 milyonun bir ve beraber olmasıdır. Bunu işliyoruz. Arkadaş ne hakkın var da alamadın. Bakan mı olamadın? Parlamento’ya mı giremedin? Sosyo ekonomik olarak bölgeye yapılan yatırım 79 yıllık Cumhuriyet döneminden daha fazla. Ama bölücü terör örgütü, onun uzantısı olan parti bölgeye yatırım istemiyor. Kendi dillerinde yayın imkanı yoktu, şu anda bir çok etnik guruptan fazla haklara sahipler. Bu arada şunu da belirtelim. Bölücü örgütün başı da dağa güvenmiyor.

ÖCALAN’LA GÖRÜŞME: Siyasetçi, Öcalan ve dağdakilerle görüşmez

Siyasetçi ada ile (Öcalan) görüşemez. Bu tarihi bir hata olur. Bununla birlikte teröristle kucaklaşanla da görüşemez. Teröristle kucaklaşmayanlarla görüşülür. Nitekim, Adalet Bakanım Selahattin Demirtaş’la, Sırrı Süreyya Önder’le görüştü.

AÇLIK GREVLERİ: İsteklerinin büyük bir bölümü karşılandı

İsteklerin büyük bölümü karşılandı. Cezaevleriyle ilgili yaptığımız iyileştirmeler var. Bunları görülmesi lazım. Mesela, belli şartlar dahilinde mahkumların eşleriyle bir araya gelmesini mümkün kılmayı hedefliyoruz. Bu da tamamen insani bir karardır. 

10 KASIM TÖRENLERİ: Törenlere katılmamak anayasal bir suç mu

10 Kasım törenlerine katılmamak anayasal bir suç mu? Yasal suç mu? Peki, ana muhalefet, muhalefet 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı  törenlerine neden katılmadı. Üstelik 29 Ekim resmi törendir. Katılım teamül ötesi gerekliliktir. Ama ben geçen 10 sene içerisinde çoğu kez muhalefeti orada görmedim.

BRUNEİ İLE FİNANS VE İNŞAAT İŞBİRLİĞİ

Başbakan Erdoğan, Brunei Sultanı Hasan El-Bolkiah Va’dulah ’la  yaptıkları görüşme ve anlaşmaları anlatırken şunları söyledi: “Türkiye’ye gelişinde bazı adımlar atılmıştı. Vizelerin kaldırılması gibi. Şimdi karşılıklı büyükelçilikler açılmasını konuştuk. Büyükelçi gönderecekler, biz de atama yapacağız. Türkiye’den savunma sanayi ile ilgili destek alabileceklerini söyledim. 2035 vizyonları var. Ülkeyi yeniden inşa etmeyi planlıyorlar. Müteahhitlerimiz alt yapı ve üst yapı işleri alabilirler. Faizsiz bankacılık, helal gıda ve öğrenci değişimini de konuştuk.”

Brunei Sultanlığı’na bir günlük çalışma ziyaretinde bulunan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ziyareti kapsamında Brunei Sultanı Va’dulah ile görüştü. Başbakan Erdoğan ve beraberindeki Türk heyeti, ayrıca  Brunei Sultanı Va’dulah ile İslam Eserleri Müzesi’ni gezdi. Erdoğan’a müzede özel koleksiyon gösterildi. Erdoğan, ayrıca Brunei’nin su üzerine kurulu geleneksel evlerinden oluşan bir köyü de ziyaret etti.