30 Nisan 2024 Salı / 22 Ramazan 1445

Cennet anahtarı yetimler

İyilik sadece bir fakirin eline üç beş kuruş para sıkıştırmak değildir. Hiçbir çocuk sokakta kalmasın, hiçbir yetim himayesiz kalmasın, hiçbir mülteci ‘aç-açık’kalmasın diyerek koşturabilmektir.

19 Haziran 2017 Pazartesi 07:00 - Güncelleme:
Cennet anahtarı yetimler

Peygamberimiz (S.A.V), şefkatle yetimin başını okşayan kimseye, elinin değdiği saçlar sayısınca sevap yazılacağını belirtti. Yetime kol kanat gerenin de cennette kendisiyle yan yana olacağını müjdeledi. (İbn Hanbel, V, 250) Bu bilinçle Efendimiz, her daim yetimlerin üzerine titredi. 

Çünkü “Rabbin seni yetim bulup barındırmadı mı?”( Duhâ, 93/6.) diyerek ona önce yetimliğini hatırlattı Alemlerin Rabbi; ardından “Sakın yetime kötü davranma!” buyurdu. Rabbimiz, yetime sahip çıkmayı kullukta eşiği aşmak olarak nitelendirdi. Yetimin hakkını gasp edip malına el uzatanların da aslında karınlarını ateşle doldurduklarını bildirdi.  

Yetimler, önceliklidir. Çünkü onlar, bizlere Allah’ın birer emanetidir. Bu çocukların bazısı şehit çocuklarıdır, bazısı annesini ya da babasını hastalığa, kazaya kurban vermiştir. Anneleri, babaları artık yanlarında değildir… Onlar himaye edilmeyi herkesten çok hak ederler.  

Kendilerini hayata bağlayacak, yarına dair ümitlerini diri tutacak bir ışık gözlerler. Onlar, ümmetin yetimleridir. Bütün müminler kendilerine sahip çıkıp, yüklerini hafifletmekle mükelleftir. Onların, kendileriyle barışık, dinine, milletine ve bütün insanlığa faydalı bireyler olarak yetişmeleri konusunda, her insan sorumludur.