Peygamber Efendimizin, ihtiyar bir kadın komşusu vardı. Kızını Hz. Muhammed'e (sav) göndererek, "Namaz kılmak için örtünecek bir elbisem yok. Bana, namazda örtünecek bir elbise gönderin" diye yalvardı. Resulllulah'ın o anda başka elbisesi yoktu. Üzerindeki entariyi çıkarıp, yaşlı kadına gönderdi. Namaz vakti gelince, entarisiz mescide gidemedi. Eshab-ı kirâm, bu hali duyunca, ‘Resulullah, o kadar cömertlik yapıyor ki, gömleksiz kalıp, mescide gelemiyor. Biz de her şeyimizi fakirlere dağıtalım’ dediler. Allah, İsrâ sûresinin 29. ayetini indirdi. Önce Peygamberine, "hasislik etme, birşey vermemezlik yapma" buyurup sonra da, "sıkıntıya düşecek ve namazı kaçırarak, üzülecek kadar da dağıtma! Sadakada ortalama davran" buyurdu. O gün, namazdan sonra Hz. Ali (ra), Resulullahın yanına gelip, "Ya Resulallah,! Sekiz dirhemim var yarısını size vereyim. Kendinize entari alınız" dedi. Peygamberimiz çarşıya çıkıp, entari satın aldı. Geri kalan dirhemi ile yiyecek almağa giderken hizmetçi bir kızın ağladığını gördü. "Kızım, niçin böyle ağlıyorsun?" diye buyurdu. Kız, ‘bir Yahudi'nin hizmetçisiyim. Bana şişe ve yağ satın almam için verilen dirhemlerle alışveriş yaptım fakat geri dönerken elimden düştüler. Hem şişe, hem yağ gitti. Ne yapacağımı şaşırdım’ dedi.
İslam sözden öte haldir
Peygamberimiz, elindeki son dirhemi kıza verdi. “Bununla şişe ve yağ al, eve götür” buyurdu. Kızcağız, gecikmeden dolayı kendisine kızılacağını söyleyince Peygamberimiz, ‘Korkma! seninle gelir, yanında çalıştığın Yahudi'nin sana kızmamasını söylerim’ buyurdu. Eve gelip, kapıyı çaldılar. Yahudi kapıyı açıp, Peygamber Efendimizi karşısında görünce şaşırıp kaldı. Yahudiye, olan biteni anlatıp, kıza birşey yapmaması için ricada bulundu. Yahudi, Fahri Kainat Efendimizin, ayaklarına kapanıp: 'Binlerce insanın baş tacı olan, binlerce arslanın, emrini yerine getirmek için beklediği ey koca Peygamber! Bir hizmetçi kız için mi benim gibi bir miskinin kapısını şereflendirdin. Ya Resûlallah! Bu kızı, senin şerefine âzâd ettim. Bana imânı, İslâmı öğret. Huzurunda Müslüman olayım' dedi. Peygamber Efendimiz, O'na İslam'ı öğretti ve o kişi Müslüman oldu. Evine girdi. Durumu çocuklarına da anlattı ve bütün aile İslam ile şereflendi.