29 Nisan 2024 Pazartesi / 21 Sevval 1445

Türkiye’siz bir enerji haritası mümkün değil

ATD Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Hayrullah Doğan, enerji kaynaklarına yakınlığı nedeniyle, dünyada Türkiye’siz bir enerji dağıtım haritasının mümkün olmadığını söyledi. Doğan “Enerjide Türkiye’nin Rusya ile nükleer enerji alanında girişeceği ortaklıklar, Türkiye’nin büyümesine önemli katkılar sunabilecek nitelikte” dedi.

ZELİHA SARAÇ16 Eylül 2016 Cuma 07:00 - Güncelleme:
Türkiye’siz bir enerji haritası mümkün değil

Enerjiye bağlı olarak uluslararası platformlarda yaşanan bir değişim, Türkiye’de diğer sektörleri de doğrudan etkiliyor. Cumhurbaşkanımızın Rusya ziyaretiyle iki ülke arasında yaşanan yakınlaşmanın, enerji sektörüne de olumlu yansıyacağını söyleyen Akaryakıt Tüketicileri Derneği (ATD) Başkanı Hayrullah Doğan “11 maddeden oluşan eylem planında yer alan Rusya ile 28 milyar dolar civarındaki ticaret hacminin 100 milyar dolara çıkarılması hedefi, sektörümüze çok olumlu yansıyacak. Enerjide Türkiye’nin Rusya ile nükleer enerji alanında girişeceği ortaklıklar, Türkiye’nin büyümesine önemli katkılar sunabilecek nitelikte. Bunun yanında Türk akımı projesinde olduğu gibi hayata geçirilecek projeler Avrupa’ya da katma değer sağlayacak” dedi. Doğan ile akaryakıt sektörünü konuştuk.

Son dönemde Türkiye’nin dış politikadaki uyumlu çizgisi bölgenin istikrarı ve enerji konusunda bize ne söylüyor?

Enerji kaynaklarına yakınlığı nedeniyle, Türkiye’siz bir enerji dağıtım haritası mümkün değil. Enerji, uluslararası ilişkilerde stratejik öneme sahip. Enerjiye bağlı olarak uluslararası platformlarda yaşanan bir değişim, Türkiye’de diğer sektörleri de doğrudan etkiliyor. Bunun en bariz örneğini Rusya ile yaşadık. 24 Kasım’da gerilen ilişkiler başta turizm olmak üzere çok sayıda sektörümüzü etkiledi. Cumhurbaşkanımızın Rusya ziyaretiyle iki ülke arasında yaşanan yakınlaşmanın, enerji sektörüne de olumlu yansımalarını hep birlikte göreceğiz.

Türkiye’nin dış politikadaki temel önceliği  bağımlılık kavramından uzaklaşmaktır. Bu sadece Rusya ile değil, Rusya ile özellikle enerji konusunda birlikte hareket eden ABD ile ilişkilerde de geçerli. Türkiye, kendi çıkarları gereğince ABD’ye bağımlı olmaksızın Rusya ile ilişkilerini doğrudan yürütmeye çalışıyor. Türkiye ile Rusya arasındaki gerginlik, sadece Türkiye’ye değil, Rusya’ya da ciddi zararlar vermişti. İlişkilerin normalleşmesi, sadece Türkiye’nin dış politikasını değil, Avrupa’nın dış politika yönünde atacağı adımları da etkileyen bir girişim olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye-Rusya yakınlaşması her iki ülke ekonomisine de son derece olumlu şekillerde yansıyacak. Bu kapsamda 11 maddeden oluşan eylem planında yer alan Rusya ile 28 milyar dolar civarındaki ticaret hacminin 100 milyar dolara çıkarılması hedefi, sektörümüze çok olumlu yansıyacak. Enerjide Türkiye’nin Rusya ile nükleer enerji alanında girişeceği ortaklıklar, Türkiye’nin büyümesine önemli katkılar sunabilecek nitelikte. Bunun yanında Türk akımı projesinde olduğu gibi hayata geçirilecek projeler Avrupa’ya da katma değer sağlayacak.

Petrol fiyatlarında ciddi düşüşler yaşanırken bu durum neden Türkiye’ye yansımadı?

Petrol üretim maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle nerdeyse tamamen dışa bağımlıyız. Ama bundan daha da önemlisi fiyatın yaklaşık üçte ikisi vergiden oluşuyor. Maalesef tüm istasyonlar vergi dairesi gibi çalışıyor. Esasında rafineri ve istasyonları 90 kuruşa hammaddeyi alan ve 150 kuruşa satan yerler olarak görebilirsiniz. Türkiye’de faaliyet gösteren 13 bin istasyon, tüm Türkiye’deki vergi dairelerinin topladığı kurumlar vergisinin iki katı vergi topluyor. Hammadde yüzde 55 düşüşün olduğu bir dönem aralığında kur sadece yüzde 8 artmışken akaryakıt fiyatlarında sadece yüzde 14 lük bir düşüş yaşanmış. Fiyatın belirlenmesinde devlet, rafineri, dağıtıcı ve bayi başrol oynuyor. Bugüne kadar tüketici fiyatın belirlenmesinde hiç rol oynayamadı. Fiyatın yüksek olmasının en önemli nedeni de bu. İşte tam bu noktada dernek olarak ‘tüketicilerimiz adına biz de bu belirlemenin içinde olmak istiyoruz’ diyoruz. Fiyatı belirleyenlere göre artışlar zorunlu ve makul. Dernek olarak fiyat belirleme konusunda tüketicilerin de söz sahibi olması gerektiğini savunuyoruz. Bu olduğu takdirde piyasada adil bir fiyat uygulamasına kavuşabilir.

Piyasadaki düşük kalitedeki madeni yağların denetimi noktasında ne aşamadayız?

Düşük kaliteli yağlar konusunda en önemli sorunumuz, 10 numara ve atık yağ sorunu. Yıllık 350 bin litre 10 numara yağ ihtiyacımız varken 800 bin litre tüketiyoruz. Akaryakıttaki ağır vergiler, çevre için son derece zararlı olan bu yağların akaryakıtta kullanılmasını beraberinde getiriyor. Yağın geri dönüşümü noktasında da çok başarılı değiliz. 250 bin litre civarında açığa çıkması gereken atık yağın sadece 25 bin litresinin geri dönüşümünü sağlayabiliyoruz. Dernek olarak denetim konusunda her türlü göreve hazırız.

Akaryakıt fiyatları neden bu kadar oynak?

Fiyatın belirlenmesinde devlet, rafineri, dağıtıcı ve bayinin kar marjındaki değişim, kurlar ve hammadde fiyatlarındaki değişimin dışında ÖTV ve KDV fiyatlarındaki değişim en önemli etkenler arasında yer alıyor. Bu etkenlerin sadece birindeki değişim bile fiyatları etkileyebiliyor. Bazen akşam gelen bir zam veya değişikliğin ardından sabah yeniden bir değişiklik yapılabiliyor. Hatta bazen çok ciddi oranda bir değişiklikler zinciri birbirini izleyebiliyor.

Petrol fiyatlarındaki dalgalanmalar devam eder mi?

Petrol fiyatlarındaki ciddi hareketlilik, dev ülkelerin ekonomilerinde ilkbahar ve sonbaharlar oluşturarak durgunluk dönemine girdi. Önümüzdeki dönemde çok büyük oynaklıklar olacağını düşünmüyoruz.

HİJYEN SEFERBERLİĞİ

Akaryakıtta tüketici hakları nelerdir?

Dünya standartlarında üretilmiş en iyi ürünü, en kaliteli hizmeti sunan akaryakıt istasyonlarından temin edebilmek elbette ki en temel tüketici hakkını oluşturuyor. Dolayısıyla istasyonların akaryakıt ürünü satışı dışında sunduğu hizmet de bu haklarda rol oynuyor. Tüketicilerimiz akaryakıtı Amerikalılar’dan 2 kat, Araplar’dan 5 kat daha pahalıya satın alıyorsa, akaryakıt istasyonlarının da başta hijyen olmak üzere sunduğu hizmette en iyisini vermesi gerekiyor. Tüm istasyonların başta engelli vatandaşlarımız olmak üzere çocuk, bebek, yaşlı ve hastaların da kolaylıkla hizmet alıp zorlanmadan hareket edebileceği yerler olması gerekiyor.

BAYRAK VERİLECEK

İstasyonlarda hijyen konusundaki en büyük sorun tuvaletlerin temizliği. TSE’nin belirlediği tuvalet standartlarına göre hizmet sunması gerekirken, bu sorun Türkiye’nin kronikleşmiş bir sorunu olarak varlığını sürdürüyor. Denetim, burada da yetersiz. Bu noktada dernek olarak, ‘Hijyen Şartlarına Uygun Tuvalet Kampanyası’ aracılığıyla, yurt çapındaki istasyonların tuvaletlerine yönelik hijyen seferberliği ilan ettik. Kampanya kapsamında her tüketici, ‘ATD Fahri Hijyen Müfettişi’ olarak istasyonlara göz açtırmayacak. Tüketicilerimizden gelen olumlu olumsuz bilgileri ilgili istasyona aktaracağız. TSE standartları ve derneğimizin belirlediği ilave kriterleri yerine getiren istasyon, bize başvurup denetlenmeyi talep edebilecek. Hijyen, engelli vatandaşlar ile bebeği olan kesime kusursuz hizmet verme ve derneğin belirlediği ilave kriterler konularında sınıfı geçen istasyon, derneğimizin bayrağını dalgalandırabilecek. Bayrak çeken istasyon, derneğimizin kontrolü altında olacak. Derneğimiz, tuvaletlerin kusursuz olarak hizmet verebilmesi amacıyla çalışanlara verilmesi gereken eğitim için de seferber olacak. 

15 TEMMUZ FIRSATÇILARI CEZALANDIRILMALI

Dernek olarak darbe girişimini nasıl gördünüz?

Akaryakıt tüketicilerinin sesi olarak, ülkeyi kaosa sürükleyen bu girişimi tamamen kınıyoruz. 15 Temmuz gecesi yaşanan darbe girişimi sonrası, akaryakıtta fırsatçılar tespit edildi. O gece, bazı istasyonların kapılarına kilit vurarak hizmet verirken, bazı istasyonlar da vatandaşa fahiş fiyatla akaryakıt satışı gerçekleştirdi. Bu durum, yollara çıkan çok sayıda vatandaşın mağdur olmasına neden oldu. Deşifre olan istasyonlar, EPDK tarafından cezalandırılacak. Biz de dernek olarak bu fırsatçıların cezalandırılması için göreve hazırız.