Hastaya bakarken hasta olmayın

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet İlkin Naharcı, sürekli yardıma ihtiyaç duyan çocuk, yaşlı veya hastaya bakma işiyle görevli kişinin de sağlığının önemli olduğunu ifade etti. Doç. Dr. Naharcı, bakıcının kendisinin de yardıma ihtiyacı olabileceğini göz ardı edebildiğine dikkati çekerek, “Çünkü bakım verenler, sadece ‘yapılması gerekeni yaptıkları’ düşüncesiyle hareket etmekte ve bundan mutluluk duyacaklarını düşünmektedir. Fakat bakım süreci stresli, gergin ve yorucudur. Bu durum bakım veren için ciddi hastalıkların ve depresyonun gelişmesine katkıda bulunabilir. Endişe ve stres altında olan bakım verenler, depresyon eğilimi gösteriyor ve hem bedensel hem de ruhsal olarak kendilerini sağlıklı hissetmiyor” dedi. 

TAKİP EDİLMELİ 

Bakıcıların görevlerini aksatmamak için kendi sağlıklarını görmezden gelebildiğine işaret eden Doç. Dr. Naharcı, “Bakım veren kişilerin sağlık durumuna ilişkin yapılan çalışma sonuçlarına göre, her 5 bakıcıdan biri, çalışmaya başladıktan sonra sağlığının bozulduğunu bildiriyor. Alzhimer hastasına bakım verenlerin yarısında psikolojik rahatsızlık gelişebiliyor. Ayrıca, bakım vermek, ilaç beslenme ürünü, hasta alt bezi gibi yeni maddi harcamalar yapılmasına yol açıyor. Yakın akraba olan bakım verenlerin, bu süreçte kendi aylık maddi kazançlarının önemli bir kısmını tükettikleri öngörülüyor” diye konuştu. Doç. Dr. Naharcı, bakım veren kişinin stres altında olduğunu gösteren belirtilerin, tükenmişlik, kendine özen göstermeme, aşırı ilaç veya alkol kullanma, depresyon şeklinde kendini gösterdiğini ifade etti. Sağlık sorunlarının, daha çok zamanın çoğunun bakım görevinde harcayan, bunama hastasına veya birçok kronik hastalığı olan kişiye bakım verenlerde görüldüğünü belirten Doç. Dr. Naharcı, “Bakım verenin sağlığı için mutlaka hekim, psikolog ve sosyal hizmet uzmanın bulunduğu bir sağlık merkezinde düzenli takip edilmesi gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.