5 Mayıs 2024 Pazar / 27 Sevval 1445

Leyla Aydemir cinayeti

Leyla Aydemir cinayeti son dakika katilleri kim? Leyla Aydemir katili Mehmet Aydemir ifadesinde neler söyledi Leyla'nın cinayetinde fail tek kişi değil mi?

25 Temmuz 2018 Çarşamba 07:00 - Güncelleme:
Leyla Aydemir cinayeti

Türkiye'yi sarsan Leyla Aydemir cinayetinde yeni gelişme!

Ağrı'da kaybolduktan 18 gün sonra cansız bedeni bulunan Leyla Aydemir'in kuzeni Mehmet Aydemir tutuklanmıştı. Bugün yeni bir gelişme yaşandı, zanlının tutukluluk kararına itiraz reddedildi.

Ağrı kent merkezinde yaşayan Şükran-Nihat Aydemir çiftinin 7 çocuğundan 6'ncısı olan Leyla Aydemir, Ramazan Bayramı'nın ilk günü, merkeze 15 kilometre uzaklıktaki dedesinin yaşadığı Bezirhane köyünde kayboldu. Günlerce aranan ve tüm Türkiye'nin bulunması için seferber olduğu Leyla'nın cansız bedeni, 18 gün sonra köye 3 kilometre uzaklıktaki Kurudere mevkiinde su içerisinde yüzüstü bulundu.

'KASTEN ÖLDÜRME' SUÇUNDAN TUTUKLANDI

Üzerinde sadece 'nazar boncuklu' kolyesi kalan minik Leyla Aydemir'in kıyafetleri de yine daha önce defalarca aranan, cansız bedeninin bulunduğu yerde, bir hafta sonra tarla biçmeye giden köylüler tarafından bulundu. Erzurum Adli Tıp Kurumu'nda yapılan otopside, Leyla'nın açlıktan öldüğü belirlendi. Leyla Aydemir'in öldürülmesiyle ilgili başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan baba Nihat Aydemir'in amcasının oğlu Mehmet Aydemir, 18 Temmuz'da 'kasten öldürme' suçundan tutuklandı.

İTİRAZ REDDEDİLDİ

Tutuklanan Mehmet Aydemir için Ağrı Barosu tarafından Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) 150/3 madde uyarınca 'zorunlu müdafi' görevlendirildi. Mehmet Aydemir için atanan zorunlu avukatın görevi gereği tutukluluğa itiraz ettiğini belirten Baro Başkanı Ali Artuk, "CMK ilgili maddeleri uyarınca alt sınırı 5 yıldan fazla hapis cezası gerektiren suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmada müdafi görevlendirilir. Leyla Aydemir cinayetinde tutuklanan Mehmet Aydemir için de baromuz tarafından zorunlu müdafi atandı. Tutuklu bulunan şahsın baro tarafından görevlendirilen zorunlu müdafiinin mevcut tutukluluk kararına yapmış olduğu tahliyeye dönük itirazı, üst mahkeme olan Patnos Sulh Ceza Hakimliği tarafından reddedildi" diye konuştu.

Ağrı Baro Başkanı Ali Artuk, 4 yaşındaki Leyla Aydemir cinayeti ile ilgili olarak, "Ben edindiğim tecrübe üzerinde değerlendirmemi yapıyorum. 18 gün boyunca bir yerden bir yere kapatılıp o kızın alıkonulduğu, sonra açlıktan ve susuzluktan öldüğü, daha sonra o yerden alınıp, köyün 2-3 kilometre ötesine götürülüp bir dere kenarına bırakıldığı, 300 metre uzaklıkta kıyafetlerinin delilleri karartmak üzere çıkartıldığı hadisesi bir kişiye mal edilemez. Ortada organizasyon olduğu kanaatindeyim" dedi.

Ağrı kent merkezinde yaşayan Şükran- Nihat Aydemir çiftinin 7 çocuğundan 6'ncısı olan Leyla, Ramazan Bayramı'nın ilk günü merkeze 15 kilometre uzaklıktaki dedesinin yaşadığı Bezirhane köyünde kayboldu. Günlerce aranan ve tüm Türkiye'nin bulunması için seferber olduğu Leyla Aydemir'in cansız bedeni, 18 gün sonra köye 3 kilometre uzaklıktaki Kurudere mevkiinde yüz üstü su içerisinde bulundu. Üzerinde sadece 'nazar boncuklu' kolyesi kalan minik Leyla'nın kıyafetleri de yine daha önce defalarca aranan cesedinin bulunduğu yerde bir hafta sonra tarla biçmeye giden köylüler tarafından bulundu. Erzurum Adli Tıp Kurumu'nda yapılan otopside, Leyla Aydemir'in açlıktan öldüğü belirlendi. Leyla Aydemir'in öldürülmesiyle ilgili başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan baba Nihat Aydemir'in amcasının oğlu Mehmet Aydemir, 18 Temmuz'da 'kasten öldürme' suçundan tutuklandı.

"TUTUKLAMA İLE İLGİLİ SOMUT OLGU VAR"

Leyla Aydemir cinayetinin çözülmesi için dosyaya müdahil olan Ağrı Baro Başkanı Ali Artuk, küçük kızın kaybolmasından, cesedinin bulunduğu güne kadar tüm süreci yakından takip ettiklerini söyledi. Leyla'nın otopsi işlemine katıldığını aktaran Ali Artuk, "Otopsi işleminin yapılmasını dışarıda beklerken, köylüler kendi aralarında konuşuyorlardı. Canlıların yaşadığı evler dâhil olmak üzere bu evlerde bir arama yapılmadığını gördük. Dosyaya müdahil olduk ve taleplerimizde aramaların yapılmasını istedik. Biz dilekçemizde 'elbiseleri bir an önce bulun' dedik, elbiseler bulundu. Biz oradaki potansiyel şüpheli olabilecek yetişkin insanların derhal ifadelerinin alınmasını istedik, 11 kişi gözaltına alındı. Bunlardan 7 kişi kollukta ifadesi alınıp serbest bırakıldı. 4'ünün savcı ifadesini almak istedi ve adliyeye sevk edildi. 3'ü adli kontrol kararı ile bir kişi ise tutuklama talebiyle Sulh Ceza Hâkimliği'ne gönderildi. Adli kontrol de şahsın doğrudan serbest bırakılması anlamına gelmiyor. Sulh Ceza Hâkimliği, bir kişi ile ilgili 'çocuğu kasten adam öldürme' nitelemesi yapılarak ve tutukluluk koşullarının varlığına işaret ederek tutuklama kararı verdi. Yasamızda, 'bir soruşturmada kuvvetli suç şüphesinin varlığına ilişkin somut olgular ve bir tutuklama nedeni varsa, kişi hakkında mahkemeler tutuklama kararı verebilir' deniliyor. Dolayısıyla Ağrı Sulh Ceza Hâkimliği, Leyla Aydemir cinayeti ile ilgili yürütülen soruşturma kapsamında kuvvetli olgu değerlendirmesi yapmıştır. Muhtemelen delillerin de henüz toplanmamış olması ve kaçma ihtimalini göz önünde bulundurarak bir tutuklama kararı vermiştir. Bir kişi hakkında tutuklama tedbirine başvuruyorsanız, bazı somut olgulara işaret etmeniz gerekiyor. Somut olgu var mı, yok mu, hangi veriler somut olgu olarak değerlendirilmiş, dosyada gizlilik kararı olduğu için onu bilemiyorum. İnsanların lekelenmeme hakkı var, masumiyet karinesi var" diye konuştu.

"TERÖR SUÇLAMASI İLE ALGI YÖNETİMİ YAPILDI"

Mehmet Aydemir'in 'terör' suçlamasıyla ilişkin tutuklandığı yönündeki karmaşayı da değerlendiren Başkan Artuk, "Büyük bir algı yönetimi var. Birileri soruşturmayı belli merkezlere kanalize ederek mecrasından saptırma gibi bir anlayışla hareket edilmiş olabilir. Ancak terör örgütü üyeliği ya da propagandası yönünde verilmiş bir tutuklama kararı yoktur. Sulh Ceza Hâkimliği'nin kararı çok açık ve net. Çocuğun kasten öldürülmesi ile ilgili bir tutuklama kararı var. Dolayısıyla bir algı yönetimiydi, muhtemelen olayı farklı noktalara çekerek bir amaç peşinde koşan belli merkezler olabilir. Ancak ben ilk açıklamamda da net bir şekilde ifade ettim. 3713 sayılı terör yasası temelinde bir soruşturma ve tutuklama yok" dedi.



"SAVCILIK ÇOK DERİN ARAŞTIRMA YAPIYOR"

Leyla'nın faili ya da faillerinin bulunması için yoğun çaba içerisinde olduklarına işaret eden Ali Artuk, gözaltına alınan kişilerin evlerinde muhtemelen arama yapıldığını bildirdi. Artuk, şöyle devam etti:

"Gerek müdahalede bulunan taraf, gerekse şüpheli tarafı gizlilik kararı nedeniyle delillere ulaşamıyor. Hangi işlemler yapılmış, nelere el konulmuş, hangi pratikler hayata geçmiş, bunu bizim bilme şansımız yok. Ancak cinayet dosyalarındaki süreci az çok biliyoruz. Cinayet dosyalarındaki prosedür bellidir. Arama, el koyma, suç verisi olarak değerlendirilen her şeyin adli merciler tarafından alıkonulması, belli kriminal merkezlere gönderilmesi şeklinde cereyan eden bir süreci içeriyor. Dolayısıyla bu köyde gözaltına alınan, adli kontrol tedbiri uygulanan ve tutuklanan kişilerin muhtemelen materyallerine, dijital verilerine, evdeki suç unsuru olarak değerlendirilebilecek ya da Leyla'nın fail ya da faillerini bulmaya yönelik bütün argümanlara savcılık el koymuştur diye düşünüyorum. Bizim elimiz kolumuz bağlı, aslında biz adli mercilere maddi gerçeğin ortaya çıkarılması bir organizasyon ise bu organizasyonun bütün üyelerinin tespit edilip, ceza almaları ve hesap vermeleri için adli mercilere baro olarak yardımcı oluyoruz. Biz Leyla'nın tarafındayız, faillerinin bulunması için bir çaba içerisindeyiz. Ucu kime dokunursa dokunsun, adli mercilerin sonuna karar gitmesi gerektiğine inanıyor ve bu inancımızı onlarla paylaşıyoruz. Biz ceza konusunda uzman, kendisini son derece geliştirmiş Ağrı barosunun kıymetli üyeleri ile istişare etmek suretiyle bu dilekçeyi verdik. Dilekçe ışığında adli mercilerin hareket etmiş olduğunu, oradaki tüm paremetreleri analiz etmiş olduğunu düşünüyorum. Savcılığın, soruşturmayı çok derinlikli, çok boyutlu, çok uzman bir ekiple yürüttüğünü ve fail ya da faillerin bulunmasına ilişkin çok ciddi çaba içerisinde olduğunu düşünüyorum."

"ORGANİZAYON OLDUĞU KANAATİNDEYİM"

Meslek hayatından edindiği tecrübeler doğrultusunda Leyla cinayetinin tek kişi tarafından işlenmediğini düşünen Artuk, "Edindiğim tecrübe üzerinde değerlendirmemi yapıyorum. 18 gün boyunca bir yerden bir yere kapatılıp o kızın alıkonulduğu, sonra açlıktan ve susuzluktan öldüğü, daha sonra o yerden alınıp köyün 2-3 kilometre ötesine götürülüp bir dere kenarına bırakıldığı, 300 metre uzaklıkta kıyafetlerinin delilleri karartmak üzere çıkartıldığı hadisesini bir kişiye mal edilemeyeceği, dolayısıyla ortada organizasyon olduğu kanaatindeyim. Birçok failin olabileceği, asli fail mi, fer'i fail mi bunu yargılama makamı tespit etmesi durumunda ilerleyen süreçte kendisi değerlendirecektir. Ancak ben bir kişiyle sınırlı bir olay olmadığını düşünüyorum" diye konuştu.

Ağrı kent merkezinde yaşayan Şükran-Nihat Aydemir çiftinin 3'ü erkek, 7 çocuğundan 6'ncısı olan Leyla, Ramazan Bayramı'nın ilk günü merkeze 15 kilometre uzaklıktaki 300 nüfuslu Bezirhane Köyü'ne gitti. Aile, yakınlarıyla bayramlaştıktan sonra Nihat Aydemir'in babasının evine geldi. Aydemir çifti içeri girerken; Leyla, kapı önünde oynamaya başladı. Yaklaşık 15 dakika sonra dışarı çıkan çift, kızlarını bulamadı.

Günlerce AFAD, Jandarma Arama Kurtarma (JAK) ve Jandarma Özel Harekât (JÖH) ekipleri tarafından kadavra arama köpekleriyle aranan Leyla'nın 18 gün sonra cansız bedeni bulundu. Köye 3 kilometre uzaklıktaki Kurudere mevkiinde yüz üstü su içerisine atılan Leyla Aydemir'in açlıktan öldüğü belirlendi. Üzerinde sadece 'nazar boncuklu' kolyesi kalan minik Leyla'nın kıyafetleri de yine daha önce defalarca aranan cesedinin bulunduğu yerde, bir hafta sonra tarla biçmeye giden köylüler tarafından bulundu.

'SOSYAL MEDYADAKİ İDDİALARI REDDETMİŞTİ'

Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından sürdürülen soruşturma kapsamında Leyla'nın kaybolduğu ve daha sonra cesedinin bulunduğu köyde aramalar ve gözaltına alınanlar oldu. Gözaltına alınanlardan, daha önceden sosyal medyada 'Leyla'nın katili amcası çıktı' haberlerinde adı geçen ve baba Nihat Aydemir'in amcasının oğlu olan Mehmet Aydemir, çıkarıldığı mahkemece 'kasten öldürme' suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Nihat Aydemir, sosyal medyada amcasının oğlu olan Mehmet Aydemir'in fotoğrafının yayınlanarak, 'Leyla'nın katili amcası çıktı ve tutuklanarak cezaevine gönderildi' şeklindeki paylaşımlara isyan etmişti. Acılarının kendilerine yettiğini belirten baba Nihat Aydemir, "Mehmet ile ilgisi yok. Asılsız iddialarda bulunanlarla ilgili Mehmet suç duyurusunda bulunacak. Eğer öyle bir şey varsa ben, sen fark etmez, kim olsa devlet gerekeni yapar. Ama aslı olmadan paylaşmak saygısızlık. Ben de olabilirim, devlet beni götürsün, idam etsin, ona kimse karşı gelemez. Neticeyi öğrenmeden, bir şey öğrenmeden bunu yapmak çok ayıp" demişti.

Tutuklanan Mehmet Aydemir, sosyal medyada kendisinin suçlanmasının ardından yaptığı açıklamada, "Sosyal medyadan benim fotoğrafımı kullanarak 'Katil gözaltında, adalet yerini buldu' gibi paylaşımlar yapılmış. Madem bu kadar adaleti istiyorsunuz, gelin Türkiye Cumhuriyeti olarak birlik olalım, beraber bulalım, beraber asalım ki başka Leylalar'ın canı yanmasın. Yalan yanlış ifadelerle insanları kışkırtmanın bir anlamı yok. Can güvenliğim olmadığı için savcılığa gideceğim ve suç duyurusunda bulunacağım. O paylaşımı yapan her kimse ortaya çıkıp, hesap verecekler. Çok ağır küfürler ediyorlar. Ben Leyla'nın amcası değilim. Nihat Aydemir'in amcasının oğluyum" diye konuşmuştu.

GÖZALTINA ALINAN 12 KİŞİDEN 11'İ SERBEST

Leyla'nın dosyasına müdahil olan Ağrı Baro Başkanı Ali Artuk, dün akşam Bezirhane Köyü'nden 12 kişinin gözaltına alınıp, sorgulandığını belirtti. Artuk, sorgulananlardan 11'inin serbest bırakıldığını, 1 kişinin ise 'kasten öldürme' suçundan tutuklandığını doğruladı.

Leyla'nın babası Nihat Aydemir ise amcasının oğlunun neden tutuklandığını bilmediğini söylerken; şüpheli Mehmet Aydemir'in diğer akrabaları ise Aydemir'in, evde yapılan aramalarda PKK terör örgütüne ait fotoğraf ve dokümanlar ele geçirildiği için tutuklandığını, Leyla Aydemir cinayeti ile ilgisinin olmadığını ileri sürdü.

Savcılık Leyla Aydemir'in soruşturması ile ilgili gizlilik kararı alırken, soruşturma çok yönlü olarak devam ediyor.

AĞRI BARO BAŞKANI ARTUK: LEYLA'NIN ÖLÜMÜNDE İHMALLER OLABİLİR

Öte yandan Baro Başkanı Ali Artuk Leyla'nın ölümünün ardından ihmaller olabileceğini belirtmişti. Artuk, araştırılması gereken hususları şu başlıklar altında sıralamıştı:

"Olayın oluşum ve gelişimi, Valilik açıklaması ve otopsi raporu bir bütün değerlendirildiğinde Leyla Aydemir'in 14 Haziran'dan 2 Temmuz'a kadar köyde bulunduğu tarafımızca değerlendirilmektedir. Bu tarih aralığında köyde bulunan tüm evler ve eklentilerine yönelik adli arama kararı verilmiş midir? Buna ilişkin ayrıntılı arama tutanakları dosya içinde mevcut mudur? Yoksa aldığımız harici bilgilere göre, köyde adli başka problemler baş göstermesin diye sözde bir 'hassasiyet' gösterilerek tüm evlerin aranması cihetine gidilmemiş midir? Burada bir ihmal varsa ihmali bulunan merciler hakkında soruşturma başlatılmış mıdır? Böyle bir arama kararı verilmiş ise, fazlaca yerleşim birimi bulunmayan köyde maktul Leyla Aydemir neden bulunmamıştır?

Minik Leyla Aydemir'in ailevi husumeti olan, her şüphelinin soruşturmaya dahil edilmesini, 14 Haziran'dan 2 Temmuz'a kadar köye giriş çıkışları olan bireylerin HTS (arama, aranma, mesaj) trafiğinin incelemeye alınmasını, özellikle 1 Temmuz tarihinden 2 Temmuz tarihine kadar köye dışarıdan gelen bireylerin HTS trafiğinin incelemeye alınmasını, köydeki yetişkin her bireyin bilgi alma şeklinde ifadesine başvurulmasını, tüm köy genelinde her evin adli arama kapsamında aranmasını, delilleri karartma ihtimaline binaen bunun ivedilikle yapılmasını talep ederiz.

Minik Leyla Aydemir'in üzerindeki elbiselerin delilleri karartmak amacıyla çıkarıldığı açıktır. Bu nedenle soruşturmanın bu yönüyle de genişletilmesini, Leyla Aydemir'in ölüm nedeninin açlık olması, 10 gün boyunca uğranılmayan evin olağan şüphe kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinden köyde 2 Temmuz tarihinden önce 8-10 gün sürede evinde bulunmayan şahısların ifadelerine başvurulmasını talep ederiz."