
Gündemin tekrar 'Suriye' üzerine yoğunlaştığı anlarda hemen yan tarafta önemli görüşmelerin gerçekleştiği bugünler, 'tarihi' anlara tanıklık ediyor.
Konu Kıbrıs.
Geçtiğimiz Mart ayında (17 Mart 2025) İsviçre'nin Cenevre kentinde sürecin tekrar harekete geçtiği Kıbrıs mevzuunda ikinci tur görüşmeler 4 ay sonra bu kez Amerika Birleşik Devletleri'nin New York kentindeki Birleşmiş Milletler binasında gerçekleşiyor.
İsmi ise '2. Gayrı Resmi 5+1 Konferansı'.
Kuzey Kıbrıs ve Güney Kıbrıs ile birlikte garantör devletler Türkiye, Yunanistan ve Birleşik Krallık
Süreçte kritik tarihleri hatırlatmakta da fayda var.
Mesela Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin 2026 yılı Ocak ayı itibarıyla 6 ay süreyle Avrupa Birliği dönem başkanlığını üstlenecek olması.
Donald J. Trump'ın Amerika Birleşik Devletleri 47. Başkanı olarak Ocak ayında göreve başladığı törendeki konuşması sonrasında Avrupa ülkelerine yayılan panik dalgası ile Türkiye'nin Avrupa güvenliği için ne kadar önemli olduğunun altını çizen demeçleri peş peşe vermelerini müteakiben sürecin tekrar Cenevre'de dirildiği görülmüştü.
Geçtiğimiz NATO Liderler Zirvesi'ndeki Trump'ın silah satma çıkışı ve sonrasında Avrupa Birliği üye ülkelerine 'gümrük vergisi' açıklaması şu anki gelişmelerle yine birlikte okunması gereken mevzular.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in açıklamasına bir bakalım:
"Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararları ve Avrupa Birliği'nin ilke, değer ve mevzuatıyla tam uyumlu bir şekilde Kıbrıs'ın yeniden birleşmesine kararlılıkla bağlıdır.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri ve Özel Temsilcisi'nin müzakerelerin yeniden başlatılması yönündeki çabalarını güçlü bir şekilde destekliyoruz.
Avrupa Birliği'nin önemli bir rolü var.
Birleşmiş Milletler öncülüğündeki sürece aktif olarak katkıda bulunmaya ve Birleşmiş Milletler Özel Temsilcisi Johannes Hahn'ın aktif katılımı da dahil olmak üzere çabalarını artırmaya hazırız."
Zamanlama manidar.
Çünkü Amerika Birleşik Devletleri tarafından önerilen Kıbrıs'a yönelik silah ambargosunun 'beş yıl' süreyle kaldırılmasına yönelik yeni tasarı görüşülüyor.
'Uçak gemisi' olarak tabir edilen Kıbrıs adası, NATO planları ve bölgesel güç oyunlarına daha da fazla dahil edileceğini gösterdiği belirtiliyor.
Gazze, Lübnan ve Suriye'deki gelişmelerle birlikte okunduğunda geçtiğimiz iki yazıda ele aldığımız 'Tarafını Seç' mefhumunun Kıbrıs'a uzandığı görülüyor.
Zaman akıyor.
Tik tak.
Zaman daralıyor.
