Birimiz hepimiz, hepimiz…

Ülkeyi yangın yerine çeviren 'o' başvuru için sona gelindi.

Mesajı alan bu kez Ukrayna idi.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski bunu resmen deklare etti:

"Ukrayna'nın Kuzey Atlantik İşbirliği Örgütü-NATO üyeliği herkes tarafından desteklenmiyor, bu nedenle bir uzlaşma yolu ikili güvenlik garantileri olabilir."

Buna cevap ise Kuzey Atlantik İşbirliği Örgütü-NATO Genel Sekreteri Mark Rutte'den geldi:

"Putin, barış anlaşmasından sonra Ukrayna'ya tekrar saldırmaya kalkışırsa tepkinin yıkıcı olacağının farkında olmalı.

Güvenlik garantilerini tam olarak bu şekilde tasarlıyoruz."

Diplomasinin en etkili isimlerinden Henry Kissinger ile Rusya Federasyonu'nun Ukrayna'ya saldırısından 9 gün sonra 4 Mart 2022'de vefatından sonra yayınlanmak kaydıyla verdiği son röportajındaki ifadeleri hatırlıyor insan, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald J. Trump'ın Barış Planı ile ilgili gelişmeler birbiri ardı sıra gelirken:

"Her halükârda Avrupa'da, ne Ukrayna ne de Rusya için kalıcı güvensizlik yaratmayacak yeni bir güç dengesi kurmak gerekecek.

Rus saldırısı her şeyi değiştirdi. Önerdiğim şeyler, analiz ettiğim biçim-bunların hiçbiri artık duyulabilir değil. Yeni bir okuma çerçevesi yaratmam gerekiyor. "

Bu çerçevenin ne olacağına dair Atlantik Okyanusu'nun iki yakasını bırakın, Avrupa ülkeleri arasında bile ne kadar uzlaşı olduğu tartışılır.

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte'nin sözleri bunu özetler nitelikte:

"Bazı müttefik ülkeler Ukrayna'nın NATO'ya girmesine onay vermeyeceklerini söylüyor.

Macaristan, Slovakya, Amerika Birleşik Devletleri ve birkaç ülke daha."

Polonya Başbakanı Donald Tusk içlerinde belki en doğrudan şekilde bunu ifade etti denebilir:

"Ukrayna'nın bağımsızlığının, Polonya sınırlarından saldırganlık veya savaş riskini uzak tuttuğunu ve bu savaş sonucunda Ukrayna'nın düşmesinin Polonya için doğrudan bir tehdit anlamına geleceğini çok iyi biliyoruz.

Dolayısıyla, bir anlamda, bu duruma bencilce de bakıyoruz; yani Polonya'nın çıkarlarını düşünüyoruz."

Ha bu arada, neydi o söz:

Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için...

Mi acaba?