Büyük şehirde yaşayıp yabaniler gibi hareket eden, kural tanımayan, kırmızı ışıkta geçen, konvoylarla yolu kapatan, aşırı hız ile hem kendi hayatını hem de çevredekilerin hayatlarını riske atanlar bu ülkenin en önemli sorunlarından birinin sorumlularıdır.
Dahası bizzat kendileri sorundur.
Trafikteki bu canavarlar, cinayet işleyen katillerden daha fazla topluma zarar vermektedirler.
En yüksek cinayet oranı 1453 ile 2017 yılında görülmüştür...
Eylül 2023 ile Eylül 2024 arasında cinayete kurban gidenlerin sayısı 1388'dir.(bin üç yüz seksen sekiz)
2024 yılında trafikte ise 6 bin 351 kişi hayatını kaybetmiştir.
Yani trafik canavarlarına dönüşen sürücüler, gözünü kan bürümüş eli silahlı canilerden 4 kat daha fazla cana kıymışlar.
Hiç de canavar ruhu taşımayan nice sürücüler, sırf trafik kurallarına uymadıkları için hem kendilerinin hem de başkalarının sakatlanmasına ve ölümüne sebep olmuşlardır.
Trafik kurallarına uymama düşüncesinin altında da caydırıcılığı olmayan ihlal cezaları yatmaktadır.
Ceza caydırıcı olmayınca, sürücü kural ihlali yapmaktan çekinmiyor ve dolayısıyla kural ihlali çeşitli kazalara sebebiyet veriyor.
Ben sadece can kaybının rakamını verdim.
2024 yılında trafikte yaralanma miktarı günlük 1.055 (bin elli beş), yıllık 385 bin 117 yaralanma gibi korkunç bir rakamdır.
Bu rakam bir taraftan da sağlık hizmetlerinde büyük kaynak israfına sebep olmaktadır. Sağlık personelinin ve yoğun bakım yataklarının büyük kısmı trafik kazazedelerine ayrılmaktadır.
2024 yılında meydana gelen ölümlü ve yaralanmalı trafik kazalarında 480 bin 905 ambulans görev almış ve 1 milyon 422 bin 743 sağlık personeli müdahalede bulunmuştur.
Bunların hepsi trafik kurallarına uymamanın getirdiği olumsuz sonuçlardır.
Trafik kazalarına bağlı kayıpların maliyeti de 276 milyar 913 milyon liradır.
Can kaybı, personel istihdamı, ekonomik maliyeti ve diğer mağduriyetler hesap edilince trafik kurallarına uymamanın getirdiği vahim sonuç insanın tüylerini diken diken ediyor.
İçişleri Bakanlığı, trafik konusunda kazaları önleme, can kaybını en aza indirme, sürücülerin davranış biçimlerini olumlu yönde değiştirecek bir trafik kültürü inşa etmeyi amaçlıyor.
Bu kültürü inşa etmenin temel taşının caydırıcılık olduğuna dair şüphe yok.
İnsani ve imâni yönleri gelişmemiş sürücüler caydırıcı cezalar karşısında kurala tabi olmayı tercih ederler.
Zamanla bu kültüre de dönüşür ki bakanlık bu hususu, 'Trafikte caydırıcılığı yalnızca ceza sistemi olarak değil, toplamda güvenli yaşam kültürünü inşa eden çok katmanlı bir mekanizma olarak.' görmektedir.
Hazırlanan yeni yasada trafik cezalarının artırılması vatandaşı cezalandırmak için değil ihlalleri azaltarak güvenli hayat kültürünü inşa etmek içindir.
Çok iyi hatırlıyorum doksanlı yıllarda sahibi olduğum Yörünge dergisine abone çalışması yapmak üzere Almanya'daydım.
Almanya temsilcimle Hamburg'dan bir başka şehre geçmek için sabah saat dörtte karanlıkta bir araçla yola çıktık. Trafikte bizden başka kimse yoktu. Şehir dışında kırmızı ışıklarda duran sürücümüze, 'Gelen yok giden yok niye geçmiyorsun?' dedim.
Gelecek cezanın ağırlığından bahsetti. Ve evet o kırmızı ışıkta yolda hiç araç olmamasına rağmen yeşili bekledik.
Almanya bu caydırıcı ceza sistemi ile ihlali en aza indirmiş ve güvenli hayat kültürünü inşa etmiş!
Ama Almanya'da kurallara riayet eden vatandaşlarımız Türkiye'ye gelince ödeyecekleri ceza çerez parası bile etmediği için genellikle ihlal etmedikleri kural kalmıyor.
Caydırıcı olabilmesi amacıyla düzenlenen Trafik Cezaları Kanun Teklifi, hem para cezalarının artırılması, hem ehliyete el konulması ve aracın trafikten men edilmesi gibi önemli maddeleri ihtiva ediyor.
Tabi ki kanun ne kadar caydırıcı olursa olsun uygulayıcı ihmalkar olursa sonuç alınmaz. Bakanlık bu hususta da titiz bir çalışma yürüterek 2024 sonu itibariyle araçları yüzde 48 artırarak 10 bin 568'e, trafik ekiplerini yüzde 36 artırarak 10 bin 822'ye, radar sayısını yüzde 36 artırarak 1485'e ve memurların yaka kamerasını yüzde 117 artırarak 42 bin 604'e çıkarmış. 2025 sonunda yaka kamerasını 111 bin 604'e, 2026 sonunda 173 bine çıkartarak her personelde bir yaka kamerası hedeflenmektedir.
Denetimlerin artırılması ve cezaların yükseltilmesinin amacı, ihlal eğilimi olan sürücülerin zararlarından vatandaşları korumaktır.
Yeni cezalar, saldırı amaçlı araçtan inmeye 180 bin lira, konvoy nedeniyle yol kapatmaya 90 bin lira, köprü otoyol tünel kapatmaya 180 bin lira şeklinde teklif edilmiş.
Makas atmanın ve ters istikamette araç sürmenin cezası 90 bin liraya kadar çıkabiliyor.
Trafikte akrobatik hareket ve yarış yapanlara 46 bin lira ceza kesilecek. Drift atmanın cezası ise 140 bin lira.
Dur ihtarına uymayanlara 200 bin lira para cezası var.
Ayrıca her bir uygulamada ehliyete el koyma ve trafikten men cezaları da söz konusu.
Kırmızı ışık ihlali, yüksek sesle müzik, cep telefonuyla konuşmak, yakın takip, alkollü araç kullanmak, emniyet kemeri takmamak, medyada kural ihlalini övmek gibi trafiği olumsuz etkileyecek her hususta caydırıcı tedbirler öngörülmüş.
Mesela, yoğun denetim ve ağır ceza uygulanan çakar araç denetiminde idari işlem oranı yüzde 86 azalmış!
İçişleri Bakanlığı şu tespiti yapmaktadır: 'Etkin ve adil ceza sistemi bireylerin kurallara saygısını artırır, sürücü alışkanlıklarını olumlu yönde değiştirir, toplumsal bilinç geliştirir ve en önemlisi can kayıplarını azaltır. Bu nedenle cezalar sadece bir yaptırım değil aynı zamanda trafik kültürünün dönüşümünü sağlayan stratejik bir araçtır.'
Bakanlık 2030 yılına kadar can kaybını yüzde 50 azaltmayı 2050'de sıfırlamayı hedefliyor.
Bu hususta Başkan Erdoğan diyor ki: 'Sıfır can kaybı, yaralanma ve maddi hasar hedefimize ulaşana kadar çalışmaya devam edeceğiz. Bu konu her türlü siyasi ve fikri ayrılığın her türlü rekabetin tartışmanın üstünde bir meseledir. Bu ülkede yaşayan herkesin trafik güvenliği hususundaki çalışmalara destek vermesi şarttır.'
Evet caydırıcılık önemli.
Aslında insani yönleri gelişmiş olan herkes ve imâni özellikleri hayatını kuşatmış her Müslüman, insanlara zarar verecek her türlü eylem ve söylemden uzak durur.
Peygamberimiz (SAV) 'Gerçek Müslüman insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir.' buyurarak ve yolda insanlara rahatsızlık veren şeyleri kaldırmanın imanın parçası olduğunu belirterek aslında Müslümana en güzel istikameti göstermiştir.
Bu itibarla trafik kurallarının kul hakkı boyutu da göz ardı edilmemelidir.
İnsani ve imâni yönü gelişmemiş insanlar için de en etkili yol caydırıcı cezadır.
Erzincan Ciminli bir dostum 45 sene kadar önce anlatmıştı. Cimin'de Pala namında bir kabadayı varmış. Birisine ağır küfürler etmiş. Şahıs Pala'yı kadıya (hakime) şikayet etmiş. Son duruşmada hâkim Pala'ya bir altın tazminat cezası vermiş.
Pala hemen yeleğinin cebinden bir altın çıkarıp davacıya fırlatmış.
'Madem bunun cezası bir altındır' demiş cebinden bir altın daha çıkarıp hakime fırlatmış ve 'senin de...!' diye aynı şekilde küfretmiş. Cebinden bir altın daha çıkarıp savcıya fırlatıp 'senin de...!' diye ona da küfretmiş. Elini cebine atmış çeyrek altın çıkmış, mübaşire dönüp çeyreği ona fırlatmış ve 'gerisini veresiye kabul edersen senin de...!'diye basmış küfrü.
Ceza caydırıcı olmayınca suçun önüne geçmek her zaman mümkün olmuyor. Caydırıcı olmayan ceza bazen suça teşvik edici de olabiliyor!
İçişleri Bakanlığının bu hazırlığını ben tebrik ediyorum.
Yalnız, bayramlarda törenlerde şehirlerin en işlek caddelerini kapatıp halkı mağdur eden hükümet de artık bu ihlallerden vazgeçmeli, törenler için tıpkı Ankara'da olduğu gibi trafiği olumsuz etkilemeyen alanlara taşımalıdır!