İmzacılar arasında dünyaca ünlü birçok sanatçı var ama birazdan okuyacağınız bildiri, tarihe, “Fazıl Say’ın imza attığı bildiri” olarak geçecek.
Susan Sarandon var, Sir Ben Kingsley var, James Fox var, Edna O’Brien var...
Downshire Markisi de varmış. Bu arkadaşın unvanı “toprak ağası...”
Ha, bir de Fuad Kavur var...
Peter Ustinov’un katlettiği “İnce Memed” filminden hatırlayacaksınız onu. Bu filmin yapımcılarından biriydi.
Şimdi “Atatürk” filmi çekmeye uğraşıyor. Daha doğrusu uğraşıyordu.
Kaç yıl öncesinin hikayesidir... Senaryo tamamdı, oyuncular tamamdı, filmin çekileceği mekan tamamdı (uzun araştırmalardan sonra Macaristan’da karar kılmıştı), her bir şey tamamdı ama dünyanın en büyük yapımı olacak Atatürk film çekilemedi bir türlü...
Galiba para bulunamadı. Kemalistler bu gibi durumlarda kesenin ağzını açmaya yanaşmıyor.
Ya da senaryo yetersiz görüldü.
İlker Başbuğ paşam cezaevinden çıksın, eşsiz eseri “Atatürk”ten uygun bir senaryo çıkarır, sizi de bu dertten kurtarır.
İş bu sanatçı, yazar ve toprak ağası makulesi, Başbakan Erdoğan’a mektup yazmış.
Mektup değil, kınama bildirisi.
Diyorlar ki, “Taksim Meydanı ve Gezi Parkı’nın benzersiz bir şiddet kullanımıyla boşaltılmasından sadece günler sonra, tek suçları sizin diktatoryal yönetimine çıkmak olan bu ölüye aldırmadan, İstanbul’da Nuremberg Toplanması’nı hatırlatan bir miting düzenlediniz. (....) Buna ek olarak, göstericileri çapulcu, yağmacı, holigan olarak nitelendirdiniz, hatta bu göstericilerin yabancıların yönlendirdiği teröristler olduğunu söylediniz. Oysa gerçekte, bu göstericiler sadece Türkiye’nin kurucusu Kemal Atatürk’ün öngördüğü şekilde laik bir cumhuriyet olarak kalmasını isteyen gençlerdi...”
Devam ediyorlar: “Bir yandan ülkenizi AB üyesi yapmaya çalışırken, bir yandan Türkiye’nin bir Egemen Devlet olduğunu söyleyerek, AB liderleri tarafından size yönelik tüm eleştirileri reddediyorsunuz. (....) Beş masum gencin ölümüne neden olan emirleriniz, Strasbourg’da bir davaya dayanak teşkil edebilir.”
Görüldüğü üzere, tehdit, kolpa, şantaj, aba altından sopa gösterme, ne ararsan var.
Gezi Parkı eylemleri sırasında hayatını kaybeden 5 vatandaşımızı dert edinen bu arkadaşlar ve tabii Fazıl Say’ımız, bu bildirinin aynısını ya da benzerini ABD Başkanı’na da gönderebilir mi; Wall Street’te yaşananların Strasbourg’daki davaya konu olacağını söyleyebilir mi? (Wall Street’teki eylemlerde 18 kişi hayatını kaybetmişti.)
Fazıl Say dünya sanatçısıdır.
Sevilen, sayılan bir elemandır.
Öncülük yapsın.
Wall Street cinayetleri için de bildiri hazırlığına girişsin.
Efendim?
Amerika’da sıkar mı?
Ben bilmem... Yapsın böyle bir şey. İmza atacak mebzul miktar “toprak ağası” bulurum ona... Antikapitalist Müslümanların imza atmalarını da sağlarım.
Fakat anlayamadığım bir şey var:
Gezi parkı eylemlerinde amaç, Türkiye’nin, Atatürk’ün öngördüğü şekilde “laik bir cumhuriyet olarak kalmasını sağlamak” mıydı?
Bu muydu?
Bu soruya antikapitalist Müslümanların cevap vermesi gerekiyor.
Fazıl da şu soruyu cevaplasın:
Erdoğan’a “diktatör” diyeceksek, tek parti şeflerini (Mustafa Kemal’i, İsmet Paşa’yı) nasıl adlandıracağız?
Takrir-i Sükûn’u, İstiklal Mahkemeleri’ni, Varlık Vergisi rezaletini, aydın cinayetlerini, Yassıada’yı, Sıkıyönetim Mahkemeleri’ni, binlerce faili meçhulü nereye koyacağız.
Bunlar da esaslı bir “Straosburg yargılamasını” hak etmiyor mu?