ABD'nin İran saldırısıyla artık tekrar hatırlamış olduk ki, uluslararası hukuk sadece zayıf devletler için geçerlidir.
Büyük devletler ve büyük devletlerin himayesindekiler için uluslararası hukuk diye bir şey yoktur.
Yani işlemez!
Rusya Kırım'ı ilhak eder, Ukrayna topraklarını işgal eder uluslararası hukuk işlemez.
ABD asılsız gerekçelerle Irak'ı işgal eder yüzbinler ölür uluslararası hukuk işlemez.
ABD himayesindeki İsrail için uluslararası hukuk diye bir şey zaten yoktur. Ülkesinin sınırları belli değildir; işgal eder, sivil çocuk kadın ayrımı yapmadan öldürür; hastane mabed okul dinlemez tahrip eder; komşu ülkelere kafasına estikçe müdahale eder uluslararası hukuk güya karar alır ama hiçbiri uygulanmaz.
İsrail ve ABD'nin son İran saldırıları açıkça uluslararası hukuku ihlal ettiği halde bu haydutluk kınanırken bile kelimeler itinayla seçilir, saldırgandan ziyade saldırıya uğrayan ülke eleştirilir!
Aslında olması gereken İsrail İran'a saldırdığında uluslararası hukuk hemen devreye girip saldırıyı durdurması ve zararı tazmin ettirmesi gerekirdi.
ABD saldırısı için de aynı şekilde davranılması gerekirdi!
En azından komşu ülkeler bu saldırının kendisini de tehdit ettiğini anlar ve bu haydutluğu kınardı değil mi?
Kınadı mı? Bir iki cılız ses çıktı büyük çoğunluğu sessiz kaldı ve bir bakıma memnun oldu.
Sadece Türkiye bunun bir ihlal ve tüm bölgeyi tehdit olduğunu söyleyebildi.
ABD'nin saldırısıyla bölge ülkeleri biraz uyanır gibi oldu saldırının bölge istikrarını bozacağını ve gelişmeleri endişeyle izlediklerini söyleyebildiler ama ABD'nin bu haydutluğunu kimse açıkça kınayamadı!
Saldırganların hiç kabahati yokmuş gibi taraflara masaya dönme çağrısı yapıldı.
Oysa İsrail ve ABD hiçbir kanun kural ilke hukuk tanımadıklarını gösteren çok açık bir ihlalde bulundular, suç işlediler!
Dillerinden düşürmedikleri barış ve müzakere masasını bizzat kendileri sabote ettiler.
Dünyanın önce bu hukuksuzluğu konuşması lazımdı.
Heyhat!
İran'ın da üyesi olduğu İİT bile yarım ağız kınamayla yetindi.
Başkan Erdoğan'ın cesur adım teklifi ma'kes bulmadı!
Halbuki İsrail ve ABD'nin son saldırıları bölgede hatta dünyada hiçbir ülkenin güvende olmadığını bir kez daha çok net bir şekilde hatırlatmış oldu.
Dünya ile alay ettiler!
Her gün onlarca sivili kadın çocuk demeden katleden İsrail, İran'ın sivilleri katlettiği şikayetinde bulundu!
Hukuksuz bir şekilde haydutluk yapan ve saldıran ABD'in dış bakanı alay edercesine, bu saldırının bir savaş olmadığını görüşmelere hazır olduklarını açıkladı.
ABD başkanı ise 'rejim neden değişmesin?!' diyerek bağımsız bir ülkenin iç işlerine açık müdahaleyi seslendirmekten çekinmedi!
BMGK acil toplantısında İsrail üyesinin tüm dünyayı tehditleri sineye çekildi!
Dünyada düzen diye bir şey olmadığını orman kanununun her şeyin üstünde olduğu gözümüzün içine sokuldu!
Son saldırılar tekrar hatırlattı ki BM'den BMGK'dan ABD'den AB'den kimseye bir fayda yok.
Gözlerine kestirdikleri an gözünüzün yaşına bakmazlar.
Kendi göbeğinizi kendiniz kesecek kadar güçlü olmalısınız.
Allah'dan çeyrek asırdır savunma sanayiinde kat edilen mesafeyle ülkemiz her türlü senaryoya karşı hazırlıklı hale geldi de güvende hissediyoruz.
Ama soykırım devam ederken bizim güvende olmamızın Gazzelilere ve diğer mazlumlara bir faydası yok maalesef!
Yeni dünya düzenini beklemeden İİT bu tür hukuksuzluklara karşı yaptırım uygulayabilecek siyasi ekonomik ve askeri yapılanmaları tartışması gerekirdi ama kime ne anlatacaksın ki?!
Bugün İslam ülkelerinin durumunun Kudüs'ün haçlılar tarafından işgal edildiği dönemdeki İslam devletlerinin halinden pek farkı yok.
Ama oradan da bir Selahaddin çıktı!
Gazze'de bir avuç iman eri onca saldırıya rağmen iki senedir İsrail'in hedeflerine ulaşmasını engelleyerek ve Tevaviv'e Hayfa'ya düşen füzeler İsrail efsanesini yerle bir ederek 'iman varsa imkan vardır'ı hatırlatıyorlar!
Allah'dan ümid kesilmez.
Sadece hepimiz üzerimize düşeni yapalım yeter.
Zaferin sahibi var, bize düşen sefer!