Bugün Meclis açılıyor. Türkiye'nin içinde bulunduğu durum ve başta "Terörsüz Türkiye" süreci, bu yılki açılışı daha da önemli kılıyor.
Meclis'in kendi yoğun gündeminde neler var?
Komisyonun durumu ne ve bundan sonrası ne olacak?
Bugün bu iki konuya değinmek istiyorum...
28. DÖNEM 4.YASAMA YILI
Meclis aslında hiç durmadan çalıştı. Bunu iki manada söylüyorum. Birincisi idari anlamda. Birçok yer yenilendi. Tadilatlar tamamlandı. İkincisi ise Terörsüz Türkiye Komisyonu sebebiyle... Bir "mini meclis" olan komisyon, yasama faaliyetinin hazırlık evresine dönük olarak hiç durmadan çalıştı. Toplantılar ve görüşmeler yaptı. Şimdi bunun bir çıktısı bekleniyor...
KOMİSYON RAPORU
Komisyonu yakından takip etmeye çalıştım. Çağrılan heyet ve kimselerden pek azının "somut öneri" ortaya koyduğunu söyleyebilirim. Katılan herkes kendi durduğu yerden sorunun kaynağını anlattı. Yaşananları özetledi. Bunlar da çok kıymetli. Ancak bir hukukçu olarak somut önerilere odaklanıyorum.
ÖNERİLERDE NE VAR?
"Silah bırakma durumunun mevzuata derci", "anadil meselesinin kültürel haklar içerisinde değerlendirilmesi", "suça karışmayan örgüt mensuplarının topluma kazandırılması", "suça karışanların 'terör' suçu niteliği kaldırılarak, işledikleri suça denk gelen infaz rejimine tabi olması", "etkin pişmanlık hükümlerinin 'silah bırakmaya' teşmil edilmesi", "belediyelerde kayyımların meclisleri toplaması" dikkatimi çeken somut ifadeler.
SİYASİ EŞİK...
Komisyonun ve yasa sürecinin önündeki set, komisyonun çalışma biçimi veya Meclisin yasalaştırma süreci değil. "İşler yavaşladı" eleştirisini yapanların niyetini pek halis bulmadığımı belirtmek isterim. Zira, silah bırakma konusunun henüz "tam teşekkül etmediğini" ve "Suriye'deki gelişmelerin bu sürece zarar verme olasılığını" bilerek görmezden geliyorlar... Komisyondaki genel izlenim de bu yönde.
SONUCUN GERÇEKLEŞMESİ...
Komisyon açısından bir sorun yok ama siyasi anlamda karar verilebilmesi için silah bırakmanın "tatmin edici" boyutta olması ve Suriye'deki örgüt yapısının da bu yaklaşıma uygun bir düzeye gelmesi gerekiyor.
SİLAH BIRAKMAKTAN FAZLASI...
"Silah" sadece eldeki tüfek değil. Yasal adımlar sonrası ikinci durak meselenin diğer boyutu olacak: Bölme ve bölünme fikrine dair her türlü aygıtın terkedilmesi ve bunun da tescillenmesi... Komisyondaki veriler "ikinci durağa" kadar yeterli düzeye ulaştı. Bir rapor çıkarabilir komisyon artık. Ama sonrası için görünen o ki komisyonun daha çok görevi var...
11. YARGI PAKETİ
Bu özel gündemin yanında bir başka önemli konu ise "11.Yargı Paketi."
Takip edebildiğim kadarıyla şu konular var gündemde:
▪ Bilişim suçları ile ilgili olarak yargının araçlarının güçlendirilmesi.
▪ Telefon veya internet dolandırıcılığı ve bu alanda işlenen bahis ve kumar suçlarına dair birtakım yeni düzenlemeler...
▪ Kutlama ve toplu etkinliklerde havaya ateş açılmasının ayrı bir suç olması. Özellikle kuru sıkı tabancaların da bu kapsama alınması.
▪ Daha önceki paketten son anda çıkan trafik kavgalarında araçtan inmenin suç sayılması.
▪ Çocuk suçlular için yaş arttıkça ceza indiriminin azalması yönünde düzenleme yapılması.
▪ Ortaklığın giderilmesi davalarında satışın rayiç bedel üzerinden olması.
▪ e-Duruşma uygulamasının genişletilmesi
▪ Belirsiz alacak davalarının kaldırılması.
BÜTÇE MARATONU
Meclis bir yandan yukarıdaki gündemleri ele alırken arada bütçeyi de geçirmek zorunda... Plan ve Bütçe Komisyonunda "bütçenin geneli üzerindeki görüşmeler" ekim sonunda yapılacak. Sonrasında komisyonda kurumların bütçeleri görüşülecek. Aralık ayında Meclis'te görüşmeler "kesintisiz" olarak (hafta sonu dahil) sürecek...
AYM'DEN PİLOT KARAR
Pazartesi günü AYM, Meclis'e yeni bir görev verdi desek yeridir. Caner Şafak başvurusunda AYM bir pilot karar yayımladı. Mahkeme bir davada anayasal bir hakkın ihlalinin, başka başvurulara yol açan ve gelecekte daha fazla başvuruya yol açması beklenebilecek yapısal bir sorundan kaynaklandığını tespit ederse bu yola başvuruyor.
KANUNİ FAİZ DÜŞÜK KALIYOR...
Bu kararında AYM "borç ilişkisinden doğan alacakların enflasyon karşısında kaybının önüne geçilmesi için yasal bir düzenleme yapılmalı" dedi. Mahkeme bu sorunu mülkiyet hakkının ihlali olarak gördü. Karardaki "3095 sayılı kanunda belirlenen faiz oranlarının enflasyon oranlarının altında kaldığı görülmüştür" ifadesi bu beyanda değişime işaret ediyor...
CHP KRİZİNE ÇÖZÜM
Bir gündem önerisini de ben yapmak istiyorum. CHP'nin kongre iptali davaları bir konu üzerine yoğunlaşma ödevi yüklüyor Meclis'e. Davalar ve itirazlarda Asliye hukuk mahkemesi de YSK da doğal olarak kendi açısından bakıyor meseleye. Ortada hukuki olarak bir netlik yok. Burada Siyasi Partiler Kanununda siyasi partilerin (parti içi seçim) süreçlerine dair yeni bir çerçeve çizmek gerekiyor. Bilenler, hukuku yıpratma pahasına, parti içi kavgayı bastırmak için hukuka yükleniyor. Kararlara "siyasi" yaftası vuruyor. Bu da haksızlık pek tabi ama en büyük sorun "konuyu anlamadan" vatandaşın taraf olmasını sağlayan bu ortam. Meseleyi önümüze koyup düşünüp net bir çizgi ve çerçeve ile çözmemiz şart.
Yeni yasama yılı hayırlı olsun...
Hızdan ziyade isabetli adımlar diliyorum...