
"İzahı olmayanın mizahı olur"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP'nin içine düştüğü çıkmazı bu sözlerle ifade etti. Skandalları bantlamaya çalışanların izlediği yolların çıkmaz sokak olduğunu vurguladı. Erdoğan, "CHP'nin içine düştüğü bataklıktan rahatsız değiliz ama CHP'ye umut bağlayan insanlar adına üzülüyoruz" mesajı verdi. Suç örgütü lideri suçlamasıyla cezaevinde olan İmamoğlu'nun içine düştüğü durumu anlatmak için metafor kullandı.
"Eskiler keçiyi yardan uçuran bir tutam otmuş derler. Bakalım Cumhurbaşkanlığı hayali girdabında daha kaç siyasetçi telef olup gidecek. Bizim hizmetlerimizin zekatı bu kişinin elde ettiği neticeleri bine katlar"
Özetle Erdoğan, CHP'yi "Alengirli işlerle uğraşmayı bırakın millete eser ve hizmet üretip gönlüne girmeye çalışın" diye uyardı.
"Şeffaf olacaklardı bantçı oldular" dedi.
"Artık bunları muhatap almayacağım" mesajı verdi.
Senaryoya şöyle bakın isterseniz.
İmamoğlu gerçekten İstanbul'da büyük hizmetleri olan milletin gönlünde geniş teveccüh kazanmış birisi olsaydı, millet gerçekten büyük bir haksızlığa uğradığını düşünse böyle mi reaksiyon gösterirdi?
En fanatik CHP'liler bile artık "Çalmış ama herkes çalıyor" diye savunma yapar hale gelmişken gidilen yolun yanlış olduğunu itiraf ediyor.
Meseleyi şöyle özetleyebiliriz.
CHP tüm iddialarından bu süreçte kendi kendini vurmuştur.
Yani bir anlamda kendi ayağına sıkmıştır.
"Liyakat" dediler. Kadroları paylaştıkları, baldız, kayınço enişte atamaları yaptıkları ortaya çıktı.
"İsraf var" dediler. Konser faturaları, reklam bütçeleri, savurganlık görüldü.
"Yolsuzluk, usulsüzlük var. Yandaşlara İBB peşkeş çekildi" dediler. Soruşturma dosyasından yansıyanlar ortada.
Listeyi uzatmak mümkün...
İmamoğlu'nun tatillerini, yarı zamanlı başkanlık modelini vesaire anlatmaya dahi gerek yok.
Bu yüzden Erdoğan'ın deyimiyle 2028'e kadar CHP'de köprünün altından daha çok sular akar. Ve atalarımızın dediği gibi gözden ırak olan gönülden de ırak olabilir.
Hele ki milletin gönlünde gerçek anlamda bir teveccüh görmemişse...

"YAKARIM ROMA'YI DA YAKARIM"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Roma ziyareti, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in kimyasını bozdu...
İtalya'ya ayar vermeye çalıştı.
Meloni hükümetine "Aklını başına al" diye mesaj gönderdi.
Bir yıl önce İmamoğlu'nun Roma gezisi israf, savurganlıkla gündeme gelirken bu kadar öfkeli değildi.
Oysa Erdoğan'ın gezisi İtalyan medyasında manşetlerdeydi.
"Gülümsemeler", "Geleceğe birlikte yürüyeceğiz", "NATO'nun en güçlü ikinci ülkesi" başlıkları paylaşıldı.
İtalya Başbakanı Meloni, Türkiye'nin İtalya üstünden Avrupa'ya açılabileceğini, yeni iş birliği ve pazarlar bulacağını söyledi.
Yani Avrupa'nın güney kanadında yeni mevziler kazandığımız ortada.
Peki İtalya'ya ayar vermeye çalışan Özel ne söyledi.
"Herkes haddini bilecek. Cari durumun iktidarı geleceğin muhalefetidir. İtalya siyaseti de, Avrupa siyaseti de bilmektedir ki Erdoğan gidicidir. Asla bize engel olamazlar. Karar verdiğimiz gün, an milyonlar oluruz. Aklınızı alırız."
Benim asıl anlayamadığım, ne biliyor musunuz?
Bir yandan İtalya'ya "Aklınızı alırız" diye ayar vereceksin.
Diğer yandan İngiltere'ye "Bize sahip çıkmadınız, terk edilmiş hissettik" diye manda himaye ister gibi konuşacaksınız. Böyle bir siyaset anlayışını kim ciddiye alır bilemiyorum.

1 MİLYON 875 BİN LİRA
Cumhurbaşkanı Erdoğan müjdeyi verdi.
Kentsel dönüşüm desteği bir buçuk milyon liradan 1 milyon 875 bin liraya yükseltildi. Özellikle İstanbul'da hızlı bir kentsel dönüşüm süreci bizi bekliyor. Burada benim küçük bir tavsiyem var.
875 bin liralık hibe desteği gerçekten çok kıymetli.
Ancak 875 bin liralık kredi desteğini en azından 1.5 milyon liraya çıkarabilirsek. Süreç çok daha hızlanır.
Zira şu an müteahhitler daire başına 2 milyon 400 bin ila 3 milyon lira arasında bir fiyat veriyor.
Özellikle dul olanlar, emekliler 875 bin liranın üstündeki kısmı da karşılamakta zorlanabiliyor.
Bu yüzden en azından bu durumda olanların elini birazcık olsun güçlendirmek mümkün olur.
İmkanlar dahilinde kentsel dönüşüm kredisini 1 milyon 250 bin, 1 milyon 500 bin lira bandına çıkarmak yüzleri güldürecektir.
Tabii müteahhitlerin de "Nasıl olsa destek arttı" diye fiyatları artırmasının önüne geçmek de şart...
Ama her şekilde herkese hayırlı uğurlu olsun.
Tabut evlerden kurtulmak için elimizi çabuk tutmamız lazım.
Erdoğan; Son 23 yılda TOKİ ile 1 milyon 547 bin konut ürettik.
Türkiye genelinde toplamda 3 milyon 700 bin dönüşüm konutu ve sosyal konut inşa ettik. 15 milyon vatandaşımıza yeni yuva kazandırdık. Sahada 1 milyona yakın konutun dönüşümü halen devam ediyor. Açıklamasında bulundu.
Takdir milletin elbette.

1 MAYIS'TAKİ MARJİNALLER
Öncelikle herkesin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlu, mutlu, huzurlu olsun. Bir konunun altını çizmek istiyorum. Her sene sayıları 10-20 kişiyi geçmeyen solun en ideolojik derinliklerine saplanıp kalmış eylemciler sebebiyle tüm Taksim'de büyük güvenlik önlemleri alınıyor.
O eylemciler demir bariyerleri aşmaya çalışıyor. Gözaltına alınıyor.
Sonra hiç... Kimin eline ne geçiyor bu eylemlerle bilemiyorum.
Zira mesele Taksim'in kutlamalara açılmasıysa bu zaten Erdoğan zamanında yapıldı. Bizzat ben o gün oradaydım. Aynı kafadaki marjinal tipler dükkanların camını çerçevesini indirdi. Bankalara hasar verdi. Molotof attı. Sonra yine başa döndük.
Demem o ki bu marjinal gruplar tüm Taksim esnafını, polisi, vatandaşı, turistleri mağdur ediyor. Ne için?
Sözde 77 şehitlerini anıyorlar.
İyi de anma törenlerine zaten izin veriliyor.
Sendikalar hem Kazancı Yokuşu'na karanfil bırakıyor hem de açıklama yapabiliyor.
Aynı şekilde anıta çelenk de koyuyorlar.
Yani aslında marjinal grupların kışkırtıcı, saldırgan eylemlerinin sağlıklı bir açıklaması da mantığı da yok...