Sırrı Süreyya Önder'in cenazesi toplumun hemen her kesimini buluşturdu.
Siyasal çekişmeler ve ideolojik ayrışmalar ne denli sert olursa olsun arada her zaman kültür elçileri vardır. Gruplar arasında köprü olabilen şairler, yazarlar, gazeteciler aslında görünmeyen bu misyonu sahiplenirler.
Sırrı Süreyya, HDP'nin mütebessim yüzü oldu. Belki de geçtiğimiz yıllarda partinin çizgisine karşı tepki veren kitleleri yumuşatan tek aktördü.
Adıyamanlı bir Türkmen ailenin çocuğu olarak doğan Önder'in babası TİP'li dayıları ise Nurcuydu. Henüz lisedeyken hapse girdi. Daha sonra Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi'ne başladı. 12 Eylül sonrasında Dev-Yol davasından 7 yıl hapse girdi. Mamak cezaevinde Celal Adan, Selçuk Özdağ gibi dönemin ülkücüleriyle aynı koğuşta yattı.
Sırrı Süreyya Önder'in hayatı 12 Eylül'ün çilesini çeken pek çok devrimci ve ülkücü gibi çileli geçti. 1970'lerde edindiği sol jargonun yanı sıra risalelerin etkisiyle sahip olduğu söz varlığı onu özgün kıldı. Orhan Kemal'in sokaktan sıradan tipleri romanına aktarması gibi anlatılarında ve fıkralarında sıradan insanların sıra dışı hallerini resmetti.
Senaryolarında yarattığı tipler onun lastikçilik, tır şöförlüğü yaptığı günlerden kalma yaşayan tiplerdi.
2000'li yıllarda Meksika Sınırı ile muhafazakâr kitlenin evine girdi. Sistemi eleştiren, güneydoğu aksanıyla konuşan ama felsefi laflar eden bir karakter olarak toplumun çoğu onu sevdi.
HDP siyasetine 2011 yılında Emek, Özgürlük, Demokrasi Bloku üzerinden girdi. HDP'nin değişmeyen aktörü olmayı başardı. Mecliste HDP'ye dönük öfkeyi yumuşatan, ortamı şenlendiren diliyle etkili bir siyasetçi oldu.
1 Ekim 2024'te Devlet Bahçeli, DEM Parti sıralarına yürümeden 3 hafta evvel bu köşede olacakları kaleme almıştım. Satır aralarında güvenlik bürokrasisinin ince işçiliğinden bahsetmiştim lakin Cumhurbaşkanı Erdoğan önceki gün Terörsüz Türkiye sürecini MİT'in yürüttüğünü söyledi.
Cumhuriyetin ikinci yüzyılında terörden arınmış ve bölgesindeki risklere önlem almış bir Türkiye özlemi Ankara'da öne çıkıyor. Sırrı Süreyya Önder bu sürecin tam ortasındaydı ve DEM Parti cephesindeki sertlikleri törpüleyebilen bir yeteneği vardı.
Tarihe Türk-Kürt ittifakı olarak geçecek bu sancılı dönemi bugün anlamakta zorlananlar var. Ancak iki halkın kadim tarihi, ortak hikayeleri ve türküleri onları birbirine daha da yaklaştıracak. Önder bir konuşmasında mealen şöyle diyordu "Bu ağıtların niçin yakıldığını bilmeyenler nasıl okunacağını da bilmezler..."
3 Mayıs 2025'te vefat eden Sırrı Süreyya Önder'in bayrağımıza sarılı tabutuyla cenaze namazı kılındı. Barbaros Camii'nde toplanan büyük bir kalabalık onu Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnetti. Mekânı cennet olsun. Aziz milletimiz onu hatalarıyla değil bu ülkeye hizmetleriyle hatırlayacak.