Okuyucularla Hasbihal...
Pazar günleri, muhterem okuyucularımızın eleştiri ve görüşleri etrafında yaptığımız bir Hasbihal'e daha, sağlık-âfiyet üzere, hayırlı çalışmalar dileği ve selâmlarımızla başlıyoruz.
Bu haftaki 'Okuyucularla Hasbihal'de, daha çok, geçen bir hafta boyunca Samsun, Amasya, Tokat ve civarındaki yerleşim merkezlerinde sohbetler ve sualler etrafında durmayı gerektiriyor... Çünkü, elbette hemen hemen bütün sohbetlerin mihveri, Gazze ve Filistin idi ve insanlar kalplerinin derinliklerinden gelen ıstırap duygularıyla ve -çoğu çocuk ve kadın- savunmasız 100 bine yakın insanların katledilmesi ve bütün Gazze'de 'taş üstünde taş, omuz üstünde baş bırakmamak' istercesine her yaptığına destek çıkan ve bütün Gazze, en barbarca modern yöntemlerle yerle bir edilirken seyirci kalan ve bütün o korkunç cinayetleri, çocukları ve annelerini ve hamile anneleri bile görmezden gelmeyi marifet sanan, barbarlık karşısında hiç sesini çıkarmayan Trump karşısında, 'Tahammül mülkünü yıktın, / Hulâgû Han mısın bre kâfir!.' Sözünü duyacak olsan, kimseye değil, en başta kendine kızabilir ya da -800 yıl öncelerdeki- 'Mogol İstilâsı'nın çağdaş versiyonu olarak değerlendirildiğin için iftihar edebilirsin, Mr. Trump...
Atlantik'in öte yakasından sanki öz parselin imişçesine, Gazze ve Filistin'e ve hattâ bütün Müslüman coğrafyalarına yeni şekil bir vermeye çalışan zorbalığına, 'kuralları güçlüler koyar...' lafıyla gücetaparlığın bayraktarlığına soyunan sen karşısında 'Yuhhhh!' mânasında, kinayeli bir, 'Teşekkürler Mr. Trump' demekten insan kendini alamıyor...
Ama suçlu sadece, Trump da değil... Bütün emperyalist güçler ve sistemler... Evet, Gazze konusunda Mr. Trump, hepiniz bu kanlı oyunun içindesiniz, Filistin'in bir kısmını Siyonistlere işgal ettirip orada onlara bir devlet kurdurduğunuzdan beri, Siyonist İsrail rejimi hepinizin el birliğiyle orada cinayet işlemek hakkını tekeline aldığınız Birleşmiş Milletler'e zımnen kabul ettirdiniz... Baş rakibiniz Putin'in de, tıpkı senin gibi Mr. Trump, 'Gazze Trajedisi'nde iki yıldır tek kelime etmediğini Müslümanlar görmüyor ve değerlendirmiyor değil...
Bütün emperyal güçlerin elbirliğiyle, bizim dünyamıza, Müslüman coğrafyalarına, mahallelerimize bir 'kuduz fino' olarak saldığı ve saldırttığı Siyonist İsrail karşısında, 'İsrail'in kendisini savunma hakkı vardır ve bu konu tartışılamaz...' diyen ve o cinayetkârlar için bir 'koruyucu melek' rolüne soyunan sizlerin, Filistinlilerin de kendilerini savunma hakkı olduğuna dair tek bir cümle olsun, söylemeyebiliyorsunuz... Çünkü, maksadınız, Müslüman coğrafyalarının kalp nahiyesine zehirli bir hançer saplamak idi...
Halbuki, Yahudileri bir toprak ve vatan sahibi yapmak istiyor idiyseniz, bugün olduğu gibi, o zaman da dünyanın boş yerleri vardı. Ama siz Müslümanları, bin üç yüz yıldır yaşadıkları coğrafyalarından atmak için, her şeyden önce geçmiş asırlardaki Haçlı Seferleri'nin başarısız kalmış hesaplarını kapatmak istiyor ve dahası, kendi Hristiyan toplumlarınızda 'lanetli bir kavim' olarak nitelediğiniz Yahudileri de Filistin topraklarına, Müslüman toplumlarının içine yerleştirmek istiyordunuz.
Ki, Mr. Trump, HAMAS'ın 7 Ekim 2023'te gerçekleştirdiği o muhteşem eyleminden hemen sonra ve yüzlerce bombardıman uçakları taşıyan 2 uçak gemisi ve 43 bin askerle Doğu Akdeniz'e gelip hemen Tel-Aviv'e koşan selefiniz ABD Başkanı Biden, orada, 'Biz buradayız, gidici de değiliz ve bu konuya müdahale eden bir başkası olursa, onu da saf dışı ederiz...' demekle yetinmeyip, 'Burada İsrail adında bir devlet kurulmasaydı bile, biz burada böyle bir devleti yine kurardık...' dememiş miydi?
Mr. Trump, sen de bütün seleflerin gibi o emperyal-şeytanî entrika siyasetlerinin uygulayıcılarındansın. Dahası, yeni başkanlık dönemine başlarken, Netanyahu'ya, 'Ben iş başına geçmeden, işlerini bitir, elini çabuk tut!' diyen sen değil miydin?
Ve şimdi de, Gazze'de, sizin emperyal sisteminizin başlattığı ve karşısında bir devlet ve ordu olmadığı halde, bir örgütle silahlı çatışmaya girmeyi bile 'savaş' diye gösteren mantığınız, orada yüz binleri, milyonları ve dünyadaki milyarlarca Müslümanı, hiçbir şeyi anlamadıklarını sanarak, Gazze'de 'ateş-kes'i sağlamak kahramanlığına soyunuşun yutuldu mu sanıyorsun? Hele, bu -sözde- büyük başarının ardından, 'İsrail, 70 bin kişiyi öldürerek büyük bir intikam aldı...' derken, sayılarını bizzat da itiraf ettiğin o 70 bin savunmasız insanların katledilmesinin ardından bir hayıflanma ifadesi bile kullanmadan ve Müslümanlara, 'Bakınız, İsrail'den 1000 kişi ölürse, sizden 70 bin gider...' dercesine bir gözdağı vermeyi de ihmal etmedin. Kaldı ki, Mr. Trump, o asker kılıklı kudurmuş yaratıkların karşısında, ne bir ordu vardı, ne bir devlet... Orada 25 bin kadarı çocuk, bir o kadarı kadın ve geriye kalanı da savunmasız diğerleri olmak üzere, yıkıntıların altında kalan 10 binlerce mazlum kurbanlardan ayrı olarak, 70-75 bin insanın öldürülüşünde üzüntü beyan etmek yerine, Filistinlilere ve bütün Müslümanlara korku salmaya çalıştın. Ve o kuduz finolarınızın silahları, uçakları, füzeleri hep senin ve devletiniz tarafından gönderilmişti. Bir Gazze'nin Hiroşima'ya dönüştürülmesinin sorumlusu olarak bir yüce mahkemede hesaba çekilmeyeceğini mi sanıyorsun?
Bütün o korkunç barbarlıkları, cinayetleri, daha geçen ay, 'savaş kahramanı' olarak ilan ettiğin kısaca BİBİ diye hitap ettiğin Netanyahu'ya işletenin sen olduğunu sadece Müslümanlar değil, dünya halklarının çok farklı kesimlerinden yükselen itiraz sesleri olsun sana hatırlatmadı ve düşündürtmedi mi, Mr. Trump...
Ki, dünyanın muhtelif yerlerindeki hattâ bazı küçük ihtilafları bile savaş olarak niteleyip, 'tam 8 tane savaşı durdurdum' diye tafra satan ve de Nobel Barış Ödülü'ne kendi kendini lâyık görüp aday göstertmeye kalkışan seni, sonunda Nobel Komitesi'nin bile ciddîye almadığından olsun, bir şeyler düşünemez misin?
Mr. Trump, bir genç okuyucu, senin psikolojik hallerini tahlil etmeye çalışırken, bütün bu oyunlarının, 50 yıl öncelerde ölen ünlü komedyen Charlie Chaplin'in sessiz sinema dönemindeki muhteşem oyunlarından farkının olmadığını ve senin de 'yeni Chaplin' olmaya özendiğini söyledi. Hani, işsiz kalmış bir camcının, sokak çocuklarına para verip evlerin camlarını taşlattıktan sonra, mahallelinin imdadına kurtarıcı olarak yetişen 'camcı' rolü... Ama Chaplin mâsum idi; senin ellerinden ise, mazlum kanları damlıyor, Netanyahu'yla ve diğer cinayet ortaklarınla birlikte.
*
Mr. Trump, bak, sana bir sözüm daha var:
14 asır önce, İslam'ın ilk çeyrek asrı geride kalırken, 1. Halife Hz. Ebubekir zamanında Yemen taraflarında bir kasabada bir grup İslam mübelliğleri/tebliğcileri, İslam karşıtları tarafından katledilmişler ve o civardaki Müslüman askerî birliği o kasabayı bütünüyle cezalandırmış, kaçamayanlar ve hayvanlar öldürülmüş ve evler tahrip edilmiş ve tarlalar yakılmıştı.
Haber Hz. Ebubekir'e ulaşınca, o Yüce Halife, 'O mübelliğleri, o çocuklar, o kadınlar, o koyunlar ve ekinler ve insan emeğiyle yapılan o evler mi öldürmüştü?' diye sormuş ve İslam savaş ahlâkında böyle şeylerin olmadığını beyan etmişti.
Biraz düşünüp ibret alacak kadar mantığın varsa, sadece Gazze'de yaptırdıklarınıza bakarak, bundan senin de, devletinizin de alacağı çok dersler vardır, Mr. Trump...
*